31 Aralık 2018 Pazartesi

2018 ve Ben | Neler Oldu?


  2018'in son günlerinden herkese Merhaba!
  Bilirsiniz şu zamanların en popüler aktivitesi bütün bir yılı yorumlamak ya da favorilerden bahsetmek. Benim de aklıma 12 ayı nasıl geçirdiğimi anlatan bir yazı yazmak geldi. Marjinal olacağım ya güya. 😏Aslında düşününce çok saçma gelmiyor mu? Yıl dediğin hayatının son 365 gününden bir kesit. Neyse çok derin kuyulara dalmadan bu yazıyı kendim için yazıyorum. Bazen yol haritamı kaybettiğimde şöyle geriye dönüp "Ya sen neleri atlattın, bunu mu atlatamayacaksın." demek için.

20 Aralık 2018 Perşembe

Hakan: Muhafız ( The Protector) Dizi Yorumu ve Karakter İncelemeleri


  Herkese Merhaba !
  Beklenen an geldi ve Netflix'deki ilk Türk dizimiz Hakan: Muhafız namı diğer The Protector izleyicinin karşısına çıktı. Dizi bir ilk olması nedeniyle beğenen olsun beğenmeyen olsun herkesin dilinde. Ben de dizi hakkında bir inceleme yazısı yazmasam içimde kalırdı. 
  Diziyi "Çağatay Ulusoy Netflix projesinde rol alacak " haberinden beri takip ediyordum. Çünkü ilk Türk Netflix dizisinin nasıl olacağını çok merak ediyordum. Şunu da baştan söyleyeyim. Dizi Türk dizisi olduğundan kıyak geçmeyeceğim. Bu blogda daha önce yabancı dizileri nasıl yorumluyorsam aynen öyle yorumlayacağım. Hem zaten bu bir bakıma Netflix'in işi sayılır.
Dizinin Konusu: Bilmeyen var mı bilmiyorum ama ben yine de yazayım dedim. Hakan adında sıradan (çok çok sıradan) bir Kapalıçarşı'da çalışan gencimiz, İstanbul'u kurtarma görevi olan bir muhafız olduğunu öğrenir. Kimden mi koruyacak? Ölümsüz denen kötü amaçlı kişilerden. Hoş neye göre kime göre kötü orasını da anlayamadım. Tabi bir de Muhafız'a "Sadık Olan" yardımcıları var. Hikaye işte bu üçgenin içinde geçiyor diyebiliriz.

  Şimdi dizinin sevdiğim ve sevmediğim yönlerinden bahsedeceğim. İlk olarak sevdiklerimden bahsetmek istiyorum ki beni sırf Türk dizisi olduğu için cool olmak adına diziyi gömmeye çalışan tayfadan sanmayın.

16 Aralık 2018 Pazar

Muhteşem Gatsby - F.Scott Fitzgerald | Kitap Yorumu

  Muhteşem Gatsby'nin yakın zamanda filmini izlemiş ve film bittikten sonra ise “Mutlaka kitabını okumalıyım!” demiştim. Ve sonunda kitabı okudum ve onu da filmi gibi çok sevdim. Kitabı okurken film resmen satırların arasında canlandı. Her zaman önce kitabı okuma taraftarıyımdır. Çünkü filmlerde çoğu şey değiştirilmiş ya da eksiltilmiş olur. Ancak film kitaba o kadar sadık kalmış ki küçük çaplı bir şok yaşadım. Kitabı ve filmi birbirini bu kadar besleyen başka kitap okudum mu bilmiyorum. O yüzden filmini önce izlemekte bir sakınca yok. Hem zaten Gatsby'yi kafanızda LeonardoDi Caprio'dan daha iyi hayal edemezsiniz. 

25 Kasım 2018 Pazar

Müslüm Film Yorumu

Müslüm,son zamanların en çok konuşulan filmlerden biri oldu. Hatta Müslüm Gürses neredeyse popüler kültür haline geldi. Benim yaşım tutmuyor Müslüm Gürses'in zirvede olduğu zamanlara ama tutsa da pek bana hitap etmeyen bir tür arabesk. Ha birkaç şarkısını sevdiğim için dinlerim o ayrı ama genel olarak arabesk benlik bir tür değil. Son zamanlarda ülkemizde böyle biyografik filmlerin yapılması adına ise seviniyorum. Çünkü her insan ayrı bir hikaye, her insan ayrı bir zenginlik. Ancak bazı insanlar gerçekten de film gibi hayata sahip derler ya işte öyle bir hikayesi var Müslüm Gürses'in. Ayrıca dikkat ederseniz en başarılı insanlar en acı hikayeye sahip olanlardan çıkıyor. Bence bu bir tesadüf değil.

18 Kasım 2018 Pazar

Yemek Yapmayı Nasıl Öğrendim?


  Herkese Merhaba!
 Başlıktan anladığınız gibi bugün yemek yapmayı nasıl öğrendiğimden bahsedeceğim. Aslında bu yazıyı yazıp yazmamayı çok düşündüm. Çünkü konu olarak blogumun konseptine pek uymuyor. Sonra bir an "Aman blog benim değil mi? İstediğimi yazarım." diyerek gaza geldim ve şu an bu yazıyı yazıyorum. 2018 yılının başlarında bir ajanda alıp bu yılki hedeflerimi yazmıştım. Bunlardan birisi de yemek yapmayı öğrenmekti.Çünkü seneye inşallah atanırsam yemek yapmayı bilmek aç kalmamamı sağlayacaktı. Malum yılın da son zamanlarını yaşıyoruz. Açıp o listeye şöyle bir baktım. Yıl bitiyor ben hala yemek yapmayı öğrenemeyeceğim galiba diye düşünmüştüm. Ancak sonra bir ayda kendi kendime yemek yapmayı öğrendim. Daha doğrusu öğrenmek zorunda kaldım. Nasıl mı?

15 Ekim 2018 Pazartesi

Beni Asla Bırakma - Kazuo Ishiguro | Kitap Yorumu


   Herkese Merhaba!
   Beni Asla Bırakma uzun zamandır okumayı düşündüğüm bir kitaptı. Bunun için üç farklı sebebim vardı. Birincisi Kazuo Ishiguro'nun, Nobel Edebiyat Ödülü almasıyla ilgimi çeken bir yazar olmasıydı. Yazarın sürekli adını duymaya başlamıştım ve doğal olarak kitaplarını da merak ettim.
İkincisiyse Beni Asla Bırakma'nın Time Dergisi tarafından İngilizce yazılmış en etkileyici 100 romandan biri seçilmesiydi. Son sebebim ise kitap hakkında kötü bir yoruma rastlamamdı.

14 Ekim 2018 Pazar

Mr.Sunshine Dizi Yorumu

  Mr.Sunshine son zamanlarda izlediğim en kaliteli dizilerden biriydi. Diziyi dün bitirdim ve hislerim soğumadan sıcağı sıcağına yazıyorum.
  Dizinin tanıtımları gösterildiği zaman herkes gibi benim de beklentilerim tavan yapmıştı. Çünkü en severek izlediğim Secret Garden,Descendants of the Sun, Goblin gibi dizilerin senaristi Kim Eun Sook'un yeni dizisiydi. Ben bu kadının dizilerde kullandığı farklı konuları çok seviyorum. Ve her çıkardığı yeni dizisinde kalite olarak  hep bir öncekinin üstüne çıkıyor. Dolayısıyla beklentim çok ama çok  yüksekti. Mr. Sunshine, ilk bölümler biraz durağan olduğu için “ Yaa acaba bu dizi beklentinin altında mı kalacak?” diye düşündüm, yalan yok. Ancak sonraki bölümler... M Ü K E M M E L D İ.  Rollercoastera binmiş gibi hissettim.  Harika bir diziydi.
 Şimdi dizinin sevdiğim ve sevmediğim yönlerinden bahsedeceğim. Ancak sevmediğim yönü az olduğundan ilk onunla başlayayım.

28 Eylül 2018 Cuma

Semerkant - Amin Maalouf | Kitap Yorumu


  En son ne zaman tarihi öğeleri içinde barındıran bir kitap okuduğumu hatırlamıyorum ama Semerkant'ı gerçekten beğendim. Bu sene  KPSS'ye çalıştığım için Selçuklu döneminde yaşanan gelişmeleri biliyordum. Hasan Sabbah konusunu dinleyince adamı aşırı merak etmiştim. Sonra bir de ne göreyim çoğu kez adına rastladığım Semerkant kitabı da Selçukludaki bu olayları anlatmıyor mu? Kitabı hemen edinip okumaya başladım. Özellikle kitabın Ömer Hayyam, Nizamülmülk ve Hasan Sabbah'ı anlattığı kısımları okumaktan çok zevk aldım. Tarihin ne kadar çok arka yüzü var, okudukça şok oldum. Mesela derste bize anlatılan şudur: Hasan Sabbah, Nizamülmülk'ü öldürmüştür. Melikşah, en büyük destekçisi vezirinin ölümü için uzun süre yas tutmuştur. Semerkant ise tam tersini ortaya koyuyor mesela. Melikşah'la Vezir Nizamülmülk'ün arasının aslında arasının çok da iyi olmadığını anlatıyor. Sonra durdum düşündüm. Acaba tarihte bize öğretilenler ne kadar doğru? Gerçi kitabın içindekilerden de şüphe duyuyorum biraz.Çünkü her ne kadar tarihi olsa da kurgusal da bir kitap. Bu yüzden bu konu hakkında biraz araştırma yapmayı düşünüyorum. Ancak her ne olursa olsun gerçekten kitabın bu kısımları insanda merak duygusu oluşturuyor ve çok akıcı bir şekilde okunuyor.Bence tarihi anlatmak bir sanattır. Birisi anlatır uykun gelir; birisi de çıkar anlatır, gözünü kırpmadan dinlersin. Tıpkı bu kitapta olduğu gibi. Nedense ben hep Osmanlı tarihini ilgi çekici bulurdum ama fark ettim ki Selçuklu tarihi de çok ilgi çekiciymiş.

27 Eylül 2018 Perşembe

Şekerliden Şekersiz Hayata | Konuk Yazar

Herkese Merhaba!
Bugün blogumda bir ilki gerçekleştirip konuk yazara yer vereceğim. Kendisi kuzenim Merve Hanım olur. Şekeri hayatımdan çıkardığım zamanlarda beni çok yadırgamıştı ve kendisinin şekersiz yapamayacağından bahsetmişti. Ancak gün oldu devran döndü ve o da 21 gün şekersiz yaşamayı denedi. Şimdi söz sırası onun:
"Evett. Nasıl başlayacağımı bilemedim. O yüzden direkt başlıyorum. Şekersiz 21 güne başlama nedenimden önce kuzenim başlamıştı tabi bende onlarda kaldığım zaman diyordun ki “ Kızım n'apıcan salak salak işler yapma “ “Aman ye gitsin“ diyordum. Sonra aradan zaman geçti ben tekrar kuzenim yanına gittim bir fit bir fit dedim bu ne ?
  Tabi bu arada bende durumlar tam tersi kilo almaya başladım. Çevredeki insanlar kilo almışsın falan diyorlardı ( Bu arada hiç kiloya takılmayan ben, bunları duyunca biraz kötü olmaya başladım ). Bu yaz tatilinde daha fazla bu sözleri duyunca yine takmıyorum ama yani üzülmüyor da değildim (Hayır aldıysam aldım size ne? )  Neyse bir süre böyle devam etti ben artık kendime bakınca göbek çıkmış falan dedim:" NOLUYORRR!!!!”

Şekersiz 21 Günüm Nasıl Geçti?| Zayıflama Günlükleri vol 2



  Biliyorsunuz ki zayıflama günlükleri serisini yazmaya başlamış ve  ilk yazısında  zayıflamaya nasıl karar verdiğimden bahsetmiştim. Malesef o süreci nasıl geçirdiğimi buraya yazma şansını çok bulamadım. Ancak şunu söylemeliyim ki zayıflarken çok önemli bir şeyi keşfettim: Sağlıklı beslenmeyi. Gerçekten eski ben bana o kadar cahil geliyor ki o zamanlar nasıl sağlıksız beslendiğime şaşırıyorum. "Şekersiz 21 Gün" olayını da iyiki keşfetmişim diyorum. Eminim ki yazının başlığını okuyup ön yargılı bir şekilde yazımı okumaya başlayan da epey bir kişi olacaktır.
 "Ben çikolata yemeden duramam."
"Benim tatlı krizim var, hayatta yapamam."
"Ben tatlısız yapamam."
"Ne gerek var ben zaten zayıfım."
"Kim çıkartıyor bu icatları başımıza." vs. gibi düşünceler aklınızdan geçiyor olabilir. Sizden rica ediyorum. Lütfen ön yargınızı bir kenara bırakıp yazımı okur musunuz? Kemerlerinizi bağlayın, başlıyoruz.

25 Eylül 2018 Salı

Şimdi ve Sonsuza Dek, Lara Jean - Jenny Han | Kitap Yorumu


  Sevdiğim Tüm Erkeklere serisinin üçüncü ve son kitabı olan Şimdi ve Sonsuza Dek Lara Jean'i okuyarak seriye veda ettim. Diğer iki kitabı okuyanlar zaten bilir yazar tatlı üslubundan bir şey kaybetmeden Lara Jean'in hayatına bizi konuk ediyor. Bu sefer kitapta daha farklı bir heyecan vardı. Lara Jean'in biraz daha büyüdüğünü, alınması zor bir takım kararlarla uğraştığını okuyoruz. Bir yandan hayallerindeki üniversiteye başvurusunun kabul edilmesini bekliyor. Bir yandan da ailesinden ve Peter'dan uzak bir yerde olma düşüncesiyle bocalıyor. Ve herkes için en doğru kararı vermesi lazım.Bu arada hemen belirteyim. Kitabı okurken yabancıların üniversiteye giriş sistemlerine imrenmeden edemedim. Bizde üniversiteye gitmek için hayatımızın bir senesini test çözerek geçirdiğimiz gerçeği yüzüme tokat gibi çaptı. 
  Neden bilmiyorum ama bu seriyi her okuduğumda o an içinde olduğum ya da daha önce bulunduğum duruma dair bir olaya rastlıyorum. Ve Lara Jean yine adını duyamadığım duygularıma tercüman oluyor. "Ah ben de ben de! Seni o kadar iyi anlıyorum ki..."moduna giriyorum. Bu kitabın büyüsü zaten benim için bu: Sanki böyle beş çayı için bir arkadaşımın evine konuk olmuş gibi hissediyorum. İki hoş sohbet edip bir kaç dakikalığına hayatı arka plana atmış oluyorum. Bir de kitabın diğer yanı Kore kültürünün de kitapta yer alması. Bence kitabın samimi,içten olmasında bunun da çok önemli bir payı var. Mesela bu tarz konulu kitaplar yok mu? Olmasına var ama bana bu kadar samimi gelmiyor diğerleri. Amerikan ve Kore gençlik dizilerindeki havayı düşünün. İşte bu kitap ikisinin ortaya karışık hali.

15 Eylül 2018 Cumartesi

All Your Perfects- Colleen Hoover | Kitap Yorumu


Herkese Merhaba,
 Uzun zamandır elim hiçbir kitabı okumaya gitmiyordu ta ki tesadüfen Colleen Hoover'ın son kitabına rastlayana kadar. Sırf meraktan indirdim. Sadece kitabı anlayıp anlayamadığımı test edecektim. Tamamen bir ön yargıyla başladım, muhtemelen birkaç sayfa okuyacaktım ve İngilizcemin hiçbir zaman Colleen Hoover okuyacak kadar gelişmemiş olacağına kanaat getirip indirilen ama okunmayan kitaplar arasında duracaktı. Ancak ilk bölümde çok değişik bir tanışma şekli okuduktan sonra neler olacağını çok merak ettiğim için kitabı okumayı bırakamadım. Zaten aşırı zor bir İngilizcesi de yoktu. Nasıl anlatsam ortalama bir İngilizceniz varsa kitabı anlarsınız. Bilmediğiniz sözcükler elbette olur ama onu da hemen sözlükten bakarsanız bence kitabı gayet okuyabilirsiniz. Bu arada hiç anlamıyorum yayınevleri nasıl Colleen Hoover'ı çevirmez? Kadın romantizmin  kraliçesi resmen.

26 Ağustos 2018 Pazar

Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı - Mark Manson | Kitap Yorumu


  Şu sıralar çok satanlarda olan bir kişisel gelişim kitabı olan Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı'nı mutlaka görmüşsünüzdür. Beni kitabı okumaya cezbeden ise gerekli gereksiz çoğu şeyi kafama takmamdı. Ki ben bir şeyi takmasam bile çevremde kafasına bir şeyi takan insanlar yüzünden darlandığım çok oluyor.  "Takma kafaya ya boşver" gibi klişelemiş tavsiyelerin de bir şeye yaramadığı malum. Belki kitabın bir faydası dokunur diyerek okumaya başladım. Ancak içten içe kitaba bir önyargıyla başladığım ve küçümsediğim doğrudur. Çünkü bu kitap bana ne diyecek, hangi sihirli cümleyi fısıldayacak da mucizevi bir şekilde kafaya takmayacağım ki şeklinde düşünüyordum.

23 Ağustos 2018 Perşembe

İyiki Doğdun "Hemdem"im | Kuzenimle Komik Anılarımız


  Dikkat dikkat! Bu yazı aylar öncesinden 24 Ağustos tarihine ayırtılmış özel bir yazıdır. Bundan 2 sene öncesinde bir arkadaşımın doğum gününü blog üzerinden kutlamıştım. O zamandan beri kuzenimin içinde kalmış o da böyle bir şey bekliyormuş. Gerçi şimdi bu kısmı  yazdığım için beni öldürecek olsa da bahsetmek istedim. Çünkü asıl o zaman doğal bir yazı olmazdı. Buraya da “ Doğum günün kutlu olsun, seni çok seviyorum bla bla...” gibi klasik övgü ve methiye düzmek yerine size onu tanıtmak istedim. Böylesinin daha iyi olduğuna karar verdim.

20 Ağustos 2018 Pazartesi

Beyaz Zambaklar Ülkesinde - Grigory Petrov | Kitap Yorumu



  Şu sıralar eskiden yarıda kesip okumayı bıraktığım kitaplara yöneliyorum. Bunlardan biri de Beyaz Zambaklar Ülkesinde'ydi. Zamanında ablama  okuma ödevi olarak aldırılmıştı. Başlarını biraz okuyup sıkılıp bırakmıştım. Büyüdükçe kitaplardan beklentilerimde biraz değişti ve özellikle Atatürk tarafından okunması teşvik edilen bu kitabın ne anlattığını merak edip tekrardan okumaya başlayıp bitirdim. 

19 Ağustos 2018 Pazar

Sevdiğim Tüm Erkeklere Film Yorumu ve Kitap-Film Karşılaştırması ( To All the Boys I've Loved Before)




  Herkese Merhaba,
  Sonunda uzun zamandır beklediğimiz Sevdiğim Tüm Erkeklere kitabının filmi çıktı ve ben de hemencecik izledim. Filme değinmeden önce çok kısa kitap hakkında konuşacağım. Kitaplarını ne kadar beğendiğimi bilenler bilir. Aslında çok süper bir kitap serisi değil, konu klişe ve hatta kabul biraz ergence. Ancak eğlenceli, çok tatlı, komik ve okuduğunuz süreçte yüzünüzde gülümsemeyi eksik etmeyeceğiniz türde bir kitaptı. Kendi türünden sıyrılmasındaki en önemli etken de bence baş karakter Lara Jean'in Asya kökenli olması, hikayesini anlatışındaki samimiyet havası ve kitabın ayrıca aile bağlarını da sıcacık bir şekilde işlemeyi başarmasıydı. Haliyle kitabın filminin çekileceğini duyunca çok sevinmiştim. Çünkü kafamda oluşturduğum hayal dünyasını ete kemiğe bürünmüş olarak görebilecektim. Ayrıca kitaplara veda ettiğimde düştüğüm boşluğu filmiyle doldurabilecektim. Bir de Netflix kalitesiyle çıkması ayrıca bir beklentimi yükseltti.

17 Ağustos 2018 Cuma

Muhteşem Gatsby Film Yorumu ve Replikleri


  Ne zamandır tek bir filme yer ayırdığım yazılar paylaşmıyordum. Ancak Muhteşem Gatsby sebebini çok da anlamadığım bir şekilde beni etkileyince iki kelam yazmadan içim rahat etmeyecekti. Filmin kitabını okumadım ama filmden sonra çok merak ettiğim için en yakın zamanda okumak istiyorum. 1920'lerin Amerikasını anlatan Muhteşem Gatsby, bir aşk hikayesi gibi görünse de aslında Amerikan Rüyası'nın çöküşünü anlatan bir eser. Muhteşem Gatsby'i sadece bir aşk hikayesi olarak görmek yüzeysel bir bakış olacaktır ki buna daha detaylı değineceğim.

  Önce nasıl izlediğimden bahsetmek istiyorum. Birkaç sene önce filmin 5-6 dakikasını izleyip bırakmıştım. Çünkü internet çok yavaştı ve film sürekli donuyordu. Film zaten beni başta sarmayınca izlemeyi bıraktım, internette bahanesi oldu. Bir huyum vardır: Hiçbir şeyi yarıda bırakamam. Yıllar sonra tekrar açıp izlememin sebeplerinden en önemlisi de buydu. Filmi bitirdikten sonra bir klasik olarak ise şunu dedim? : Ben n'apmışım? Nasıl yarıda kesip  de izlememişim?

8 Ağustos 2018 Çarşamba

Age of Youth 2.Sezon Yorum, Replik ve Gifleri


  Herkese Merhaba
  Age of Youth'un  1.sezonunu ne kadar sevdiğimi bilirsiniz. Bilmeyenleri ilk sezonu yazdığım şu yorumu alalım: Tık tık 2.sezonunu ise  bitireli epey oldu ama yine üşenip yazımı geciktirdim. Çünkü yazacak o kadar çok şey var ki hangi birinden bahsedeyim derken kaçış yolunu yazmamakta buldum yine. 2.sezon yazısı çok uzun olacak.Tehlikenin farkında mısınız?😂

 Baştan uyarayım dizinin ilk sezonuna dair bol spoilerlar olacak. Zaten birinci sezonu izlemediyseniz bu yazıda işiniz ne ama di mi? Yani bu yazı ilk sezonu izleyenler için. Bu yorumda farklı bir yönteme geçmek istedim. Normal yazının arasında bazı paragraflar için spoiler uyarısı vereceğim. O kısımları belirteceğim, spoiler içeren kısımlar okumadan atlarsanız rahatlıkla  okuyabilirsiniz. 

26 Temmuz 2018 Perşembe

Beyaz Gemi - Cengiz Aytmatov | Kitap Yorumu




  Beyaz Gemi yıllardır rafımda bekler dururdu. Birkaç kez başlayıp sıkıcı bulup hep başında okumayı bırakmıştım. Halbuki birkaç sayfa daha okusam kitabın iç yüzünü okuyabilecekmişim. Kitabı hiç beklemediğim bir şekilde çok beğendim. 160 sayfaya derin anlamlar sığdırılmış. Kitabın ana karakteri anne babası tarafından terk edilip dedesiyle yaşayan bir çocuktur. Adını bilmeyiz kitap boyunca... Bazı kaynaklarda çocuğun aslında Cengiz Aytmatov olduğu söylenirken, bazılarında da çocuğun masum tüm insanları temsil ettiği söyleniyor. Çocuk da dahil olmak üzere aslında her karakter bir değeri temsil ediyor. Hayatın içinden karakterler var ve hayatın acımasız gerçeklerini yüzünüze yüzünüze çarpıyor. Orozkul kötüdür, çocuğu olmadığı için hırsını karısını döverek çıkarır. Güç onun elinde olduğu için insanlar onu sevmese de gıkını çıkaramaz. Yaşını başını almış, saygı görmesi gereken iyi kalpli Mümin Dede bile. Aslında bu kitap iyiyle kötünün mücadelesini anlatıyor. Peki kim kazanıyor bu mücadeleyi?  İşte bu kısmı tamamen sizin bakış açınıza bağlı. Ben kitabı bitirdiğimde kötünün iyiyi ezdiğini ve hayatta hep bu tür insanların kazandığını düşünmüştüm. Sonra yazar notunu okuduğumda Aytmatov'un tam tersini düşünerek böyle bir son hazırladığını öğrendim.  Hani derler ya kitap okumak size farklı bakış açıları kazandırır diye. İşte tam olarak bakış açınıza göre  değişebilecek türde bir son vardı. 

12 Temmuz 2018 Perşembe

Age of Youth 1. Sezon Yorum, Replik ve Gifleri



  Age of Youth, neden daha önce izlemediğimi ve bu kadar geç kaldığımı düşündüğüm bir dizi.  Ne kadar çok şey kaçırmışım.Üstelik dizinin 2.sezonu da varmış. İlk defa bir Kore dizisinde 2.sezon izleyebileceğim. Diziye bayıldım. Resmen aradığım taze kan. Türü tam benlikti. Çok minnoş görünüp aslında tam olarak öyle olmayan bir diziydi. Komik, dramatik, gizemli, romantik vs... her şey vardı dizide. Çoğu olay bana yaşadığım olayları hatırlatırken karakterlerde kendimden çok şey buldum. Kendimle bağdaştırmadığım noktalarda ise çevremden aşina olduğum olayları, karakterleri izledim. Her şey o kadar tanıdıktı ki... İşte ben hayatı böyle her yönüyle ele alıp ayna tutan dizilere bayılıyorum. Ve üniversite hayatı yaşıyorsanız veya aynı evi arkadaşlarınızla paylaşıyorsanız buradakiler size çok daha tanıdık gelecektir. Üniversite döneminde izlediğim için diziden ayrıca bir zevk aldığımı inkar edemeyeceğim. Ki benim size tavsiyem üniversite öğrencisiyseniz en azından 1.bölümü açıp film niyetine  izleyin. İzlediklerinizde kendinizi bulacaksınız.


  Şimdi öncelikle dizide 5 genç kız karakterimiz var. Her birinin bir hayat hikayesi, bir yaşanmışlıkları, sırları var. Bella Epoque adlı bir evi paylaşıyorlar. Ve bizler dizi boyunca onların hayatlarına konuk oluyoruz. Her karakter çevremizde rahatlıkla karşılaşabileceğimiz çeşitlilikte seçilmişti. Ve 5 kızımız da aynı anda başrolde. Her birinin hikayesi ayrı bir sürükleyici.

9 Temmuz 2018 Pazartesi

Sempre - J.M. Darhower | Kitap Yorumu



  Sempre, çok uzun zamandır okuma listemde olduğu halde bir türlü okuyamıyordum. Sonunda okudum. İlk düşüncem "Eski ben ne kadar da severdi bu kitabı." oldu. Ama sanırım büyüdükçe artık bu tür beni eskisi kadar cezbetmemeye başladı. Kitabın en büyük handikabı çok ve gereksiz uzun oluşuydu. Okuyorum okuyorum bitmiyor resmen. Haliyle kitaptan sıkıldığım yerler oldu. Mesela son 100 sayfa gibi olsaydı kitabın geneli daha çok sevebilirdim.

