20 Aralık 2018 Perşembe

Hakan: Muhafız ( The Protector) Dizi Yorumu ve Karakter İncelemeleri


  Herkese Merhaba !
  Beklenen an geldi ve Netflix'deki ilk Türk dizimiz Hakan: Muhafız namı diğer The Protector izleyicinin karşısına çıktı. Dizi bir ilk olması nedeniyle beğenen olsun beğenmeyen olsun herkesin dilinde. Ben de dizi hakkında bir inceleme yazısı yazmasam içimde kalırdı. 
  Diziyi "Çağatay Ulusoy Netflix projesinde rol alacak " haberinden beri takip ediyordum. Çünkü ilk Türk Netflix dizisinin nasıl olacağını çok merak ediyordum. Şunu da baştan söyleyeyim. Dizi Türk dizisi olduğundan kıyak geçmeyeceğim. Bu blogda daha önce yabancı dizileri nasıl yorumluyorsam aynen öyle yorumlayacağım. Hem zaten bu bir bakıma Netflix'in işi sayılır.
Dizinin Konusu: Bilmeyen var mı bilmiyorum ama ben yine de yazayım dedim. Hakan adında sıradan (çok çok sıradan) bir Kapalıçarşı'da çalışan gencimiz, İstanbul'u kurtarma görevi olan bir muhafız olduğunu öğrenir. Kimden mi koruyacak? Ölümsüz denen kötü amaçlı kişilerden. Hoş neye göre kime göre kötü orasını da anlayamadım. Tabi bir de Muhafız'a "Sadık Olan" yardımcıları var. Hikaye işte bu üçgenin içinde geçiyor diyebiliriz.

  Şimdi dizinin sevdiğim ve sevmediğim yönlerinden bahsedeceğim. İlk olarak sevdiklerimden bahsetmek istiyorum ki beni sırf Türk dizisi olduğu için cool olmak adına diziyi gömmeye çalışan tayfadan sanmayın.

Sevdiklerim

1. Bence dizinin fantastik bir konusu olması iyi olmuş. Neden? Çünkü farklı. Bugün açıp dizilerimize  şöyle bir baktığımızda ya entrikalı bir aşk ya da romantik komedi. Ötesi yok. Niye yok yani neden olmasın? Olanlara bakalım: Sihirli Annem, Acemi Cadı, Selena, Bez Bebek. Hepsinin de ortak kitlesi aman ne tesadüftür ki çocuklar. Yetişkinler için ana tema sadece ama sadece aşk. Biraz hayal gücünü kullanmak bu kadar zor olmamalı. Birinin buna el atması gerekiyordu artık ve sonunda attı. Bence artık bu akım trend olacak ve Türk dizilerinde bu fantastik akımı bolca görmeye başlayacağız.



2. Fantastik konusunun İstanbul'un öğeleriyle dinamik bir ilişki içinde olmasını da sevdim. Hani dedim ya dizi fantastik türe el attı diye, şimdi diyebilirsiniz ki geçenlerde vampir dizisi çıktı o da fantastikti. Onu saymıyorum. Çünkü fantastik dediysek de vampirli dizi yapacak kadar değil. Bu millet onu kabullenmez. Çünkü bizim kültürümüze çok ters. Ama Hakan Muhafız'daki mistik öğeler tarihle iç içe yedirilmiş. En azından hayalin içinde bir parça gerçeklik payı görüyorsunuz.



3. Muhafız'ın son dört bölümünü ilk bölümlere göre sevdim. Çünkü çok daha sürükleyiciydi ve merak duygusunu daha çok körüklüyordu.  İlk bölümlerde Hakan'ın son muhafız olduğu gerçeğine uyum sağlama aşamalarını izlerken son bölümlere doğru İstanbul'u korumak için harekete geçtiğini söyleyebiliriz. Hatta bence birinci sezon biraz tanıtım gibiydi. Asıl olaylar ikinci sezonda baş gösterecek ve nedense içimde daha güzel olacakmış gibi bir his var. Çünkü diziye sevdiğim çoğu oyuncu dahil olacak.

4. Bence dizinin süresinin 30 ile 45 dakika arasında olması  iyiydi. Şunu fark ettim ben geçtim artık 2,5 saatlik dizileri 1 saatlik dizilere bile dayanamıyorum. Bu teknoloji beni o kadar hızlı tüketmeye alıştırdı ki bazı videolar 3x hızında olsa videoları bile o hızda izleyeceğim. O yüzden dizinin süresini makul buldum. Uzatmadan bitiyor işte.

