9 Ocak 2022 Pazar

Now We Are Breaking Up Dizi Yorumu

 

 
  Bu dizinin haberini duyduğumda başrollerin uyumu nasıl olacak acaba ve Kasım'da aşk başkadır mantığından izleme listeme eklemiştim. Keşke izlemeseymişim diyorum ve hatta yarıda bırakıp direkt finale baksaymışım diyorum ama hani bir söz var ya "Yanlış yoldayız ama bu kadar da yürüdük, dönemem artık." diye. Benim için bu dizinin özeti bu cümledir. 
Bilirsiniz bazı diziler vardır, kadın güzel adam yakışıklıdır ve ötesi yoktur. Biz bunları partner yapak da gerisi bir şekilde hallolur gibisinden bir diziydi benim için. Yani konu desen vasat, merak unsuru desen yok, dizinin başında ortasında sonunda ne olacağı belli. Çok da beğenmedim diziyi ve genel olarak yerli yabancı yorumlara baktığımda yazılan yorumlara katılmadan edemedim.
  Bu arada diziyi konu başlıklarına bölmeyip  genel bir yorum yapacağım. Çünkü hakkında uzun uzun yorum yapılacak bir dizi de değil. Ayrıca yorumum spoilerlı olacak. Bu nedenle diziyi izlemeyenler okumasın lütfen.
   Dizi çok Avrupai bir havada başladı. Hiç beklemediğim bir şekilde baktım tek gecelik ilişki, bağlanma problemi yaşayan ana karakterler, sevgilisini başka kadınlarla yataktan toplayan yan karakterler falan filan derken "Uf bu ne ya, çok sığ." dedim. Sonra bir de adamın abisi kadının eski sevgilisi çıkınca gözlerimi devirip "Ya yok artık, işleyecek başka konu mu bulamadınız?" dedim.

  Benim kişisel görüşümü soracak olursanız bence yakışık almıyor. Benim de kardeşlerim var yani. Hani böyle bir şeyi düşünmek bile istemiyorum. Dizinin ilk 6 bölümü gayet sıkıcıydı. Ve o ilk bölümler şunu düşündüm: Her ne kadar adam, kadından hoşlanmaya başladıysa da henüz ilişki ve aşk derinleşmeden olayı noktalayabilirdi. Ne aşkı abi ya? Aşksa da aşk. Abinle bir geçmişi var yani. Ayrıca kendisi de dizinin ilk bölümünde ,kimseyle uzun süreli ilişkiye giremem ben, diyip özetle ıssız adam tarzında takıldığını söylemişti. Noldu da yani şimdi bu kadına çarpıldın da onsuz yapamam moduna yükseldin bir anda. Normal bir insanın bile körkütük, onun için herkesi karşısına alacak, her şeyi arkasında bırakacak kadar aşık olması çok zor bir şey. Kaldı ki bu karakter zaten ilişkilere inanmayan bir adamdı. Şahsen aşka düşüş aşaması bence çok ani oldu ve kadının abisiyle geçmişi olduğunu çok erken vakitte öğrenmişti. Bunu öğrendikten sonra sanki kadın buna daha da çekici gelmeye başladı, resmen kadından soğuyacağına kadına karşı ilgisi arttı. Bir de gitti kadına da bu gerçeği demeden yattı. Hiç etik değil bence. Hani ben yakın arkadaşının eski sevgilisi olayına bile sıcak bakmam kaldı ki burada kardeşin söz konusu. Ha böyle bir yasak mı var diyeceksiniz. Yok ama böyle şeyler olmasa daha iyi. Bu benim kişisel görüşüm. Bu olayı sanki Kore'nin katı ahlak anlayışıymış gibi yansıtmaya çalıştılar ama senarist kusura bakmasın ama kendisi de bu olayı sıcak karşılamıyor bence. Çünkü resmen bu imkansız gibi görünen ilişki mümkün olabilsin diye hikayeye bizi ikna etmeye çalışır gibi unsurlar eklemiş. Diziyi izlerken senaristin senaryoyu nasıl şekillendirmeye çalıştığını ister istemez aklımdan geçirdim. Şimdi benim aklımdan geçenleri sanki senaristin beyninin içinden aktarıyormuş gibi yazacağım:
"Başrolün abisi ölmüş olsun, hayatta olması çok daha büyük sıkıntı olur."
"Başrol ve abisi üvey kardeş olsun da biraz daha seyirci bu ilişkiyi kabullensin."
"Abisi zamanında kızı aldatmış olsun ki seyirci zaten abisini suçlu görsün."
"Bir de abisiyle kız çok kısa 2 ay gibi bir süre çıkmış olsunlar sadece ki aşkları çok uzun ömürlü de olmamış olsun." -Sanki bunlar kaç aydır tanışıklık içindeler de-
Ve bir şey diyeyim mi size: Ben bir süre sonra "Aman be, tamam madem bu kadar çok seviyorsunuz tamam olun birlikte." diye düşündüm de. Çünkü senaristin seyircinin bu ilişkiyi kabullenmesi için eklediği unsurlar ve karakterlerin verdikleri mücadele bir yerden sonra yumuşamama sebep oldu. Mutlu oldun mu senarist? 
  Ama ben şunu anlayamadım. Ha Young, dizinin başlarında 10 yıldır Soo Wan'ı unutamadığını söylemişti. Hatta öyle ki 2 aydır çıktığı adam bununla buluşmaya gelmedi diye terk edilme travmasıyla bir daha kimseye bağlanamadığını anlamıştık. Yetişkin bir insan -kadın dizide 38 yaşında- 2 aylık ilişkinin 10 yıllık yasını tutuyorsa burada bir sorun var demektir. Normal bir insanın, adi herif, zaten beni böyle terk ettiyse gerçek yüzünü görmem iyi oldu, yol yakınken bir yanlıştan kurtuldum, diye düşünmesi lazım. Bu sen kalk adamı 10 senedir aşama! El insaf yani! Ya sen 2 ayda adama ne ara bu kadar bağlandın? Ay bir de öldüğünden bihaber olması aşırı saçma ya, illaki bir ortak arkadaşınız vardır. Ne bilim insan bir stalklar en azından. Saçmalık ötesi yani. 

  Bir de Soo Wan'ın ölümünden Ha Young'u suçlu bulmaları Kore dizilerinde sıklıkla gördüğüm bir olay: Dolaylı yoldan hiç suçu olmayan birini, birinin ölümünden sorumlu tutmak, katil gözüyle bakmak. Yahu senin oğlun da sarhoş sarhoş araba sürmeseymiş, gitmeseymiş, nişanlıyken başkasıyla görüşmeseymiş, kızı kandırmasaymış mış da mış yani. Sanki kız bunun oğlunu kasıtlı öldürmüş gibi bir tripler falan.

  Neyse sonra aileler bu ilişkiye şiddetle karşı çıkınca bunların ilişkilerini savunmak için söylediği sözler benim bile aklımı çeldi yani, ne yalan söyleyeyim. "İlişkimiz için kimden izin almak zorundayız?"
"İlk kez Soo Wan'la 10 yıl önce ilişki yaşadığıma pişman oldum, işte seni bu kadar seviyorum."
vs. vs. Hani ben bile acıdım yani.

  Hani demiştim ya dizi çok  Avrupai başladı diye. Şu abinin olayı patladıktan sonra o kadar Ortadoğu dizisi havası verdi ki bana anlatamam. Yani ben fragmanları izlediğimde dizinin cool bir havası var gibiydi. Moda sektörü, fotoğrafçılık, Pr şirketi falan. Ay bir izledim ucuz roman havasında abimin aşkısın, kaynana terörü falan filan. Ya bir yürüyün gidin şuradan işlenecek konu mu kalmadı da böyle bir arka plana sahip diziye böyle varoş bir konu eklediniz. Geçen annemle kahvaltı ederken Müge'yi izliyorduk. Bir tane kadın çıkmış Diyarbakırlı, anlatıyor işte bunların köyünde adamın biri kardeşinin karısına mı ne göz koymuş, bunlar kaçmışlar, sonra töre konseyi toplanmış, adamla kadını öldürmüş falan. Kadın bizim orada bunu affetmezler falan diyor. Peki bunu izlerken aklıma Now We Are Breaking Up'ın gelmesi rezaleti? Bilmem anlatabiliyor muyum demek istediğimi. 
Dizi adının hakkını veren bir diziydi. Ayrılıklara odaklanan, bu konuda farklı bakış açısıyla baktırmaya çalışıyordu. Ve dizide birinin hayata vedası, çok sevdiğin halde ayrılmak, birine yıllarını verdiğin halde ayrılmak, ölmüş bir insana veda etmek/edememek, geçmiş ayrılıklarının travmasını hala taşımak gibi ögeler barındırıyordu. 
Mesela dizide işte "Seni hala sevdiğim için bırakıyorum."
"Seni hala sevdiğim için senden ayrılıyorum"
"Seni değil açgözlülüğümü, pişmanlığımı bırakıyorum." gibi edebiyat parçalayan tarzda cümleler vardı.-ben kısaca aktardım yoksa daha afilli cümleler- 
Yani tamam bir yere kadar haklı. Ne demiş şair: "Çünkü ayrılık da sevdaya dahil, çünkü ayrılanlar hala sevgili." Ancak bu iki ana karakter sürekli ayrılıktan dem vurup ayrılmıyordu. Hep bir ayrılık mevzusu dönüp dolaşıyor ve sevgili oldukları zaman bile bununla gölgeleniyordu. Bir yerden sonra "Ayrılacaksanız ayrılın eh yeter ama ya" moduna insanı zorla soktular. En sonunda ayrıldılar ama bu sefer de ana karakterlerin en sonunda saçma bir şekilde ayrıldığını düşünüyorum mesela. Yani siz o iki kaynananın tüm ağır sözlerine rağmen, geçmişteki abiye rağmen direnip ayrılmadınız da bir iş için mi ayrıldınız? Jae Guk, Paris'e gidip sergisini açsın işini bitirsin dönsün. Uzak mesafe ilişkisi yürütün bir süre, arada bir haftasonları gider gelirsiniz ne var yani? Bunlar adam Paris'e gitti diye bir anda ilişkiyi bozuyorlar, ne arama ne sorma. Çok saçma ya çok. Madem bu kadar aşıksın ara sor bir telefon aç. O desin sergi nasıl geçti, sen de yeni kurduğun işin nasıl gidiyor. Hem çok aşığız diyorsunuz, hem hala seviyorum diyorsunuz ama KÜS GİBİ AYRILIYORSUNUZ. Asla anlayamadım bu kafa yapısını. Ya zaten bunlar karakter yapısı gereği evlilik kurumuna inanan tipler de değil. E abi zaten evlenmek, çoluğa çocuğa karışmak, yuva kurmak istemek gibi dertleriniz de yok. Hani olsa diyeceğim ki zaman kaybetmeyip yeni biriyle ilişki kursunlar. E o da yok. Derdiniz ne sizin ya? Ayrıca sinir olduğum bir diğer nokta: Bunlar ayrılırken eğer bir gün tesadüfen yine karşılaşırsak beraber oluruz, o zaman hiçbir sebep bizi ayıramaz, dediler. İki sene sonra karşılaştılar, uzaktan bön bön bakıp gülümsediler ve bitti. Ama Ha Young'un dış sesi hala ayrılık sürecindeyiz dedi. O cümle ne demek istedi yani? Şimdi bunlar yeniden sevgili olacak mı olmayacak mı? "Open ending"lerden nefret ederim. İçimden "Hay sizin yazacağınız senaryoya."diyip siteden çıktım. İzleyip izleyeceğime pişman oldum.
    Yine de dizi ortalarında falan açılmaya başladı. Tabi bunu dizinin ilk bölümlerine nazaran söylüyorum. Yoksa ben diziyi neredeyse baştan sona 2x hızla izledim. Özellikle ana karakterler o kadar yavaş konuşuyordu ki bazen 2x hıza almayı mı unuttum acaba dediğim kısımlar bile oldu. Düşünün 1 saatlik bölümde 2x hızını "Ay bu sahnenin tadını çıkararak izlemeliyim" diyerek tekrar 1x hızına aldığım 2 sahne falan oluyordu. Koca 1 saatte 5-10 dk yani. Özellikle Mi Sook'un sahnelerinde normal hıza almak istediğimi fark ettim. Çünkü dizinin belki en derin konusu o kadına aitti. Neyse onunla ilgili alta ayrı bir parantez açacağım zaten. 
  Soo Wan'ın nişanlısı olan kızın takıklığı zaten beni bitirdi. Ya abi ben anlamıyorum adam seni aldatmış bunu biliyorsun, zaten sevmemiş, gençsin, güzelsin, paran var, işin var, 10 koca yıl geçmiş aradan sen hala neyin peşindesin? Kurtulsana adamın hayaletinden. Bir de gitmişsin kardeşiyle annesiyle falan uğraşıyorsun. Ha Young'a musallat oluyorsun. Biraz güçlü ol, önüne bak ya. Sonradan adamı o gece arkadan takip ettiği ortaya çıktı, bir de bunu suçlu göstermeye çalıştılar, yok artık dedim. Final bölümünde bile hala elinde adamın fotoğrafı üzüntü içinde falan. Hiç sağlıklı bir ruh hali değil. Bu kadınınki bağımlılığa dönüşmüş.

  Ha Young'un annesi dizide ayrı bir kıl olduğum kadındı. Kadın haklı ama aynı zamanda haksız. 40 yıl eşine hizmet etmiş bir ev hanımı. Abi sen kırk yıl sus, her şeyi içine at, kendini ifade etme, adam emekli olunca çat diye boşanma davası aç. Yahu direkt boşanma davası açacağına, adama karşı kesin net tavrını ortaya koy ve eğer hala eskisi gibi davranacaksan ben artık dayanamıyorum o zaman senden boşanırım de. Bu hiçbir şey demeden boşanma davası açıyor. Ay bir de aldattığını falan düşünüyor, git bir hesap sor, olayın bir aslını astarını öğren. İletişim diye bir şey var abi öneririm yani. Adam mesela boşanma sebeplerini okuduğunda "Bilmiyordum, özür dilerim." yazdı. Yani keşke bir söyleseydin adama. Sonradan cidden pişman oldu ve hatasını telafi etmeye çalıştı. Her şeyi bu kadar biriktirip bir anda dava açmana gerek kalmazdı belki. Finalde de hala birbirlerini seviyor gibi takılıyorlar, yok lamba takarken kadının üzerine düşme, 10 saat bakışma falan. Senarist n'apıyorsun sen ya?
 

 Mi Sook, dizide en üzülerek izlediğim ve yer yer beni ağlatan bir karakter oldu. Kanser olduğunu öğrenişi, inkar edişi, kabullenişi üzülmesi, veda hazırlıkları yapması falan derken baya ilgiyle izlediğim bir karakter oldu. Zaten doğru düzgün bir hayat yaşayamamış. Kocası ve kaynanası beni delirtiyordu izlerken. Ay hiç unutamıyorum kaynanası bir kere Mi Sook'u arayıp "Birinin gelini yıllık botoks parasını karşılıyormuş diğeri de masaj ücretini. Zor durumda kalma diye ağzımı açmadım." NEEEE? İnşallah Kore kaynanaları gelinlerinden gerçekten böyle şeyler beklemiyordur da sadece dizide geçen sapsaçma bir repliktir. Yalnız kaynanadaki vizyona bakar mısınız? Bizimkiler anca oğlunu kıskansın. Neyse Mi Sook'un kocası karısının hasta olduğunu öğrenince bir anda 180 derece döndü ama bu bana gerçekçi gelmedi. Kişilik bana göre bu kadar ani değişen bir şey değil. Yani adam büyük şerefsizlik içindeydi. Ayrıca Mi Sook'un adamın aldattığını bile bile susması ve o metresi öldükten sonra kocasıyla ayarlamaya çalışıp, kızına anne gibi ayarlamaya çalışması. Ay geçen Twitter'da gördüm; birisi Sihirli Annem'de Betüş'ün Sadık'ın eski karısıyla anlaşıp çocuklara göz kulak olmasını istediğini sahneyi alıntılayıp "Yok abi ben Ruhsar'dan devam ya." yazmış. Aklıma o geldi şimdi shshhshs. Ayrıca ölmeden baya o kadına bir güzel haddini bildirmesini istemiştim. Bir de Mi Sook tedaviyi hiç kabul etmeyip kızımın beni hasta görmesini istemiyorum diyişi de bana göre biraz başka bir kafaydı. Kızının seni hiç görmemesinden daha mı iyi yani? Ama senarist dizinin temasına "sevdiklerine veda etmek" olduğu için senarist Mi Sook'un ölmesini kafaya koymuştu, orası belliydi yani. Ve bende ağlaya ağlaya izledim Mi Sook'un vedasını.

  Başkanın kızı Chi Sook ilk bölümler o kadar uyuz olduğum bir kadındı ki anlatamam. Konuşması, mimikleri, şımarıklıkları, arkasını Ha Young'a dayaması uyuz ediyordu beni. Her K-dramada ne başta uyuz olduğum bir kadın karakter olur ama sonra dizinin ortalarına doğru sevmeye başlarım. Bu dizide de zamanla sevdim. Vision PR'ın CEO'su Seok'la ilişkisi başlangıçta hiç ilgimi çekmese de bir yerden sonra sevimli hale gelmeye başladı. Dizide saçma sapan bir ayrılık sürecine girmeden yürüyen bir ilişki oldu. Adam kıza küstüğünde bile senden ayrılmayı hiç düşünmedim ki dedi. İşte dedim adamlık. Ayrılıkmış falan filan bizi uğraştırmadılar.

  Başkanın oğlu rolünde Exo'dan Se Hun vardı. Bence güzel rol yaptı, çalışma arkadaşıyla atışıp durması, oradan bir aşk doğması klişe ama güzeldi. Bu ikiliye dizide keşke daha çok yer verilse diye düşündüm. Dizinin en eğlenceli çiftlerinden biriydiler, biraz harcandılar gibi sanki.


Moda ve fotoğrafçılık adına dizide bir dünya işleniyordu ama hiç öyle ilgi çekici değildi. Ya mesela örnek veriyorum ben Start Up'ı izlerken aşk, dostluk, aile gibi hikayelerin yanında karakterlerin kendi şirketlerini kurma serüvenleri de çok ilgimi çekerdi. Bu dizide hiç iç yüzünü bilmediğim moda tasarım sektörü var ama bence çok daha güzel şekilde yansıtılabilirdi. Yani çok tekdüze geldi, tahmin edilebilirdi. Mesela finalde Ha Young Eun'un kendi şirketini kuracağı çok belliydi ve oldu da.
Neyse efendim sonuç olarak bir dizinin daha sonuna geldik. Ben dizi hakkında işte böyle düşünüyorum. Daha çok yorum yapasım, yazmadığım için içimde kalan şeyler var da diziyi izleyerek zaten yeteri kadar vakit kaybettim, bir de yorumuyla çok fazla vakit kaybedemem diye düşünüyorum. Pek sevdiğim söylenemez yani ve izlemeseydim de olurmuş modundayım. Siz izlediniz mi? Sizin düşünceleriniz neler? Bana katılmıyorsanız da zevklerin ve renklerin tartışılmayacağını unutmayın.
Hadi ben kaçar, kendinize iyi bakın.
 Beni İnstagram'da da takip etmek isterseniz şuraya tıklayın.

4 yorum:

  1. Biraz fragmanlarına bakmıştım ve 1.bölümün çok az bir kısmını izledim ve hiç beğenmedim. Bu kadın descendants of the sunda çok daha iyi oyunculuk yapıyormuş burada berbattı ve ve başrol erkeğide sevemedim bence o da çok soğuk davranıyor ve oyunculuğu iyi değil. Bu yorumu okuduktan sonra iyi ki izlememişim diyorum..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, kadının neredeyse dizi boyunca yüz ifadesi stabildi. Normalde ben bu adamın oyunculuğunu beğenirim ama burada rolünde dolayı herhalde, o da baya soğuktu.

      Sil
  2. Çok dolmuşsun diziye karşı. :D Bazı dizileri çok fena batırıyorlar. :)

    YanıtlaSil