Sayfalar

12 Temmuz 2018 Perşembe

Age of Youth 1. Sezon Yorum, Replik ve Gifleri



  Age of Youth, neden daha önce izlemediğimi ve bu kadar geç kaldığımı düşündüğüm bir dizi.  Ne kadar çok şey kaçırmışım.Üstelik dizinin 2.sezonu da varmış. İlk defa bir Kore dizisinde 2.sezon izleyebileceğim. Diziye bayıldım. Resmen aradığım taze kan. Türü tam benlikti. Çok minnoş görünüp aslında tam olarak öyle olmayan bir diziydi. Komik, dramatik, gizemli, romantik vs... her şey vardı dizide. Çoğu olay bana yaşadığım olayları hatırlatırken karakterlerde kendimden çok şey buldum. Kendimle bağdaştırmadığım noktalarda ise çevremden aşina olduğum olayları, karakterleri izledim. Her şey o kadar tanıdıktı ki... İşte ben hayatı böyle her yönüyle ele alıp ayna tutan dizilere bayılıyorum. Ve üniversite hayatı yaşıyorsanız veya aynı evi arkadaşlarınızla paylaşıyorsanız buradakiler size çok daha tanıdık gelecektir. Üniversite döneminde izlediğim için diziden ayrıca bir zevk aldığımı inkar edemeyeceğim. Ki benim size tavsiyem üniversite öğrencisiyseniz en azından 1.bölümü açıp film niyetine  izleyin. İzlediklerinizde kendinizi bulacaksınız.


  Şimdi öncelikle dizide 5 genç kız karakterimiz var. Her birinin bir hayat hikayesi, bir yaşanmışlıkları, sırları var. Bella Epoque adlı bir evi paylaşıyorlar. Ve bizler dizi boyunca onların hayatlarına konuk oluyoruz. Her karakter çevremizde rahatlıkla karşılaşabileceğimiz çeşitlilikte seçilmişti. Ve 5 kızımız da aynı anda başrolde. Her birinin hikayesi ayrı bir sürükleyici.
Böyle yazınca ne kadar sıradan gözüküyor öyle değil mi? Ama aslında değil. Hoplayıp zıplayıp eğlenelim gençliğimizi yaşayalım tarzında klasik bir gençlik dizisi değil. Ayrıca dizinin kendine özgü bir atmosferi var. Bunu size nasıl anlatacağımı bilmiyorum. Çünkü hissedilebilecek bir şey. Sadece bir örnek vermem gerekirse dizi her başladığında bölüm konusuyla ilgili diziden bağımsız kesitlerin bize izletilmesi çok hoş bir detaydı. Ve bölüm bitişlerinde ise karakterlerle röportaj kısmı vardı. Bakın oyuncular demiyorum, bizzat o karakterle röportaj yapıyorlardı. Diziye dair pek çok şeyi de o röportajlardan öğrenme şansımız oluyordu. Ayrıca dizide kullanılan efektleri çok sevdim. Bu efektler sayesinde dizi daha da komik oluyordu.



  Arkadaşlık benim için hayatta önem verdiğim şeylerden biridir. Ve bu dizideki arkadaşlığın da ayrıca realist bir yönü vardı. Mesela normalde dizilerde ölümüne kankadırlar, sürekli dip dibedirler, yedikleri içtikleri ayrı gitmez ya hani heh bu dizide öyle bir şey yok. Tabiki gerçek hayatta da böyle şeyler vardır ama ben kendi en yakın arkadaşlarımla bile sıkça görüşemiyorum. Çünkü hayat şartları diye bir şey var. Age of Youth'da bunu sevdim. 



Bir kere beş kızın beşi de çok farklı kişiliktelerdi ama bu onların arkadaş olmalarına mani değildi. Mesela birine bir şey oldun mu hemen onu kollarlar, yardım ederler ama  bazı çizgiler var onları geçmezler. Her başına geleni anlatmazlar, yılışık bir arkadaşlıkları yoktur, sık sık kavga ederler ki aynı evde yaşayıp kavga etmemek mümkün değil vs. vs. örnekleri çoğaltmak mümkün. Dizide en sevdiğim sahneler kızların hep birarada olup birbirlerine ne olursa olsun destek olmalarıydı. Bunlar genel olarak içimi ısıtan sahnelerdi.

 Bunun dışında diğer dizilerdeki gibi ultra zenginler, kusursuz tipler, melek gibi ya da şeytan gibi tipler yoktu. Bildiğimiz sıradan insanlar başroldelerdi. Ve her birini ayrı sevdim. İlk bölümler sırayla her kızımızı tanıyoruz. Sonra sırlarının birbir açığa çıkışını, güçlü ve zayıf yönleriyle tanışıyoruz. Çok güzel replikler kullanılmıştı dizide ayrıca. Mesaj verme amacı gütmeden aslında mesaj veriyordu. 20 yıllık hayatımda (birkaç gün sonra 21 olacak olmam bunu değiştirmez) deneyimlediğim çoğu şeyi bu dizideki genç kızlarda gördüm. Dizinin verdiği bu “ Yalnız değilsin.” hissiyatı çok hoşuma gitti.


O kadar doğru bir tespit ki...

 
Dizinin müzikleri mükemmel. Diziye özel bir şarkı yapılmamış ama kim seçtiyse gerçekten ayakta alkışlıyorum. Yedi yirmi dört dizi sayesinde keşfettiğim şarkıları dinliyorum. Ve şarkılar dizinin atmosferiyle çok uyumluydu. Özellikle bu dizide en sevdiğim şarkılar ise şu şekilde Butterfly, Toodoo, Dick&Jane, On Your Collarbone, Offbeat, Goodbye, What Up...



Buradan sonrasını karakterler üzerinden spoiler vererek anlatacağım. Lütfen diziyi izlemeyenler okumasınlar.

Öncelikle bana sorarsanız ki sormazsınız sen hangi kıza benzetiyorsun kendini diye kesinlikle Yoo Eun Jae ile Yoon sunbaenin ortaya karışık hali olurdum. Yoo Eun Jae kadar abartılı olmasa da bir özgüvensizlik var ve Yoon sunbaede olduğu gibi dışarıdan soğuk görünümlüyüm ve hayatta sürekli bir şeyleri elde etmek için çırpınma durumum var. O yüzden bu iki kızı çok iyi anlıyorum.

Yoo Eun Jae

  Eun Jae’yi ilk bölümden bağrıma basasım gelmişti ama zamanla beni sinir etmeye başladı. Tamam bir insan içine kapanık, çekingen, ürkek olabilir ama konuşurken başını aşağı eğip gözlerini kaçırarak mıy mıy konuşması bir süre sonra sinirimi bozdu. Yine de seviyorum bu kızı. İçine kapanık olmasını çocukluğundan gelen aile hayatına bağlamaları psikolojik açıdan baktığımızda aslında çok yerindeydi. 



Aslında sevgiye aç bir kız ama onu kimsenin sevemeyeceğini düşünüyor. Yazık işte bunlar hep ailesinin yüzünden. Eğer o sigorta şirketinden adam gelmese kız ömrünün sonuna kadar kendini o psikolojiye sokup eziklik hissedecekti. Song Ji Won'un söylediği otopside en küçük detay bile çıkar yalanı ise içimi burktu. Bazen bir yalana inanarak yaşamak gerçeği bilerek yaşamaktan çok daha iyi bir tercih olabiliyor. O da arkadaşı için yalan söyleyerek onun yüreğindeki yükü kaldırdı.


O neydi öyle ya asdfghjk

Kang Yi Na

  Dizi boyunca kızı incelemekten replikleri kaçırdığım doğrudur. (Fiziği süperdi.)İçinde fırtınalar eserken aslında dışarıya bunu hiç yansıtmaması ve insanların onu bu yüzden  sürekli kendinden emin biri sanması kendimle bağdaştırdığım  yanı oldu. Özellikle Ye Eun'la olan atışmalarında çok gülüyordum. Seçtiği kolay hayatı zamanla bırakma evresi hoşuma gitti. Ama geçmişte o gemi kazasını çok açıklamadılar. Ailesi nerede, gemideki o kaza, arkadaşının onu sevmesi falan hep havada kaldı.

  Kendini bir süre sonra sorgulamaya başlaması evresi çok güzel düşünülmüştü. Özellikle bir iş yapmak istediğinde kendinin neyi yapmakta en iyi olduğunu bilmemesi ve bocalaması yine dizinin realist yönlerinden biriydi. Bazen ben bile kendimi aslında tanımıyormuşum gibi hissediyorum ve acaba habersiz olduğum bir yeteneğim mi var diye şüpheleniyorum.



Not: Bu arada dizinin sonundaki o korkunç saç kesimi neydi öyle? Başka düzgün peruk bulamadınız mı?

Jung Ye Eun

  Dizide bağ kurmadığım halde kesinlikle çok iyi tanıdığım bir kız türüydü. Hepimizin çevresinde mutlaka bu kızlardan vardır kabul edin. Pembe rengini seven,güzelliğine önem veren, erkek arkadaşı olmayınca üzülen, sevdiği çocuğu terk edemeyen... Yalnız yorumlara baktığım zaman en sevilmeyen kızımızın bu olması beni üzdü. Çok salaklıklar yapsa da bence acayip tatlı bir kızdı. 


Bu sahnede o kadar güldüm ki

  Ağlama sahnelerinde çıkardığı aşırı kızsal sese kahkaha atıyordum. Kendinden güzel olan Kang Yi Na'yı kıskandığını biliyordum ama mesela bunu da psikolojik bir nedene bağladılar. İşte herkesin kişiliği hayat şartlarına bağlı olarak oluşuyor.
Not: Dizi boyunca kızın o küçük çantalarında gözüm kaldı. Zaten son zamanlarda küçük çanta aşığı oldum. İnşallah Salı pazarında çakmalarını bulabilirim.😂

Song Ji Won

Ya bu kızın aynısı olan bir arkadaşım var desem bana inanır mısınız? Kızlarımızın arasında aslında köprü görevi gören, çok çılgın olsa da önemli durumlarda ciddileşen, her daim etrafına neşe saçan kızımızdı. Sürekli yalnızlığından dem vurması beni güldürüyordu. 



Erkek arkadaş bulmak için ne zaman bir hamle yapsa hep kanka oldu. İşte bu hayatta böyle olan kızları harcıyorlar ne yapacaksın asdfggh. Ama farkında mısınız? Kız kendini erkek arkadaş bulmak için hiç değiştirmedi, özünü kaybetmedi. Ji Won farkı diye buna derim. 



Bunun dışında kızlarımızın arasında en olaysız insandı. Bence Ji Won'un da bir şeyleri var ama 2.sezona bıraktılar. Söylediği bir hayalet yalanı herkesin hayatını sorgulamasına neden oldu ve bence çok küçük ama zekice bir senaryoydu bu. Ancak hayaletlerin yalan olduğunu söylemeden önce yüz ifadesi gerçeği söylüyormuş gibi çok ciddiydi. Yani bence senaryonun nasıl gelişeceğini bilmeden çekmiş olabilirler sahneyi. Öyle değilse zaten her türlü saçma.
Diziyi izlerken ben

Yoon Jin Myung

Dizide en sevdiğim karakterdi. Bunun yanı sıra oyunculuğu kızların içinde en iyisiydi. Ağlama sahnelerinde beni de ağlatmayı başarmıştır. Ki bu sahnelerden birine daha sonra değineceğim, şimdilik kalsın.
  İlk bölüm buzdolabı gibi olduğu ve ışıkların kapalı durmasına kafayı taktığı için uyuz olmuştum. Onla ilk bağ kurduğum an işte şu replikle gerçekleşti. Çünkü aynı renkte aynı kirlilikte ve sürekli giydiğim çok benzer bir ayakkabım var.



  Daha sonra Yoon sunbaenin neden sert ve soğuk olduğu ortaya çıkınca gerçekten çok acıdım.“Hayat sen planlar yaparken başına gelenlerdir.” sözünün ne kadar doğru olduğunu bir kez daha görmüş olduk. Ağzında gümüş kaşıkla doğmayıp üstüne bir de sorumlulukların olunca hayat, insanı ev iş okul arasında robotlaştırıyor işte. 



  Yoon sunbaenin birden fazla işte çalıştığı halde aldığı para Kang Yi Na'nın erkeklerden para aldığı paranın yanında esamesi okunmayacak cinstendi. Ancak işte arada bir fark var. Kang Yi Na'da bu yüzden onu kıskandı ve aslında Yoon sunbae ona çok şey öğretti.



 Şefle olan masum ilişkisini izlemek ise nasıl desem başını yana eğip tebessüm eşliğinde çoğu zaman "Ya kıyamam ki" dedirten cinstendi. Şef ne kadar güzel seviyordu vay be böyle adamlar kaldı mı dedim.




En Sevdiğim Sahneler

1. Yoon Sunbae'nin Öfke Nöbeti

 Yoon sunbae özellikle patronuna karşı gösterdiği sabırla evliya mısın be kızım dememe sebep oldu. Bir gün gelip patlayacağını bekliyordum ki bu sahne oyunculuğundan dolayı benim için dizinin en güçlü sahnesidir.


  Bu sahne dizinin en mükemmel sahnesiydi. Çok ciddi söylüyorum bu karakteri oynayan Han Ye-ri gerçek hayatta tanıdığım olsa hiçbir ağlamasına acaba rol mü yapıyor diye güvenemem. Bu nasıl bir ağlamadır arkadaş! Aşırı gerçekçiydi. Şefin o sırada onu sıkıca tutması, kızın haykırışları, arkada çalan o müzik nasıl bir uyumdur nasıl bir çarpıcı etkidir? Ayakta alkışlıyorum. Çok ama çok dokunaklı bir sahne çekmişler.

2. Kızların Ye Eun'u Kurtarma Sahnesi



  Bu sahneden bahsetmeden önce bir şey diyeceğim. Sizce de Ye Eun erkek arkadaşının bir anda bu kadar tehlikeli bir işe kalkışması biraz şey değil miydi? Şey yani ıııımmm....yapay? Düşüncesiz ve bencil biri olabilir ama sanki onda insan kaçıracak bir tip yoktu. Neyse.
 Kızların zaten birlikte olduğu sahneler güzel ama Ye Eun'un kaçırıldığını anlayıp onu kurtarmak için küçük çaplı bir operasyon yapmaları çok güzeldi. Bunu yapmayı nasıl becerdiler bilmiyorum ama hem aksiyonlu hem çok gerilimli hem çok komik hem de hüzünlü bir sahneydi. ( Bu nasıl bir cümledir?)

3. Yoon Sunbae'nin Tırnağının Düştüğü Sahne



  Hani bazen çok dolarsın ama ağlayamazsın bir türlü ve sonra çok daha küçük bir neden bulunca ona tutunur ağlarsın. Jin Myung'un düşen tırnağına bin anlam yükleyip ağlaması yine çok çarpıcı bir sahneydi. Ve yine arkada o lanet derecede hüzünlü ve güzel olan Butterfly şarkısı...o şarkı yok mu  o şarkı...

4. Kızların Yoon Sunbae'nin İşinde Yardım Etmesi



  İşte bu ya! O kadar hoşuma gitti ki... Böylece kızlar Yoon sunbae'nin tek başına ne zorluklar çektiğini anladılar.

5. Song Ji Won'un 22 Yıllık En Büyük Yalnızlığı



  Ya o kadar güldüm ki... Kız nasıl şok oldu herkesin bir seveni olduğunu görünce. Gazeteci çocuğun da umurunda değil. Pis çocuk umarım 2.sezon Ji Won seni süründürür. 😂

6. Ye Eun'un Sevgilisinden Ayrılması



  Özenle hazırlanıp mutlu ve hiç takmıyormuş izlenimi verip ayrıldıktan sonra eve gelip kızlara sarılıp ağlaması çok güzeldi. Ki bu sırada Yoon sunbaenin aklından geçenler kalbimi dağladı. He bu arada arkada çalan o şarkı... Non, Je Ne Regrette Rien.....



 Ve yine bir dizi yorumumuzun daha sonuna geldik. Normalde sevdiğim dizileri nasıl yorumlayacağımı pek bilemez ve yavaş yazarken bu dizinin yorumunu taze taze girdim. Age Of Youth uğuru mudur nedir bilemem artık. Darısı tüm yorumlarımın başına diyor ve siz uzun yazılarımı üşenmeden okuyan okuyucuzedelere çok teşekkür ediyorum! 
Ben 2.sezona ışınlanıyorum. Hatta birinci bölümünü izledim bile. Kalbim buruk Kang Yi Na gidiyor ve Eun Jae değişmiş. Nolamazzzz! Yine de 2.sezon güzel diyorlar, bakacağız artık!
Hoşçakalın!

3 yorum:

  1. Age of Youth en sevdiğim Kore dizisi benim. Böyle tam da senin anlattığın gibi çok farklı bir havası var. Dizi gibi gelmiyor insana, yakın arkadaş gibi hissettiriyor karakterler. Daha dün netflixte izlemediğim bir sürü diziyi listeye attıktan sonra gittim Age of Youth'un 1. sezon 3. bölümünü rastgele açıp izledim :D Çok özel bir dizi ya, ost'ları da harika. Hele Butterfly'ı ne zaman dinlesem böyle kalbim parçalanıyor adeta:(
    Ellerine sağlık, yorumunu okumak gerçekten çok ama çok keyifliydi. Sevdiğim sahneleri tekrar hatırlayıp hem sevindim hem üzüldüm yine :')) Benim ilk sezonda en sevdiklerim Kang Yi Na ve Yoon sunbaeydi. Çok ağladım o ikisine :D
    İkinci sezon da çok güzel ama sanırım birin yeri hep bir ayrı olacak bende. Kang Yi Na'nın gidiş sahnesi müthiş değil miydi peki? Bir an ağlıyordum sonra baktım gülüyorum falan :D
    Yeni gelen karakterleri umarım seversin ve keyifle izlersin :))) Ve tabi yorumunu merakla bekliyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumun yüzümü güldürdü, çok teşekkür ederim.Yazımı beğenmene de çok sevindim, ne mutlu bana:)
      O kadar katılıyorum ki sana, gerçekten özel bir dizi. İnsanın aralarına 6. olarak katılası geliyor. 2.sezonu sevecek miyim ben de çok merak ediyorum.Sanki 1.sezonu geçemez gibi hissediyorum. Yine de beklentim yüksek.
      Tekrar çok teşekkürler :)

      Sil
  2. Çok fazla Kore dizisi seven biri değilim fakat o kadar güzel anlatmışsın ki diziyi bir şans verip izleyeceğim 🙃

    YanıtlaSil