5. Bazı oyuncuları çok iyi seçilmiş buldum. Bunu da alta inerseniz karakter incelemeleri kısmında yorumlayacağım.


Sevmediklerim

1. Dizide verilmesi gereken tepkilerin verilmemesi beni delirtti. Allah aşkına Hakan'ın babası saatler önce ölmüş ki bu zaten başlı başına bir travma sonra da İstanbul'un muhafızı olduğunu öğreniyor. Kalkmış bu "Sadık Olan"lar çocuğun sanki her şey çok normalmiş gibi davranmasını bekliyorlar, davranmayınca da azarlıyorlar. Çok saçma değil mi? Bu sadece bir tane örnekti.Verilmesini beklediğim çoğu tepki verilmedi dizide.



2. Dizinin Türkçe dublajlı gibi olması da sinir bozucuydu. Tamam anlıyorum baş senarist Amerikan ama hiç mi bir Allah'ın kulu da çıkıp "Abi biz n'apıyoruz ya?" demedi. Setin çaycısı bile sahneleri görüp "Kardeş ben böyle konuşan bir Türk görmedim. Bence bu cümle buraya olmamış."diyebilirdi. Hele dizideki Doktor...ya adamın yüz ifadesi bile dublajlı gibiydi. Zavallım herhalde diyalog bana uymuyorsa ben diyaloğa uyayım demiş olmalı.

3. Dizide kullanılan bazı efektler gözlerimizi kanattı. Özellikle yumruk atma sahnesindeki efekt sosyal medyada çok fazla alay konusu oldu. Anlamadığım şu: madem efekt o kadar kötü olacak zorlamanın ne alemi var? Yumruk atsın ama adamın elinin o halini göstermeyin. Efekt kullanılması şart olmayan bir sahnede efekt yapmaya çalışıp anca rezil etmişler sahneyi.



4. Biliyorsunuz ki dizi film sektöründeki insanlar genelde sansürlerden yakınır. Dizi internet dizisi olunca bunlar "Oh be artık her şey serbest" diye düşünmüş olacaklar ki her şeyin aşırı abartılısını koymuşlar. Bu da diziyi bu bakımdan tam tersine yapay ve itici yapmış. Sanıyorlar ki dizide küfür,sigara,içki,ilişki sahneleri serbest olunca dizi günlük hayatı çok iyi yansıttığı için mükemmel olacak. Ancak bizim dizi sektörümüzün eksikliklerinin en büyük nedeni senaryodur. Hakan Muhafız da her beş saniyede bir gereksiz küfür kullanacaklarına iki cümle Türkçe dublajsız bir diyalog yazsalarmış,yazabilselermiş keşke. Ya da dizinin dünyaya açılması için olay olacak bir yakınlaşma sahnesi üzerine düşündükleri kadar senaryodaki mantık hatalarını kapamaya, bir ters köşeye yer vermeyi düşünselermiş çok daha iyi olurmuş. Çünkü dünyaya açılan yol senaryonun kalbinden geçiyor. Evet diyeceklerim bu kadar asdfghjk

5. Aslında şu an kendimi tekrar ediyormuş gibi olacağım ama buna ayrı bir maddede değinmek istedim. Dizideki çoğu karakter Amerikan. Giyimi, konuşması,yaşam şekli,hareketleri.... Hep aynı hatayı yapıyorlar: Batı kültürüne özenince yabancı seyircinin diziyi beğeneceklerini düşünüyorlar. Yahu adam Türk dizisi izlediyse Türkleri görmek istiyordur zaten. Kaldı ki sen İstanbul ekseninde geçen, yeri gelince Osmanlı kültüründen bahseden bir dizisin. Kendi özümüzü göstermek bu kadar zor olmamalı. 

Karakter İncelemeleri

 Hakan

 Çağatay Ulusoy'un oyunculuğunu beğendim. Muhafız olduğunu kabullenemeyişi, o sırada verdiği doğal tepkiler falan çok yerindeydi. Saçmalığın içinde mantık kırıntısı gösteren bir karakterdi. Bence role yakışmış da. Çağatay'ın yerine başka kim oynayabilirmiş aklıma gelmiyor mesela şu an.
  Ancak şunu da demeliyim ki bence Hakan karakterinin bir derinliği yok, en azından ben göremedim. Kendi bile diyordu yani: "Bana mı kaldı İstanbul'u kurtarmak?" diye. Eee adam haklı. Çünkü İstanbul'u kurtaracak özellikleri yoktu.Sanırım bu dizide sıradan bir insan kahraman olursa neler olur gibi bir fikir üzerine yoğunlaşmak istemişler. Ama bence birbirimizi yemeyelim herkes kahraman olmaz. Bu tür süper kahraman hikayelerinde kahramanın belirli özelliklere sahip olması gerekir. Ayrıca 18 yaşındaki Fatih Sultan Mehmet sıradan bir insan olsa alabilir miydi İstanbul'u? Çok afedersiniz ama Muhafız kim köpek ki sıradan olup İstanbul'u koruyacak? 😂Hakan'ın tek süper gücü iki kızı aynı anda kendine aşık etmesiydi. Evet bu bir süper güç. Çünkü iki kızımızın da duvarları var ama Hakan tüm duvarlarını birkaç günde yıkıyor. Sonuç olarak Hakan'ın daha sağlam bir karakter olması lazım. Yoksa o zaman önüne gelen giysin gömleği, ben süper kahramanım desin. Derhal fermanım yazıla: Ey Netflix, ben ki dizi yorumcusu Ayşe! 2.sezon Hakan karakterinin daha derinliği olan biri olarak yazılmasına karar verdim. Tez kararım yerine getirile!!!. ( Netflix ağlıyor şu an)


Faysal Erdem

   Dizide oyunculuğu sırıtmayan bir karakterdi ki zaten Okan Yalabık kendini kanıtlamış bir oyuncu. İyiki bu işin içinde olmuş da diziyi azıcık da olsa kurtarmış.


Mazhar

  Faysal'ın sağ kolu olan Mazhar,dizinin yine sayılı olarak oyunculuğu iyi olan karakterlerindendi. Gerçekten bir insan bu kadar mı oturur role? Bir insan bu kadar fiziği ve sesiyle karaktere kendinden bir şeyler ekleyebilir? Kötü adamı oynayanlar aslında gerçekten nedense iyiyi oynayanlardan oyunculuk olarak daha ön plana çıkıyor.  Ayrıca Bakınız: Polis Tekin karakteri.


Zeynep

  Zeynep karakteri hiç ama hiç olmamış. Bir kere marjinal yapacaklar diye aşırı saçmalamışlar. Zaten dizinin %50 Türkçe dublajlı gibi olmasının sebebi Zeynep'in diyalogları ve çok fazla Amerikanvari davranmasıydı. Hayır anladık, karakter kötü yazılmış ama Hazar Ergüçlü'de karaktere bir şey katamamış. Çok eğreti duran bir karakterdi. Böylesi marjinal bir karakter bir kere sadık olmaya aykırı anlatabiliyor muyum? Kız özgür ruhlu ama sadık yav he he.


Leyla
  Kendine gel Ayça Ayşin Turan bu sen değilsin demek istiyorum. Bir oyuncu her rolü oynayabilmeli ama her rolü de oynayamıyorsa bırakın oynamasın lütfen. Zavallı kız seksi bakmaya çalışacağım diye kasım kasım kasılmaktan bir hal oldu. Hatırlarsanız dizide pazarcı bir kız vardı. O kızın tecrübesi daha azdır ama ciddiyim Ayça'dan daha iyi oynadı. Üstelik dizinin galasının yapıldığı fotoğraflara baktım,  Ayça orada da seksi bakmaya çalışacağım diye yine kendini kasmış.

  Bir de dizi hakkında röportajlar yapılırken çok sık şu cümleye rastladım: "Leyla'nın dönüşümünü izleyeceğiz." Aman ne dönüşüm? İşkolik, aşırı özgüvenli bir kız sırf beraber oldu diye bir anda yağmurda ıslanmış kedi yavrusuna döndü. Yahu siz kaç kere görüştünüz de hangi ara senin buzların kırıldı da sen ilişkide trip atma evresine geldin? Bravo muazzam alkışlıyorum. Bir de Ayça Ayşin'in Meryem dizisinde oyunculuğunu çok beğenirdim ama burada rolle bütünleşememiş buldum.  Son bölümlere doğru biraz daha oyunculuğu yükseldi neyse ki.


Doktor
Doktora özel afiş niye yapmamışlar?

  Üzgünüm Doktor'un adını unuttum. Bu yüzden Doktor diyerek hitap edeceğim. Dizi hakkında arkadaşımla konuşurken adamın karizmatik olduğunu ve La Casa De Papel dizisindeki Profesör'e benzettiğini söylemişti. Karizmatik yönüne katılmasam da hakikaten düşündüm de hem o gözlükleri hem de yol gösterici kişiliğiyle Profesör'e benziyor. Benden kaçmış ama arkadaşım da kaçmamış. Yine de bir Profesör olamadı bence. Daha 1.bölümde Türkçe dublajlı konuşmasıyla ısınamadığım bir karakterdi. Bunun dışında Doktor'un başına gelecekleri tahmin etmiş olmamdan dolayı kendimi aşırı mı zeki hissetmem lazım bilmiyorum. 


  Ve bir yazımın daha sonuna geldim. Dizinin 2.sezonunu izlemeyi düşünüyorum. Çünkü dediğim gibi bence 1.sezondan daha güzel olacak. Umarım senaryonun eksik kalan kısımlarını da tamamlayıp daha ayakları yere basan bir dizi haline getirirler.
  Peki siz diziyi izlediniz mi? Sizin düşünceleriniz neler?

2 yorum: