15 Ekim 2018 Pazartesi

Beni Asla Bırakma - Kazuo Ishiguro | Kitap Yorumu


   Herkese Merhaba!
   Beni Asla Bırakma uzun zamandır okumayı düşündüğüm bir kitaptı. Bunun için üç farklı sebebim vardı. Birincisi Kazuo Ishiguro'nun, Nobel Edebiyat Ödülü almasıyla ilgimi çeken bir yazar olmasıydı. Yazarın sürekli adını duymaya başlamıştım ve doğal olarak kitaplarını da merak ettim.
İkincisiyse Beni Asla Bırakma'nın Time Dergisi tarafından İngilizce yazılmış en etkileyici 100 romandan biri seçilmesiydi. Son sebebim ise kitap hakkında kötü bir yoruma rastlamamdı.

  Kitap, çok farklıydı. Distopyayla bilim kurgu karışımı bir konusu vardı. Kitabın anlatıcı karakteri Kath, Hailsham denilen gizemli bir okulda arkadaşları Ruth ve Tommy ile yaşadıklarını anlatıyordu. Kitabın dili gayet sadeydi, Kath size yaşadıklarını anlatıyor, hatta bazen bize hitap ediyor. Bir de kitap boyunca bu gizemli yatılı okulun amacını, gözetmenlerin ne demeye çalıştığını, öğrencilerin nasıl bir amaca hazırlandığını merak ettim durdum. Ancak kitapta öyle bir dil var ki Kath sanki siz her şeyi biliyormuşsunuz gibi anlatıyor. Laf lafı açınca olayların ne anlama geldiğini çözümlüyorsunuz.Yazar gizemi hikayenin akışına o kadar güzel yedirmiş ki...

  Ayrıca yazar geleceğe dair farklı bir bakış açısını yansıtmış. Bir an olabilir mi acaba böyle bir şey diye düşünmedim değil. Teknoloji bize bir yandan fayda sağlarken bir yandan kalıcı zararlar verebiliyor. Burada ilerleyen teknolojiyi aracı kılarak aslında bir şarkıda da söylendiği gibi "İnsan insan derler nedir?" sorusuyla yüzleşiyoruz. Çünkü burada klonlama yöntemiyle oluşan insanlar var ve onları "yaratık"olarak gören "gerçek insanlar" var. Belki de kendi çıkarları için onları "yaratık"olarak görüyorlardır. Kitap boyunca aslında pek çok şeyi sorguluyorsunuz. Günümüzün distopik kitaplarında karakterler başına gelen felaketi engellemeye çalışır ama burada öyle bir şey yok. Sonunda kendilerini neyin beklediğini bilseler de kaçma gibi bir girişimleri de olmuyor. Çünkü kaçacak, gidecek bir yerleri yok. Başka türlü bir hayatı bilmiyorlar. Tıpkı bizim de öleceğimizi bildiğimiz halde günlük hayat rutinlerimize devam ettiğimiz gibi yaşıyorlar.  Aslında kitabın en güzel yanlarından biri anlam zenginliğine sebep olması. Kitap üzerine çok farklı çıkarımlar yapılabilir. Kitabı bitirdiğimde böyle bir huzursuzluk hissine kapıldım. Zaten havalar da şu sıra kapalı, insanın bir içi sıkılıyor. Ama yine de bir kitabın size bir şeyleri düşündürebilmesi güzel şey. Kitabın filmi de çekilmiş, en kısa zamanda onu da izlemeyi düşünüyorum.
Görüşürüz!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder