10 Temmuz 2020 Cuma

Twogether : Lee Seung Gi ve Jasper Liu Yolda | Yorum


  Herkese Merhaba,
  Bugün çok severek izlediğim eğlenceli bir gezi programı olan Twogether'den bahsedeceğim. Programın İnstagram'da keşfette fotoğrafını görüp " Aman bir de bunu mu izleyeceğim." diyerek es geçmiştim. Sonra iki yerde de yorumunu da görünce "Hadi başlayayım, zaten sekiz bölümcük bir şeymiş."diyerek açtım ilk bölümü. Açış o açış, müptelası oldum. Bayıldım ! Kendimi programa o kadar kaptırmışımki rüyamda ben de onlarla geziyordum. Rüyama bile girdiyse bu iş bitmiştir, bilinçaltıma kadar işlemiş. Açıkçası Twogether'da yüksek bir beklentim yoktu. Zaten ne zaman bir şeyden yüksek bir beklentim olmasa nedense çok beğendiğimi fark ediyorum. 
  Programın çok fazla reklamı yapıldığını düşünmüyorum, gerçi yeni çıktı sayılır ama olsun. Pinterest'te Tumblr'da adam akıllı programa dair ne bir gif, ne bir fotoğraf! Cık cık cık... Twogether'ın kendimce Türkiye tanıtım şubesi görevini üstlenip hakkında uzun bir yazı yazmaya karar verdim. Netflix'in Türkiye ayağı varsa yoksa La Casa De Papel'le Dark'ın reklamını yapsın zaten, onlarda da iş yok.
  İş başa düşünce gifleri kendi ellerimle hazırladım, birkaç ekran görüntüsü aldım. İzleyenlerin yorum bırakmasını rica ediyorum.
Kemerlerinizi bağlayın başlıyoruz.

  Twogether'da Koreli ünlü oyuncu, şarkıcı Lee Seung Gi ile Tayvanlı ünlü model,oyuncu Jasper Yi Hao birlikte bir Asya turuna çıkıyor. Programı izlemek için Kore ya da  genel manada Uzakdoğu dizi filmlerini izlemek gerek gibi bir önyargıya lütfen kapılmayın. Hatta Lee Seung Gi ve Yi Hao'yu tanımanız da gerekmiyor. Bence her kesimden insan izleyebilir. Çünkü programın formatı çok iyi düşünülmüş. İkilinin amacı gezdikleri yerde görevleri başarıyla tamamlayıp bu sayede elde ettikleri ipuçlarını biraraya getirip hayranlarının evine gitmek, fanlarıyla biraraya gelmek. Genel olarak her bölümde dört ipucu bulmaya çalışıyorlar ki bu da her farklı ülkede dört görev demek. Diyelim ki bir görevi başaramadılar. O zaman ellerindeki üç ipucuyla adresi bulmaya çalışacaklar. Bulamazlarsa hayranlarıyla buluşamayacaklar yani.
  Görevlere gelecek olursak Survivor gibi zorlu yorucu parkurlar yok. 😂Daha çok Ben Bilmem Eşim Bilir'deki yarışmalara benziyor. Çok basit gibi göründüğü halde iş yapmaya gelince zekayı ve pratikliği gerektiren oyunlardı. Tabi bir de bu görevleri yerine getirirken ikilinin başına gelen komik olaylar da şovun tadı tuzuydu.

  Ben Twogether'ı her izlediğimde kendimi mutlu hissettim,pozitif enerjiyle doldum. İzlerken yüzümden gülümseme eksik olmadı. Hatta bir ara çok gülmekten gencecik yaşımda kaz ayaklarım çıkacak falan diye endişe ettim. Bir de şunu fark ettim ki her bölüm eski bölümden daha komikti. Komedi unsuru gittikçe tırmandı resmen.

  Normalde fanlar gider ünlülerin peşinde olmaya çalışır. Burada ise tam tersi ünlüler fanların evine gidiyor. O eve gidebilmek için de bir sürü eğlenceli görevleri tamamlaması gerekiyor. Hem de Asya'nın yerlerini, yemek kültürlerini, inançlarını, insanlarını daha yakından tanıyorsunuz.Bir de nedense bizim aklımıza Asya diyince hep Çin,Japonya ya da Kore geliyor. Bu ülkelerin haricinde Endonezya, Tayland, Nepal ve Kore'nin farklı bölgelerinde çekimler yapılmış. Muhtemel bir ikinci sezon olursa Türkiye'ye gelmelerini çok isterim ya. Öyle bir şey olursa başvuru yaptığımı ve bana çıktığını düşünsenize.😂 Aslında iyi olur ben bu programdakiler gibi elleri boş da göndermezdim. Bunlar misafir ağırlamayı bilmiyor ya, izledikçe bunu düşündüm. Bir de şöyle efsane bir sofra hazırlardım ekibe. Hem biz de gezilecek kültürü ve mimarisi o kadar zengin yerler var ki... Hem de mis gibi ülkemizin reklamı olur. Neyse hayal kurmayalım şimdi.



  Onlar gezdikçe ben dünyada bilmediğim ne güzel manzaralı ve ilginç  yerlerin olduğunu fark ettim. Aslında Asya kıtası kültürel olarak çok zengin bir yermiş de işte bize pompalanan Paris, Amsterdam, Londra gibi batı şehirleri oluyor. Doğunun cazibesi de bir başkaymış. Bir de çok kıskandım ya. Gerçekten şu korona bitsin de arkadaşlarımla en azından kendi ülkemizi olsun güzelliklerini turlayalım diye düşündüm. İzlerken hep " Ulan yaşıyorsunuz bu hayatı be!" diye düşünmekten kendimi alamadım. Hem eğlenerek mükemmel bir seyahate çıkıyorsun hem de dünyanın belki en ücra köşesinde sen tanımasan bile sana hayran insanları tanıyorsun. Hepsi gözünün içine bakıyor, sevildiğini hissediyorsun falan. 
  Twogether, korona salgınından önce çekilmiş. Ne güzel, eve kapanmadan şöyle bir Asya kıtasını turladılar. Hatta sanırım Vagabond'un ilk yayınlanacağı gün Lee Seung Gi Twogether'ın çekimlerindeydi. Çünkü bir hayranı Vagabond için çok heyecanlı olduğunu söylemişti de Seung Gi, mutlu olmuştu. Ya bu arada Vagabond'un da hala 2.sezonundan ses seda yok. Twogether'ın da 2.sezonu çıksın istiyorum. Tabi ikisi de dış ülkelerde çekim yapıldığından bu pandemide zor. Anlayacağınız Seung Gi'nin projelerinde 2.sezon sıkıntısı çekiyoruz.
  
  Bölümler ilerledikçe Seung Gi ve Yi Hao'nun arkadaşlıklarının derinleştiğini görüyoruz. İlk bölümler birbirlerine daha yabancı gibilerdi. Tabi bir de dil sorunu vardı. Malum Seung Gi'nin ana dili Korece, Yi Hao'nunki Çince. Ortak dil olarak İngilizce'yi kullanıyorlardı. İkisinin de İngilizce'si çok mükemmel değil. Ama şunu fark ettim ki o kadar İngilizce bile iki insan arasında anlaşmaya ve hatta dünyayı gezmeye yetiyormuş. Bu sayede sahip olduğum bir önyargıyı da kırmış oldum. Hatta " Dur bakayım oluyor mu?" diye evde basit bir şeyi söylerken bile İngilizce konuşmaya çalıştım. Evdekiler şok evdekiler iptal tabi. Bu kız delirdi iyice, diye. 
Konudan sapmadan ikilimizin derinleşen arkadaşlıklarına döneyim. Bir ara bir hafta çekimlere ara vermişlerdi ya hani. Tekrar buluştuklarında Seung Gi'nin " Aynı odada uyumaya alışmışım, evde yalnız uyuyunca kendimi tuhaf hissettim." demesi bile kısa sürede birbirlerine ne kadar alıştıklarının göstergesiydi. 


Bir süre sonra ikisini izlerken aralarında çok güzel bir abi kardeş ilişkisi varmış gibi gelmeye başladı. Yaşları neredeyse aynı olmasına rağmen Seung Gi kesinlikle onun büyük abisi gibiydi. Zaten o da diyor ben senin öğretmeninim diye. Hem de hani küçük erkek kardeşini bana su getirirsen ya da şunu yaparsan sana bilgisayarda oyun oynamana izin vereceğim diye kandırıp sonra dediğini yapmayan, kardeşiyle uğraşan, ağır işleri ona kilitleyen büyük abi modelindendi. Of çok güldüm o hallerine ya😂  Müsadenizle ikisine de ayrı ayrı değinmek istiyorum.

Lee Seung Gi


  Lee Seung Gi'yi bu programla birlikte çok sevdim. Gerçekten o esprileri ve zekasıyla beni benden aldı. Ben kendisini ilk olarak Vagabond'da izlemiştim. O dizide de çok sevmiştim ama aslında orada sevdiğim şey oynadığı karaktermiş. Ben nereden bileyim Seung Gi'nin gerçekte böyle espirili, sevimli,komik,eğlenceli,zeki olduğunu? Twogether'ı izledikten sonra utanmasam fanı olacağım. Gülmekten öldürdü beni. 


  Bir Seung Gi atasözü der ki :"Game is game" 
Görevleri yapmaya çalışırken yapmaya çalıştığı çakallıkları izlemek çok keyifliydi. Tamam diyorum hadi bu sefer paçayı kurtar da görek, nasıl açıklayacak yaptığı bu çakallığı diyorum. Ama yok abi adamda kıvrak bir zeka var. Her şeyin kılıfını buluyor, yönetmeni bile ayakta uyutacaktı neredeyse.Ya da biz ona çakallık demeyelim de strateji uzmanlığı diyelim.😂 Yani şöyle bir gerçek var ki bu ikilinin plan kurucusu yani beyin takımı Lee Seung Gi'ydi ve programda onun yerine başkasının olduğunu düşünemiyorum bile. Hatta Yi Hao bile planlarını duydukça önce Seung Gi'ye şaşkınlıkla bakıp sürekli "You are so smart!"diyip duruyordu. Tabi o da bazen Seung Gi'nin zekasının tehlikesinin de farkına varıp "Dangereous man"demeye başladı assdfghj 
Ayrıca bence Lee Seung Gi'de ünlü egosu yoktu. Çok içten,samimi geldi bana. Hatta uyurken ağzı açık uyuduğunu fark ettim ahahahha. Üstüne bir de horlamasına girmiyorum bile. Yi Hao en son çareyi kulak tıkacı takmakta bulmuş. Bundan neden mi bahsediyorum. Dünya çapında tanınan insanların şöyle sıradan hallerini görünce içimizden biri gibi hissediyorum da ondan.

😂😂😂

Jasper Yi Hao

  Tayvanlı oyuncu Yi Hao'ya ilk kez programda gördüm. Zaten düşmüşüz Kore dizi bataklığına , oradan da hiç Tayvan'a falan bulaşamam. İzledikten sonra çok masum, çocuksu geldi bana. Ama zaten Seung Gi çakal olduğundan Yi Hao'nun bu nazik kişiliği birbirlerini çok iyi dengelemelerini sağladı. 
  Yi Hao, çok utangaç, çok naif geldiği için ya bu çocuk nasıl dizilerde rol yapabilir ki diye düşünüp Youtube'da dizisinden bir kesit izledim. Abartmıyorum konuşulan dilin aksanına 10 saniye dayanabildim. Kendi kendime dil uydursam anca öyle bir aksanı olurdu herhalde. Bunu dediğim için kendimi çok kötü hissettim ama n'apim içimden geçen bu. O 10 saniyede de Yi Hao,rol olarak sinirleniyordu. Bir insana sinirlenmek bu kadar olmaz yani ya da gerçek kişiliğini gördüğümden bana öyle geldi bilemiyorum. Of yine konu konuyu açtı, çenem düştü, ne diyordum ben?


  Körle yatan şaşı kalkar misali birkaç çakallık yapma girişiminde bulundu ama sadece girişim olarak kaldı. Lee Seung Gi'nin zekasıyla baş etmesi ne mümkün! Çok tatlı bir şekilde "Seung Gi şiiii" demiyor muydu bu arada? Kulağımdan gitmiyor ya o tonlaması.😅Ya bir de konuşa konuşa Yi Hao uykusunda İngilizce konuşuyormuş, çok komik değil mi? Uyku demişken Yi Hao'nun uyurken mutlaka ipek gecelik giyip yattığını göründe içimden " Olum cidden bu kadar çok mu seviyorsun bu hayatı?" demeden edemedim. Hadi zengin diye mi acaba bu şekil takılıyor diye düşündüm ama Seung Gi de zengin o niye bir tişört bi şort giyip yatıyo? Aaaa ama daha sonra Yi Hao,hediye olarak Seung Gi'ye ipek pijama takımı almış. Bu çocuk cidden minnoş ya!

 Şimdi beni bilenleriniz bilir,uzun uzun yorum yaparım. Çünkü sadece "Çok sevdim, çok beğendim" demekten ziyade niye sevdim, niye beğendim bunları anlatmadan duramıyorum. İçimde kalıyor. Artık o kısıma geçmenin zamanı geldi diye düşünüyorum. Programı izleyenleri spoilerlı yorumu okumaya ve alta yorum bırakmaya davet ediyorum.😊
Beni İnstagram'da da takip etmek isterseniz şuraya tıklayın.
UYARI: Arkadaşlar buradan sonrasında spoilerlı olarak gezilen yerlerin başlığı altında bazı olayları yorumlayıp evlerine gittikleri fanların dedikodusunu yapacağım. Twogether'ı izlemeyenlerle burada vedalaşalım.

Spoilerlı Yorum

Endonezya- Yogyakarta Bölümü 


  İlk iki bölüm Endonezya'daydılar. Yerine getirdiği bölümler arasında en çok bir mağaraya girdiler ya hani o yere aşık oldum resmen. Yalnız Seung Gi'de az romantik değilmiş hemen de aklı bu mağarada çok güzel bir ambiyans olduğundan evlilik teklifi yapılmasına kaydı. Ayrıca hiç sorulmadığı halde evliliğin konusunu açıp 40 yaşından önce evlenmeyi düşündüğünü söyledi. Jasper ise daha evliliği düşünmüyorum dedi, neymiş efendim daha yapacak çok işi varmış. Üf sanki fakirsiniz, yapmak istediklerini eşinle yapıver. Ne alakası var yani evlilikle? Düzgün bir bahane sunsa neyse. Yalnız kendimi şu an gençlere evlenmeyi nasihat eden yaşlı teyzeler gibi hissettim. Banane ya aman. Bir paragraf döşedikten sonra banane demem peki?
  İkinci bölüm bence tam olarak formatın oturduğu, iki oyuncunun daha bir takım olduğu bölümdü. Prambanan Tapınağı'ndaki görevleri çok eğlenceliydi. Yazık zavallı Yi Hao, o sıcakta koştur koştur tapınakların fotoğrafını çekmeye çalışırken Seung Gi'nin beceriksizlikleri yüzünden hepsi boşa gitti. Seung Gi'nin topaçları döndüremediği her seferinde yok efendim bu alıştırmaydı vay efendim konsantrasyonum bozuldu demelerine koptum. Hatta bir ara yapmış gibi yapıp Yi Hao'nun duygularıyla oynadı. En son baktı olmuyor, parayla daha fazla topaç aldı da geçtiler görevi.
Sakin olun kızlar!
    Bir de son olarak Endonezyalılarla badminton oynadıkları kısım efso güzeldi. Etraflarına toplanan Endoneyazlı kızların yerine ben utandım ama. Özellikle kızın bir tanesi Seung Gi, oyun oynadığı kızla sarılınca öyle saçma hareketler yapıp çığlık attı ki çok gıcık oldum o hareketine. Bir de tüm kızlar Seung Gi'ye tezahürat yaptı, Yi Hao'ya ayıp oldu gibi hissettim nedense.
   İlk turda yenilince Seung Gi'nin özellikle küçük çocuk seçip "Game is Game" demesiyle yine çok eğlendim. Ay yazık ama ya o çocuk da nasıl da kazanmak istiyordu, yenilince morali bozuldu garibimin asasdfghj

  Ve Endonezyalı fan Mustika'nın evine gittiklerinde kızın Yi Hao'nun fotoğraflarıyla albüm yapmasına Yi Hao nasıl utandı yavrum ya. Kızım yıl olmuş 2020, çok fotoğraf biriktireceksen aç telefonunda bir klasör orada biriktir ya da git Pİnterest'te pano oluştur, valla bu nedir ya dedim ben de gördüğümde. Seung Gi de nasıl dalga geçiyor alttan alta, iyice Yi Hao'yu utandırmaya çalışıyor. Yalnız bana çok kısa kaldılar gibi geldi kızın evinde. Ben olsam bir kral sofrası hazırlardım, bir kahve bile ikram etmedi püüüüh bu nasıl fanlık.

Endonezya -Bali Bölümü

  Bali'de çekilen kısımlar da yine çok eğlenceliydi. Zavallı Yi Hao, yine terler dökerken Seung Gi, işin en kolay kısımlarını halledip tatilde gibi keyif çattı.  Kendi ağzıyla da itiraf etti buyrunuz:

Balık tutamayınca attı kendini denize oh, paraşütle manzaranın tadını çıkardı, zaten dün de iş yükünü Yi Hao çekmişti. Yi Hao'ya bunun dank ettiği kısım çok komikti. Bir de mizacı gereği Seung Gi'ye kızar gibi de değil, minnoş minnoş " Çok rahat görünüyordun. Sanki tatilde gibiydin." diyişi çok iyiydi.
Bir de şu geleneksel Kecak dansı yapıp, gizli hece veren adamları ben asla ne dediğini çözemezdim. Bence en zor görevlerden biriydi. Seung Gi nasıl buldu " İced tea" kelimesi ya bravo cidden. Zeka fışkırıyor adamdan, zeka!


  Yoga yaptıkları kısıma ne demeli peki? Hatta yoga hocasının deyimiyle "akroyoga" Çok zor hareketlerdi bence. Bir de bence erkekler kadınlar kadar esnek olmadığından o hareketleri yapmak çok zordu. Bizimkiler o hareketleri yaparken kendilerini tutamayıp gülüyordu ya, nefes alıp verişleri, hareketleri yaparken vücutlarının titremesi falan gerçekten çok iyi anlıyordum. Bende bir ara pilatese sarmıştım, aynı işkence tepkilerini vermiştim. Görevleri de tesadüfen yaptılar zaten, bunlardaki şans bende olacaktı ki ohoooo

 Ve gelelim Bali'deki Seung Gi'nin fanı Nadya'ya. Arkadaşlar, Allah affetsin de ben bu kıza bir uyuz oldum bir uyuz oldum ki anlatamam. Bir kere çok psikopat geldi bana. Odasının her yerini Seung Gi'nin fotoğraflarıyla döşeyip, adını duvara kocaman yazmak ne? 22 yaşındasın daha bitmedi mi ergenliğin? Seung Gi bile kızın evinden ayrıldıktan sonra " Biraz gergindim."dedi. E haklı adam, ben bile o odayı ilk kez gördüğümde aklıma hani dizi filmlerde bir kişi birine kafayı takar da her anını fotoğraf çekip gizli bir odayı onlarla döşer ya aklıma onlar geldi. Bir de neymiş Seung Gi'nin dişlerini beğeniyormuş en çok. Kızım yapma o dişler yapma!
  Zaten bu kızın psikopatlığı burada da bitmedi. Kore'ye geldiğinde de uyuz etti beni ama bekleyin geleceğim o konuya da.😡

Tayland- Bangkok

 Tayland'daki ilk gezdikleri yer olan Bangkok'da yemek yemek için turistlerle oynadıkları küçük ama izlemesi heyecanlı oyunları da eğlenerek izledim. Bir de her seferinde tam yenecekler derken yenilmeleri... Bir an aç kalacaklarını falan düşündüm.  
  Balta fırlatma oyununda Seung Gi, böyle giderse yenileceklerini anlayıp adama gücünün 100'de 100'ünü kullanmaması için ricada bulunduğu kısımda komikti. Adam zaten yüzde 60'ını kullanıyorum demişti de bu sefer Seung Gi'nin " Bu %60'sa %40'ını kullan" demesi peki hahahahhahaha
  Yi Hao'nun gidip en yüksek puanlı yeri vurması da ayrı bir şaşırttı. Ama program boyunca şunu fark ettim Yi Hao, bazen oyunun sonlarına doğru açılıp beklenmedik puanlar getiriyordu kendi takımına. 
  Bir de Tayland'da Damnoen Saduak Yüzen Pazarı'na gitmişlerdi. Hayatımda ilk defa böyle bir pazar görmüş oldum, çok ilginç geldi. Oranın esnafıyla oynadıkları taş kağıt makas oyununda da çok iyi gidip sürekli son anda yeniliyorlardı ya onlar gibi " Bu da mı gol değil be!" diye hüsrana uğruyordum.

 Ve gelelim bu görevleri tamamladıktan sonra binbir zahmetle evini buldukları Yi Hao'nun fanı çıkan Kim'e. Bana aklı başında bir kız gibi geldi. Tabi bu kız misafirlerine ikramda da bulundu, bak bu gözümden kaçmadı. Seung Gi, kızın babası gibi " Size 3 dakika mühlet, gidin gezin sonra gelin." dedi.  Diğer fanlara göre kız daha karlı çıktı hee. Kızın annesi mi yoksa büyükannesi mi bilmediğim kadın da ayrı bir tatlıydı.  Beraber çekildikleri fotoğraflarda da güzel pozlar yakaladılar. Hatta en iyi pozlara bu kız sahip oldu.

Tayland - Chiang Mai

  Chiang Mai de çekilen bölüm en sevdiğim bölüm. Neden diyecekseniz çünkü bu sefer ikilimiz birbirlerine karşı yarıştılar. Yalnız yönetmen bunun haberini ilk verdiğinde ikisinin tepkisine iyice dikkat ettiniz mi? Seung Gi'nin gözü ışıdı resmen. Yi Hao da zavallım tırsıp " No no no dangereous" dedi. 
  Sabah olunca kurnaz Seung Gi, erkenden kalkıp işe koyuldu. Safım Yi Hao da " Kemalim yapmaz" modunda o benim kardeşim yapmamıştır öyle bir şey diyor hahahha. Hııı sen öyle san canım, öyle bir yaptı ki...Peki Seung Gi'nin Yi Hao tuvaletteyken kapısının tokmağına halat geçirip taşa bağlaması? 

 Ay bir de kahkaha atarak " Game is game " diyor öldürecek beni bu adam. Gitti de ne oldu sanki? Yönetmenle buluşmaya Yi Hao'dan önce varınca da yine de Yi Hao'yu bekledi. Bu yönetmenin bazen Yi Hao'ya acıdığını düşünüyorum, bizim gibi. 

  Su bisikletini daha önce hiç denememesine rağmen Yi Hao'nun başarıp öne geçmesi açıkçası çok şaşırdım ama dediğim gibi bazen Yi Hao beklenmedik çıkışlar yapıyor. Seung Gi'nin bütün çakallıkları boşa gitti yani. Ama yine son anda Yi Hao'dan bisikleti nasıl sürebildiğini gösterip olay yerinden uzaklaşmasıyla beni bile şaşırttı. Ne kadar kandırmacalarına alışsak da hep bizi gafil avlıyor. 

  Ya bir de bu olayın üzerine Seung Gi'nin arkasından " Salağım ben, gerçekten çok salağım." diyerek koşan Yi Hao'ya kıyamam ya. Yavrucum sen salak değilsin sadece Seung Gi çok zeki. Hatta Seung Gi'den taktik öğrenip onun motorbisikletinin anahtarını sakladın ama hesap etmediğin şey senin bisikletini alıp kaçabileceğiydi. Deneye deneye alışacaksın bu zalim dünyanın kurallarına Yi Hao'cuğum.
  Daha sonra Chiang Mai Üniversitesi'ne gidip oynadıkları ayak voleybolu gibi oyunu ilk kez gördüm. Çok hoşuma gitti ya oyun. İzlemesi zaten aşırı heyecanlı ve eğlenceliydi. Özellikle ikisi de oyuncularını profesyonellerle değiştirdiğinde sanki milli maç izler gibi hissettim. O profesyonel kişilerde efsane oynamadı mı? Havada dönüyorlardı resmen ya, ağzım açık kaldım. Bu oyunda ben ne yalan söyleyeyim Yi Hao'yu tutmuştum. Çünkü her zaman kim ezilirse hep onu tutarım. Yi Hao'da başta hiç iyi oynayamıyordu ama o da sonlara doğru işi çözdü ama yine ve yine yenildi. Bu arada oyunu oynarken Seung Gi'nin pantolonunun orta yerinden yırtılmasına ne demeli? 

   Neyseki gittikleri hayran Seung Gi'nin fanı çıktı da Yi Hao'nun kaybedişine üzülmekten vazgeçtim. Bu arada o kızın daha önce bizimkilere havaalanında Starbucks'tan kahve vermesi şoku? Meğer Seung Gi'nin orada olduğunu Twitter'dan öğrenip gitmiş. Kızdaki azme bak, hiç kendimi yorup da gitmezdim ben. Adam orada beni 2 saniye görüp görmeyeceği bile belli değil,bu riski alıp da gitmiş. Kızın adı da Starbucks olarak kaldı, iyi mi?😅 O kızın elini ağzına tutarak konuşmasına da niye bilmiyorum, ayrı bir kıl oldum. Yav çek şu elini diye kendi kendime söylendim durdum. Ay bir de kıza Seung Gi gözlüklerini verdi, çok şanslıydı. Şahsen ben de izlerken o gözlükleri çok beğenmiştim. Seung Gi de gözlüğü verirken tüm seyahat boyunca takmıştım diyip alttan alta mesaj veriyor. Anladık knk sen taktığın için değerli gözlük olmuş.😂
Arkadaşlar gözlük güzel diyorum size, Seung Gi ile ne alakası var?

  Nepal - Pokhara


Nepal'le ilgili daha önce 2 tane belgesel film izlemiştim. Gerçekten yemyeşil görünümüyle muhteşem manzaralara sahip bir ülke. Ekrandan bu kadar büyülendiysem gidip canlı olarak görmek kim bilir nasıl bir histir. Nepal'de yerlilerin bizimkilerin Annapurna'yı görebilmelerine hava koşullarından dolayı nereseyse hiç ihtimal vermemişti. Adamlar resmen %1'lik ihtimale denk gelip gördüler. Hem de onlar oraya varmadan dakikalar önce bulutlar gitmiş. Bu nasıl bir şans ya azcık bize de verin biz de nasiplenelim.

Pokhara'daki görevlerini tamamladıktan sonra Kathmandu'ya gitmek için uçuşu beklerken onları tanıyıp foto çekilmek isteyen kızları biliyorsunuz. Burada benim dikkatimi çeken Seung Gi'nin yönetmeni kızların önüne atarak kalabalıktan kurtulma taktiği oldu. Nasıl da hemen "Onunla foto çekilin, Running Man'in yönetmeni, çok ünlü." diyor. Çakal seni !

Nepal - Kathmandu 


  Kathmandu'daki görevleri bence çok zordu. Resmen samanlıkta iğne arar gibi güneşin alnında ne aradıklarını bile tam olarak bilmediği insanları buldular. Ama bir yerden sonra acaba diyorum kulaklarına ekip, ipucu fısıldamış olabilir mi? Aklım almıyor çünkü olayı nasıl çözdüklerini. 
  Yemekleri sırasına göre dizmelerini istedikleri sahne de bence zordu. Şu aşağıda Seung Gi'nin yandıkları halde olayı yine kendi lehlerine çevirme zekası der, saygı duruşuna geçerim. Yi Hao, bile hayran hayran bakmaktan alıkoyamadı kendini.

  Ve Nepal'deki Seung Gi'nin hayranı olan Mamta'nın tepkileri, o anki heyecanı, yaşadığı şok bana çok samimi geldi. Ay bir de benim bu kızı diğer fanlardan daha sıcak bulmamın sebebi odasından maddi durumunun çok da iyi olmadığını anlamamdı. Diğer kızların evleri genelde müstakil falandı. Mamta'nın ise gardıropun üstündeki o yorganlar, perdeler, duvarlar, o yatak anlatıyor bazı şeyleri. Yukarıda da yazdığım gibi her zaman garibanın yanındayız. 

  Ya bir de kız kendini kaptırmış Seung Gi'ye övgüler yağdırırken - yalnız iyi ego tatmin etti he- olaya bakakalan Yi Hao'dan özür dilemesiydi. Yi Hao da bunların fotosunu çekerken birlikte çekilme teklifine nasıl sevindi. Çok tatlı bir anlardı ya, insan gülmeden edemiyor.

Kore-Seul


Ve gelelim en son kısmın çekildiği yer Kore'ye. Seung Gi de resmen kendi ülkesinde olmanın özgüveni ve rahatlığı vardı. Eee tabi insanın kendi memleketi olunca bir başka oluyor. Bu arada bizimkiler yolda yürürken Koreli teyzelerin alenen yüzlerine baka baka " Çok yakışıklı vavv" dediklerini duyunca " Teyze yavaşşş, napıyorsun?"dedim. Yaşını başını almış kadınsın yani. Mesela hatırlarsanız Nepal'de genç kızlara yol sorduklarında nasıl da utana sıkıla gülmüşlerdi. O kızlarla bu teyzeleri karşılaştırmadan edemedim.😂
 Son görevlerinde ipuçlarını verecek olan kişilerin daha önce evlerine gittikleri fanlarının olması benim için çok şaşırtıcıydı. Aslında güzel de düşünülmüş bence. İlk ipucunu verecek olan kızın psikopat Nadya olması şokuyla başbaşa kalmışken bir de Seung Gi'ye zorla seni seviyorum dedirtmesi sinirimi bozdu. Hayır bir de adam söylüyor, yok bir daha, bir daha. Cidden içinden gelerek söylediğini falan mı sanıyorsun, Seung Gi bile uyuz oldu orada bence. 😂Süre bitiyor diyor hala anlamıyor. 
Ya bir de şeye çok koptum: Seung Gi'nin Taylandlı kızın adını hatırlamayıp tekneden Starbucks diye bağırması...😂Bu arada kızın Twitter'da hesabını gördüm. Hesabını "Starbucks Girl" olarak açmış asdfghj 
  Neyse bir de Starbucks kızla konuşmak için sadece 30 saniyeleri olduğu için yukarı çıkamaması da ayrı bir olaydı. Starbucks'a da sinir oldum orada, laftan anlamıyor musun adam süre yok diyor. Hani çok seviyorsun ya Seung Gi'yi o yüzden mi aşağı atmadın ipucunu. Ay bir de ağlıyor, adamı vicdan azabı içinde bıraktı. Zaten sonra toplu olarak buluşacakmışsınız, derdin neydi kızım ya?
😂
  Koreli fanın evli ve çocuklu olması değişik olmuş. Başvuruyu da kocası yapmış. Koreli olduğu için Seung Gi'nin hayranıdır sandım ama Yi Hao'cuymuş. Seung Gi'ye eskiden hayranmış. Kadının onları sürpriz olarak gördüğünde verdiği tepki o utangaçlığı çok tatlı değil miydi?  Mesela ben olsam bu kadın gibi tepki verirdim herhalde diye düşündüm. Benim ruhum yaşlanmış yahu, orta yaşlı kadınla aynı kafadayım. Bir Nepalli kız bir de Koreli bu kadını çok tatlı buldum içlerinden zaten.
 Hani bir de arabaya bindiler ya Seung Gi, çok iyi bir tespitte bulundu: Olaya bak hakikaten eskiden fanı olduğu adam direksiyonda şoförlük yapıyor. Yeni fanı ön koltukta. Kadın da eşi ve çocuğuyla arka koltukta. Bu herkese nasip olacak bir şey değil cidden. 😂

  Ve tüm fanların buluştuğu kısıma gelelim bakalım. Diğer Seung Gi fanlarının, Starbucks'a güneş gözlüğü vermesini kıskanıp onların da bir şey beklediği kısım da benim dikkatimi bir şey çekti. Seung Gi, komiklik yapıp ayakkabısını çıkarıp vermeye çalıştı. Halbuki çıkarıp saatini verebilirdi ama vermedi. Allah aşkına kaç para o saat da vermedin Seung Gi? İzlerken zaten çok beğenmiştim o saati ben. Belli tuzlu olduğu. Ay bu arada psikopat Nadya'nın Seung Gi'ye ayakkabısını giydirme rezilliği? Oldu olacak adamın ayağını yıka da suyunu iç. Iyyyyyy yazınca bir tuhaf oldum. Midenizi bulandırdıysam affedin.
  
  Evet, sekiz bölümlük güzel bir programı yorumladım ve bir yazının daha sonuna geldik. Yine çenem düştü biraz, affedin. 
  Eğer izlediyseniz aşağıya yorum bırakmayı unutmayın!
  Hadi görüşmek üzere!
  Beni İnstagram'da da takip etmek isterseniz şuraya tıklayın.

14 yorum:

  1. Merhaba Vakitsiz Kelimeler,
    Benim de bayılarak izlediğim bir program oldu.Sadece içeriğin özgünlüğü ve sakar kardeşlerin halleri değil yol tanıtım animasyonları,ikisinin heykel bebekcikleri,harita kutuları,ekibin alt yazıları,ses efektleri hepsi iyi düşünülmüştü.
    Yazılarının uzun zamandır takipçisiyim.Hatta senden görüp blog açtım.Henüz çok küçük ama ablası. Twogether yorumu bile yazdım.Çoğu yerde ortak hissetmişiz:)
    son olarak It's okay to not be okay dizisini izlersen yorumunu senin kaleminden okumayı çok isterim.^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aaaa çok sevindim, hayırlı olsun blogun.
      O diziyi de izlemeyi düşünüyorum. İzlersem girerim yorumunu. :)

      Sil
  2. hımm pikiş, ne de güzel ismi varmış :) twogether :)

    YanıtlaSil
  3. emekli denizci12 Temmuz 2020 17:19

    Vagabond'u bitireyim 3 bölümcüğüm kaldı sonra hemmen buna başlayacağım.İzleyeyim sonra yorumunu okur buraya gelirim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tamamdır, Vagabond'dan sonra da güzel olur izlemesi :)

      Sil
  4. Bu programı Netflix ana ekranında tanıtımda görüp izlemiştim .Gerçekten çok güzel bir program :D Gezilecek yerleri çok güzel aktardılar, görevler ise oldukça komikti. Yazında çok hoş olmuş ,eline sağlık :)

    YanıtlaSil
  5. Harikasın yaaa yorumunu okurken programi izlediğimden daha fazla eğlendim ��������

    YanıtlaSil
  6. Bence tanımasanız bile izlemeniz gereken bir program çok iyiydi gerçekten çok güldüm ben Lee soung gi için izliyordum onun bu halleriyle adama aşık olduk :)))

    YanıtlaSil