25 Haziran 2018 Pazartesi

Never Never (Asla Asla) - Colleen Hoover &Tarryn Fisher | Kitap Yorumu


I may not remember anything about her, but I would bet her smile was my favorite part of her.
Onun hakkında hiçbir şey hatırlamayabilirdim ancak bahse girerim gülüşü en sevdiğim yanıydı.

  Herkese Merhaba
  Colleen Hoover ve Tarryn Fisher benim beğendiğim iki yazar. İkisinin bir araya gelip bir kitap yazması da haliyle beklentimi tavan yaptı. Düşünsenize bu türde en beğendiğim iki yazar bir araya gelmiş ve ortak bir kitap yazmışlar. Düşük bir beklentimin olması mümkün olabilir miydi? Ancak daha sonra kitabın Türkçeye çevrilmesinden sonra hakkında çok fazla olumsuz yorum okudum.Herkes hayal kırıklığına uğradığından bahsediyordu.

18 Haziran 2018 Pazartesi

Big Little Lies Dizi Yorumu | Ufak Tefek Cinayetler'in Orijinal Dizisi



 Belki biliyorsunuzdur Big Little Lies, Ufak Tefek Cinayetler'in esinlendiği dizi. Aslında Big Little Lies da Liane Moriarty'nin kitabından uyarlanarak çekilmiş bir dizi. Geçenlerde Ufak Tefek Cinayetler sezon finali yapınca ve sosyal medyada bolca konuşulunca ben de heves edip Big Little Lies'a başladım. Zaten yedi bölümlük mini bir dizi. Üstelik Altın Küre'de En iyi mini dizi ödülünün yanında Emmy ödüllü bir dizi olması da diziyi izlemem için bir diğer nedendi.

2 Haziran 2018 Cumartesi

13 Reasons Why 2.Sezon Karakter İncelemeleri, Yorum ve Replikler



  Herkese yine ve yeniden merhaba!
  İddialıyım 13 Reasons Why 2.sezonun en detaylı yorumunu yapıyorum. Yine 1.sezon yazımda olduğu karakterleri tek tek inceleyeceğim, kendimce bir takım analizlerde bulunacağım. Yazımdaki alt başlıklar sırasıyla şöyle:
  1. 13 Reasons Why 1. ve 2.Sezon Karşılaştırması
  2. 13 RW Enleri
  3.  Karakter Analizleri
  4.  Soundtrackler
  Not: Bütün bir sene boyunca okulda haftada en az 2 sunum yaptıktan sonra şu yazıyı yazarken de kafamda hep sunum metni hazırlar gibi düşünmekten kendimi alamıyorum  resmen.
  2.sezonu çıkar çıkmaz izledim. Çünkü dizinin 1.sezonunu gerçekten başarılı bulmuştum ve 2.sezonu nasıl işleyeceklerini ve en çok da Bryce'ın ceza alıp almayacağı belli olacağı için çok merak ediyordum. Daha dizi çıkmadan dizinin kitabını okuduğum günleri hatırlıyorum da kitabın  buralara kadar geleceğini hiç tahmin edemezdim. Muhtemelen yazarı Jay Asher'da tahmin etmezdi. Kesin olarak açıklanmamasına rağmen dizinin sonunda ucu açık bırakılan kısımları da baz aldığımızda 3.sezonun çıkacağı çok belli. Ben 2. sezon son olur sanmıştım ama muhtemelen dizi popülerlik kazandığı için yağlı kapıyı bırakmak istemiyorlar.

30 Mayıs 2018 Çarşamba

Kan ve Gül – Alper Canıgüz |Kitap Yorumu


 Son zamanlarda günümüz Türk yazarlarından kitap okumamıştım. Kan ve Gül'ün de beğenildiği birkaç yorum okuyunca kütüphanede de görünce almadan edemedim. Alper Canıgüz'ün kullandığı dil güzel ve kitap gerçekten çok akıcıydı. Özellikle psikolojik analizleri okumak güzeldi. Bir de kitapta Kadıköy’ün mekan olarak sıkça geçmesi benim açımdan anlamlıydı. Çünkü Kadıköy sürekli gittiğim bir yer olduğu için bir romanda geçmesi anlatılan mekanı kafamda çok iyi bir şekilde canlandırmama neden oluyordu. Bir de bu psikolojiyi asla anlayamayacağım ama insan “ Aaa Kadıköy!” diye istemsizce seviniyor.

Şekersiz 21 Gün – Özge Bezirci Dikici



 Herkese Merhaba! 
 Bugün sizlere her zamankinden çok daha farklı bir kitap hakkında konuşacağım. Eh biraz da sağlık öyle değil mi? Bundan 3 ay önce beslenme düzenimi tamamen değiştirme kararı almıştım. Keşke böyle bir kararı daha önceden alsaymışım. Gerçekten kendimi eskisinden çok daha iyi hissediyorum. 

26 Mayıs 2018 Cumartesi

Cümle Kapısı - Nazan Bekiroğlu | Kitap Yorumu


  Cümle Kapısı içinde denemeler bulunduran bir Nazan Bekiroğlu kitabı. Cümle Kapısı'nda zindanlar, hapisler,intihar,ihanet gibi çeşitli konularda denemeler var. Yazarın edebi yönünü o kadar beğeniyorum ki bu kitabı okurken de ruhum edebiyata doydu resmen. Bu nasıl bir kalem gücü? Kitabı okudukça yazmanın insana doğuştan verilmiş bir yetenek olduğuna iyice inanmaya başladım.

20 Mayıs 2018 Pazar

İncir Kuşları - Sinan Akyüz | Kitap Yorumu



  Bir ara televizyonda kısa bir belgesel halinde yayınlanan Srebrenitsa Katliamı'nı izlemiştim ve gerçekten çok etkilenmiştim. Malesef o kadar acımasız bir dünyada yaşıyoruz ki hepsinin bir karşılığı olduğuna inanmasam gerçekten yaşanmaz diyeceğim. İncir Kuşları,  bir insanlık ayıbını anlatıyor. Üstelik öyle çok eski bir tarih de değil. 1992-1995 yılları arasında medeniyetin göbeği olarak görülen Avrupa'da meydana gelen bir soykırımı anlatıyor. Cidden bu kadarını da yaptıklarını bilmiyordum. Bazı satırları okurken "Bunu da yapmış olamazlar artık."dedim. Hani özellikle düşünsem aklıma gelmeyecek kötülükler, tecavüzler, işkenceler... Tek kelimeyle korkunç! 

10 Mayıs 2018 Perşembe

İkna- Jane Austen | Kitap Yorumu


 

"Oysa şimdi iki yabancı gibiydiler. Hayır bu yabancı olmaktan da beterdi, çünkü hiçbir zaman yeniden tanışamazlardı. Sonsuza kadar sürecek bir yabancılaşmaydı bu."

 Günlerden bir gün yine kütüphanede okuyacak kitap ararken Jane Austen rafının aniden gözüme çarpmasıyla Gurur ve Önyargı tadında bir şeyler okumak isteyerek elim İkna'ya gitti. İkna, fikrimce Jane Austen'ın kitapları arasında en gölgede kalmış olanı olabilir. Ama merak bu ya işte ben de okumaya başladım. Kitaptan çıkardığım en büyük sonuçsa 1800'lerin İngiltere'sinde doğmadığım için şükretmek oldu. Gerçekten bu nasıl bir yaşam tarzı dedim. Soyluluğa, paraya, mevkiye, güzelliğe kafayı takmış insanlar, yapacak işi olmadığı için sürekli ev ev dolaşıp dedikodu yapan kadınlar, eş bulmak için döndürülen oyunlar,cilveler bilmem neler daha neler neler... Bir an önce kitabı bitirmek istedim. Jane Austen'a ise bu noktada bir şey diyemem. Çünkü besbelli kadın çevresinde olup bitenleri kitaba yansıtmış, o dönemin özelliklerini önümüze sermiş.

12 Nisan 2018 Perşembe

Tan Yeri Zifir - Merve Özcan | Kitap Yorumu



  Biliyorsunuz ki uzun zamandır kitap okumaya vakit bulamıyordum ve sonunda bunu Tan Yeri ile aştım. Merve Özcan'ı Haramdan Sakın serisiyle tanıdıktan sonra bundan sonra kaleme alacağı kurguları çok merak ediyordum. Ancak Tan Yeri gibi bir kurguyla karşımıza çıkacağını hiç beklemiyordum ve bu benim için bir sürpriz oldu diyebilirim. Kitabı ilk okumaya başladığımda hiçbir şey anlamadım. Kafamda sadece kitabın nerede ve ne zaman geçtiği ile ilgili soru işaretleri vardı. Bir süre sonra kafamda taşlar yerine oturdu ki eminim kitabı okuyan çoğu kişi bunu yaşamıştır. Karşınızda daha önce hiç okumadığınız bir tarzın olduğunu anlayacaksınız. Yabancı yazarlardan distopya tarzı kitap okumaya ya da film izlemeye çok alışkınım. Ancak bunu İslami bir çerçevede, Kaplan Türkleri adı altında bize uyarlamak gerçekten kolay bir iş olmasa gerek. Hatta yazınca bile alışık olmadığımızdan olsa gerek bir tuhaf geliyor. Kitabı okuyunca ise diyorsunuz ki : “ Vay be! Demek ki böylesi de olabilirmiş.” 

Not: Seni Hala Seviyorum – Jenny Han | Kitap Yorumu




  Bu seriyi gerçekten seviyorum. Aslında düşününce o kadar da harika gelmiyor ama seviyorum işte. Çünkü diğer kitaplardan farklı olarak çok samimi bir anlatımı var. Klişe olaylar var ama yazarın kitapta oluşturduğu samimi atmosfer bunu görmezden gelmenize neden oluyor. Bir genç kızın hayatını okurken aynı zamanda aile ilişkilerini, kardeşliği, arkadaşlığı, aşkı okuyoruz. Kitap hayata dair küçük küçük dokunuşlar yapıyor. İlk kitap bittiğinde de yine bu hislere kapılmıştım ve 2.kitabı merakla beklemeye dayanamayıp 50 sayfa kadarını kitabın orijinal dilinde okumuştum. Sonra işler başımdan aşkın olunca zaman ayıramadım bunu yapmaya. Neyse sonunda kitabı okudum ve gerçekten karakterleri özlediğimi fark ettim. Lara Jean'i hep kendimle özdeşleştiriyorum. Çünkü gerçekten düşünce yapısı olarak çok fazla ortak nokta buluyorum. Hep diyorum benim Amerika'da yaşayan halim gibi.🙃 Belki de seriyi sevmemdeki en büyük etken bu olabilir. 

30 Mart 2018 Cuma

BLOGGER DİRENİŞİ | Güncel Kalabilen Kitap Blogları


 Herkese Merhabalar!
 Bugün her zamankinden farklı bir yazı yayınlıyorum. Başlıktan da anlayacağınız konumuz blogger direnişi !

  Bir gün maillerimi  kontrol ederken Kitapların Senfonisi blogunun sahibi Büşra'dan bir mail gördüm. Kendisi kitap bloglarını canlandırmak için bir etkinlik başlatmış. Öncelikle gerçekten fikrine bayıldığımı söylemeliyim. Zaten uzun zamandır blogların bookstagram karşısında kan kaybetmesine üzülüyordum. Malesef kitap bloggerlarının çoğu bookstagrama yönelip blogu arka plana atıyor. Bookstagramın da  elbette avantajlı yönleri var ama orada biraz daha fotoğraf odaklı ve takipçi odaklı bir sistem olduğundan bloglardaki samimiyeti göremiyorum. İnsanlar çoğunlukla profilinize girdiğinizde altına yazdıklarına değil sayfanızın temasına ve fotoğraflarınıza odaklanıyor. Hatta ne yazdığınız çoğu zaman okunmuyor bile.  Bu liste uzar da  gider. Kısaca bookstagramı da seviyorum ama blogun yeri bende ayrıdır. 


  İşte blogger ruhunu yeniden canlandırmak isteyen Büşra, sayfasında güncel olan kitap bloglarının listesini yayınlıyor. İnsanlar güncel olan kitap bloglarını keşfedip birbirlerine destek oluyor. Kendi adıma bu güzel girişimle birlikte blogumun trafiğinin arttığını söyleyebilirim.Yani gerçekten bu "Blogger Direnişi" bloggerlar için gerçekten çok faydalı olmuş. Bize de bu güzel girişimi desteklemek düşer. 

  Siz de destek olmak isterseniz takip ettiğiniz kitap bloglarını yoruma yazabilirsiniz. Bunun için şurayı tıklayabilirsiniz.
  Hoşçakalın!

4 Mart 2018 Pazar

Zayıflama Maceralarım #1| Nasıl Motive Oldum ?


 Kişisel olarak bir şeyler yazmayalı ne çok oldu şu bloga. Halbuki Vakitsiz Kelimeler etiketi altında kişisel bir şeylerden de bahsedecektim. Tabi asla vaktim olmadığı ve üşengeç bir insan olduğumdan bu pek mümkün olmadı. Peki bloga sadece kitap, dizi yorumu giren kız nasıl oldu da kişisel bir yazı yazmaya karar verdi? Cevabı çok basit. Çünkü buraya zayıflama günlüğü adı altında yazılar ekleyerek kendimi zayıflamaya mecbur hissetmek için. Olur da bir gün kilo vermekten vazgeçersem size rezil olmamak için vazgeçemeyeyim diye yani.

   Zayıflama maceralarım adı altında size anlatacağım ilk şey insanların beni nasıl tahrik ettiğiyle ilgili olacak. Bakmayın başlığa öyle yazdığıma, o kibarcası. Gerçekte ise gerçekten damarıma çok bastılar. Yani tabiki önce kendim için zayıflama kararı aldım ama aynı zamanda hepsine gününü göstermek için zayıflama kararı aldım desem yalan söylemiş de olmam.

Harry Potter ve Sırlar Odası – J.K Rowling | Kitap Yorumu




SIRLAR ODASI AÇILDI.
VARİSİN DÜŞMANLARI KENDİNİZİ KOLLAYIN. 



  Serinin 2.kitabı da bitti. İlk kitaptan sonra bir buçuk ay okumaya ara vermiştim. Şöyle bir merakla okuyacağım, maceralara dalacağım, beni hayattan soyutlayacak bir kitap okumayı özlemişim. Aslında benim pek tarzım olmasa da cidden insan arada içinde fantastik unsurların yer aldığı kitaplara ihtiyaç duyuyor. Harry Potter ve Sırlar Odası serinin ikinci kitabı olduğu için ilk kitaba göre olaylar kafamda daha da oturdu. Kitap yeni karakterlerle yeni olaylarla daha da zenginleşmişti. Harry, Ron ve Hermione bu sefer Sırlar Odası'nın gizeminin peşindeydi. Tıpkı ilk kitapta olduğu gibi sonlara doğru çok güzel ters köşe oldum. 

  Yine Harry son olayda ön plana çıktı ve koskoca Hogwarts'ta müdürün, öğretmenlerin yapamadığını 2.sınıf öğrencisi Harry başardı. Ne denilebilir ki? Zaten kitabın baş kahramanı da o. Çıtamı biraz daha yüksek tutup araya başka kitaplar sıkıştırıp sonra 3.kitaba başlamayı düşünüyorum. Bu arada Youtube da Filmler ve Filimler kanalının Harry Potter'a yaptığı parodiye o kadar güldüm ki anlatamam. Sizin de bir bakmanızı tavsiye ederim. Hadi ben kitabın filmini izlemeye kaçar. Görüşürüz! .

25 Şubat 2018 Pazar

Ciğerimi Bıraktığım Dizi: Uncontrollably Fond Dizi Yorumu




DRAM!
GÖZYAŞI!
AŞK!
CİĞER!

 Ağlamayı bekliyordum ama hayatımda beni en çok ağlatacak dizi olacağını beklemiyordum. Beni bilenler sıkı bir dram izleyicisi olduğumu bilir. Çoğu insan bundan kaçınır. "Zaten kafamı dağıtmak için izliyorum. Gülmeli eğlenmeli bir şeyler izlemek istiyorum." diyenler çok fazla. Ben ise ne kadar ağlarsam, üzülürsem, tokat yersem ve dolayısıyla etkisinde kalırsam o kadar seviyorum bir diziyi. Kısacası hüznün mutluluktan daha kalıcı etkisi olduğu gibi. Bence psikologlar bu durumu açıklamalı.

Dizinin Konusu: Shin Joon Young (Kim Woo Bin) Kore'nin en ünlü oyuncu/şarkıcılarından biridir. No Eul (Suzy) ise belgesel yapımcılığı yapmaktadır. İkilimizin geçmişte yolları kesişmiş olsa da acı bir olayla son bulmuştur. Yıllar sonra yeniden karşılaşırlar. Ancak Shin Joon Young hasta olduğunu öğrenmiştir ve geçmişindeki hataları düzeltmeye, No Eul için adaleti sağlamaya çalışacaktır.

15 Şubat 2018 Perşembe

İmkansızın Şarkısı - Haruki Murakami | Kitap Yorumu


  Japonya'nın dünyada intihar oranının yüksek olduğu ülkelerden birisi olduğunu hep duymuşumdur. Japon yazar Haruki Murakami'nin  İmkansızın Şarkısı kitabında da çok fazla intihar eden karakterin olması sanırım bunu destekleyecek nitelikte sayılabilir. Zaten yazarın kitabı yazarken kendi hayatından esinlendiğini de birkaç yerde okumuştum.

Sırtımızdaki Hedef – J.M. Darhower | Kitap Yorumu


  Bu serinin 3.kitabının çıkmasını o kadar çok beklemiştim ki anlatamam. 2.kitaba deyim yerindeyse bayılmıştım. Hatta 3.kitabın çevirisini bekleyemeyerek İngilizce olarak okumaya çalışmış (bu benim üşengeçliğim söz konusu olduğunda büyük bir olay) ve hatta kitabın %30'unu okumuştum. Sırtımızdaki Hedef'te Naz'ın peşini bırakmayan karanlık dünyayla mücadele edişi konu alınıyor.

Ya Hiç Gelmeseydin - Colleen Hoover | Kitap Yorumu


  Colleen Hoover'ı genel olarak sevdiğim için genelde kitaplarını okumaya çalışırım. Ya Hiç Gelmeseydin, aslında Çarpılma serisinin 2. kitabı. Yazarın kitaplarının çevrilmesinden ümidi kestiğim bir ara bir baktım ki 2.kitap çoktan çıkmış bile. Ancak gelin görün ki ilk kitabı ana olayı dışında belli belirsiz hatırlıyordum. O yüzden bir süre cesaret edememiştim başlamaya. Bu kitapta ara sıra okuyucunun unutmuş olma ihtimaline karşı eskiye dönük hatırlatmalar mevcuttu ki bu benim çok işime geldi. Ve bu sefer erkek karakterimiz Will'in ağzından dinliyoruz yeni olayları.

Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu – Stefan Zweig | Kitap Yorumu


  Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu Stefan Zweig’dan okuduğum ikinci kitap. Tek kelimeyle kitaba bayıldım. Özellikle iki yönden çok beğendim. Birincisi Stefan Zweig’ın bir kadının ağzından muazzam derecede güzel yazmasıydı. İkincisi ise kitabın bir oturuşta bitecek kadar kısa olmasına rağmen beni çok fazla etkilemesiydi.  Öyle güzel yazılmış, cümleler o kadar naif ki çok beğendim.

Harry Potter ve Felsefe Taşı – J.K Rowling | Kitap Yorumu





  Sonunda ben de Harry Potter okuyanlar kervanına katılmış bulunmaktayım. Ancak şunu da belirtmeliyim ki kitabı okumaktaki amacım ortamlarda cahil kalmamak değildi. Sadece ortada çok güzel bir dünya vardı ve herkes bundan bahsederken “ Bu kadar güzel olan ne? Bir de ben bakayım şuna. Benim de hoşuma gidebilir.” dedim ve daha fazla Harry Potter'a kayıtsız kalamadım. Kitaptan sonra filmini izledim ve %98 kitaba sadık kalmışlar. Bu çok çok iyi bir yüzde. Ama yine de kitabı okumayıp filmini izleyenler için bazı yerler hızlı geçilmiş gibi geldi.

23 Ocak 2018 Salı

Ruhunu Haramdan Sakın – Merve Özcan | Kitap Yorumu


   Ve bir serinin daha sonuna geldik. İlk kitaptan son kitaba kadar hoşuma giden bir yolculuk oldu. Aslına bakarsanız bir yanım bittiğini kabullenmek istemiyor.
  Seri boyunca Merve Özcan'ın hep üstüne koya koya yeteneğini geliştirdiğini fark ettim. Özellikle son kitapta Betül ve Ömer'in içsel dünyaları, psikolojik durumları çok güzel ve derin cümlelerle yazılmıştı. Ruhunu Haramdan Sakın'ın diğer kitaplardan bir farkı da Betül dışında diğer karakterlerin hayatlarına da konuk olmamızdı ve bu da diğer karakterleri daha iyi tanımamıza sebep oldu. 

Yüreğini Haramdan Sakın – Merve Özcan | Kitap Yorumu


  Yüreğini Haramdan Sakın, ilk kitaba göre daha fazla sevdiğim bir kitap oldu. Bu arada belirtmekte fayda var. İlk kitabı okumayanlar için yorumum spoiler içerebilir. 

  Öncelikle yazı dili zaten güzeldi ama bu kitapta çok daha güzeldi. Mesela Betül'ün iç dünyası çok daha güzel ifade edilmişti. Özellikle bazı cümleler çok güzeldi ve kitabın içine konulmuş resimler de çok hoşuma gitti. Aslında ilk başta kitaba adapte olamadım. Çünkü Ömer'in kendi deyimiyle içinde başlayan yıkımı açıkça göstermesine alışamamıştım ve yadırgıyordum. Betül'ün de dediği gibi " Sen çok bozuldun" diye düşünüyordum. Ancak bir süre sonra o kadar hoşuma gitmeye başladı ki bu durum yüzümde gülümsemeler eşliğinde okudum kitabı. Ömer’le Betül çok güzel bir çift olmuşlardı. Aralarındaki diyaloglar, tatlı atışmalar çok güzeldi. Durum böyle olunca ilk kitaptaki 500 sayfa fragmanmış meğerse diye düşünmeden edemedim. Araya katılan polisiye olaylar da ayrı bir heyecan katıyordu.

18 Ocak 2018 Perşembe

Black Mirror 4.Sezon Bölüm İncelemeleri | Dizi Yorumu




 Bundan birkaç hafta önce final haftasındaydım. Yorgunluktan, mutsuzluktan ve uykusuzluktan ölmek üzereyken üstüme bir toprak daha atıldı: Black Mirror'ın 4.sezonu çıkmıştı. Millet Black Mirror'ı izleyip instastory atarken ben anatomideki tüm sistemleri ezberlemeye çalışıyordum. Neyse sonra sınav haftası bitti ve "Sınav haftası bitince şunu yapacağım bunu yapacağım"diye ortalıkta dolaşan ben hiçbir şey yapmadım. İçimden hiçbir şey gelmedi. O yüzden yine gecikmeli bir yorumla karşınızdayım.
  Önce izlemeyenler için spoiler vermeden genel bir yorum yapacağım. Sonra dizinin her bölümü için kısa kısa düşüncelerimi yazacağım. Spoiler tehlikesi gelince ben sizi uyarırım, merak etmeyin.

10 Ocak 2018 Çarşamba

While You Were Sleeping Dizi Yorumu


  Herkese Merhaba,
  Yine biten güzel bir dizinin ardından gecikmeli gelen bir yorumla birlikteyiz. Kore dizilerine uzun bir süre  ara vermiştim ta ki While You Were Sleeping'e kadar. Şöyle hem güncel bir dizi olsun hem de oyuncuları güzel olsun da o zaman izlerim diyordum ki şak diye bu dizinin fragmanını gördüm. Fragmanda çalan şarkı da hoşuma gitmişti, baktım Suzy ile Lee Jong Suk da başrolde. Bu dizi kaçmaz dedim. Ve ilk bölümleri yayınlandığında izlemeye başladım. Her bölüm yarım saat olunca ve haftada 2 bölüm yayınlandığından 4 bölüm izledim. Sonra baktım yeni bölümü beklerken eski bölümü unutuyorum. Bu böyle olmayacak diyerek dizinin bölümlerinin bitmesini bekleyip rahat rahat diziyi izledim.
  Şimdi kemerlerinizi bağlayın. Başlıyoruz.

Yorum Başlıkları
Konusu
Karakterler
Diziye Dair Genel Yorumum
Diziye Dair Sevdiğim 10 Şey
Hafızama Kazanan Sahnelerden Gifler
Diziye Dair Ufak Eleştiriler
Dizinin Müzikleri

9 Ocak 2018 Salı

Gözlerini Haramdan Sakın | Merve Özcan | Kitap Yorumu



  Gözlerini Haramdan Sakın'ı ilk olarak kuzenimden duymuştum. Kitaplara olan ilgimi bildiğimden bana böyle böyle bir kitap var diyerek seriden bahsetmişti. Benim de farklı konusuyla dikkatimi çekmişti ve daha sonra aklımın bir köşesine okumak için not etmiştim. Sonunda serinin ilk kitabı Gözlerini Haramdan Sakın'ı okudum ve aklımda uçuşan düşünceleri düzene koymakta çok zorlanıyorum şu an.

  Öncelikle Merve Özcan'ı pek çok yönden takdir ettim. - haddim olmayarak- Bir kere Wattpad'den çıkan hikayelerle kıyasladığımda kolaylıkla diğerlerinden sıyrılan bir hikaye yazmış. Dini değerlerin olduğu bir kitabı böyle çekinmeden yazmak kolay bir iş değil. Üstüne üstlük okuduğumda dini değerlere ters düşen bir bir duruma da rastlamadım. Bu bence kitabın en hassas noktasıydı. Belki başka birisi yazsa romantizm kılıfına uydurmak için dini yanlış yansıtabilirdi ama dediğim gibi böyle bir duruma rastlamadım.

  Ömer ve Betül... Hikayemizin iki ana karakteri. Betül bir gün barda bir kavgaya karışır ve tutuklanır. Bu esnada komiser Ömer'i görüp ondan bayağı etkilenir. Ancak iki farklı hayata sahip olduklarını anlaması geç olmaz. Kendi ne kadar rahat ve geniş bir yaşam tarzına sahipse Ömer de bir o kadar dini değerlerine bağlı genç bir adamdır. Tüm hikaye birbirine taban tabana zıt yaşamlara sahip bu ikilinin etrafında şekilleniyor.