18 Kasım 2018 Pazar

Yemek Yapmayı Nasıl Öğrendim?


  Herkese Merhaba!
 Başlıktan anladığınız gibi bugün yemek yapmayı nasıl öğrendiğimden bahsedeceğim. Aslında bu yazıyı yazıp yazmamayı çok düşündüm. Çünkü konu olarak blogumun konseptine pek uymuyor. Sonra bir an "Aman blog benim değil mi? İstediğimi yazarım." diyerek gaza geldim ve şu an bu yazıyı yazıyorum. 2018 yılının başlarında bir ajanda alıp bu yılki hedeflerimi yazmıştım. Bunlardan birisi de yemek yapmayı öğrenmekti.Çünkü seneye inşallah atanırsam yemek yapmayı bilmek aç kalmamamı sağlayacaktı. Malum yılın da son zamanlarını yaşıyoruz. Açıp o listeye şöyle bir baktım. Yıl bitiyor ben hala yemek yapmayı öğrenemeyeceğim galiba diye düşünmüştüm. Ancak sonra bir ayda kendi kendime yemek yapmayı öğrendim. Daha doğrusu öğrenmek zorunda kaldım. Nasıl mı?

  Öncelikle sanmayın ki yemeği çok güzel yapıyorum da size nasıl güzel yaptığımı anlatacağım. Benimkisi tamamen sıfırdan yemek yapmayı öğrenmek. Bundan yaklaşık iki hafta önce annem, doğu görevinde öğretmen olan ablamın yanına gitti. Evde de erkek kardeşimle ben kaldık. Şimdi tek olsam bir şekilde karnımı doyuracak atıştırmalıklarla beslenirim ama iki kişi olunca sorumluluğu artıyor insanın. Bundan önce birkaç tatlı tarifini saymazsak sadece makarna ve pirinç pilavı yapmasını biliyordum. Onları da uzun aralıklarla yaptığım için bazen makarnanın bile nasıl yapıldığını unutup internetten tarifine bakıyordum. Durumun vehametini siz düşünün artık.



  Annem yemek yaparak gitti. O yemek de beni 2-3 gün götürdü. Yemek yapmam lazım, bir yandan da kendimi kanıtlamak istiyorum, komşulardan gelen yardım tekliflerini bırakıp kendim yapmaya başladım. Bir yandan annemle telefonda konuşuyorum bir yandan yemek derken baktım ki bir adet yeşil fasulye yemeği yapmışım. Tabi ben bir sevin bir sevin. Çektim bunu arkadaşlarıma attım. İki farklı gruptan gelen tepkiler aynen şu şekilde: "Oooo hem de etli yapmışsın." Siz o yemeğin içindeki o küçük eti nasıl gördünüz yani? Ertesi günü ise hasta oldum. Milletin nazarı değdi bunun başka açıklaması olamaz. Bir daha da yaptığım yemeğin fotoğrafını atmadım kimseye atmam da.



  Zaten evin sorumluluğu bir yandan, okul bir yandan, sunumum var, KPSS çalışmam lazım bir yandan bir de üstüne hasta oldum. Sürekli burnum akıyor ve kılımı kıpırdatasım gelmiyor. Okul kısmı Allah'tan 2 gündü ama o 2 gün mekanik bir robot gibi yapmam gereken işleri yapıyordum ve sanki bir anda gün bitiyordu. Evde kaldığım günler ya yemek olmuyordu ya evin başka bir işi çıkıyordu. Bu dönemde öğrencilik hayatım çok geri planda kaldı, hiç ders çalışamadım. Hem çalışıp hem evin işleriyle uğraşan kadınlara gerçekten hayran kaldım. Bu zamanların kıymetini bilmeliyim gerçekten, iş hayatına atılınca her şey daha da kötü olacak. Neyse yemek diyorduk... Sonra ben yemek yapmanın temel mantığını kavradım. Tencereye yağ koy, soğanı doğra biraz pembeleşince salça, biber vs. dilediğini koy. Sonra yapacağın yemeğin ana malzemesini koy,azıcık kavur. Üstünü azıcık geçecek kadar sıcak su koy, tuzunu da koy. En son bir karıştır. Pişene kadar bekle. Bu kadar basitmiş. Hatta yazınca uzun geldi ama pratikte bu kadar karmaşık gelmiyor. Bu süreçte mercimek çorbası,bulgur pilavı, pırasa,patates,fasulye,patlıcan ve kabak yemeklerini yapmayı öğrendim. Hatta iki tane arkadaşımı kahvaltıda ağırladım. Gerçi sofrayı yetiştiremedim ama üçümüz beraber hızlıca sofrayı kurduk ve güzel vakit geçirdik. Bu benim ev hanımlığında nirvanaya ulaştığım andı. Çünkü onlar gelecek diye evde çok ağır bir temizliğe giriştim ve sunacağım menü için pazara gidip alışveriş bile yaptım.  Kalan günlerde de çamaşır yıkama,evi süpürme, silme derken sürekli bir koşuşturmaca içindeydim. Kendime çok az zaman ayırabildim. Şunu net olarak söyleyebilirim ki annemin kıymetini anladım. Annesiz olan insanları düşündüm ve gerçekten şükrettim. 



  Annem 1 ay sonra geldiğinde bana "Evde hiçbir şey yok siz ne yediniz ne içtiniz? Vah vah..." dedi. Halbuki ben artık nasıl market alışverişi yapmaktan usandıysam sırf markete gitmemek için o an evde olan tüm kaynaklarla bir yemek yaptım. Resmen planlama yaptım. Şunu şu gün, bunu bu gün kullanırım. Sonra da annem gelir zaten gerisini o halleder dedim. O da sanıyor ki biz aç kalmışız. Tabi yalan yok bazı günler sırf yemek bitmesin de yemek yapmayayım diye yemek yemediğim oldu. Kimse tembelliğimi sorgulamasın bence ama ben elimden geleni yaptım. 



Uzun lafın kısası yemek yapmayı öğrenmek için en iyi yol bence mecbur kalmak. İnsan mecbur kalınca inanın her şeyi yapıyor ve her şeyin üstesinden geliyor. Çok şükür artık yemek yapmayı bilen biriyim. Yemek yapmayı bilmeyenler için üzgünüm ama doğal seçilimde sizi elemem lazımdı arkadaşlar asdffg... 2018 hedeflerimden birini daha gerçekleştirdiğim için mutlu oldum. Bu arada hayat ne kadar garip sanki bu anlattıklarım çok uzun zaman önce olmuş gibi hissediyorum. O an sanki annem hiç gelmeyecekmiş gibi hissedip sızlanıyordum bugünse yine eski halime döndüm. Sonuç olarak bu da geldi bu da geçti. Gerçi ben de değiştim bu süreçte... 
Şimdilik benden bu kadar. Görüşmek üzere!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder