Bir ev düşünün ki eşyası çok
az, son teknolojiye sahip, bir sürü sıkı kurallara uymanız gereken.
Önceki Kız, Edward Monkford’un obsesiflik derecesinde tasarladığı işte böyle
bir minimal evde geçiyor. Kiracılar özel mülakatla seçiliyor ve düzenli olarak testleri
doldurmak zorundalar. Sorun şu ki bu
evin önceki kiracıları hep aynı tipte kadınlardan oluşuyor. Ayrıca bu evde hiç
biri uzun süre kalamamış ve hatta en sonuncu kiracısı gizemli bir şekilde
ölmüştür.
Kitapta önce ve
sonra olmak üzere iki bölüm bulunuyordu. Önce kısmı Emma'nın ağzından
anlatılırken sonra kısmı Jane'in ağzından anlatılıyordu. Ve bu iki bölüm
birbirleriyle oldukça paralel olayları konu edindiği için bazen kafam karıştı. Ancak
sonra kitaba kendimi oldukça kaptırdım. Hangi bölüme geçsem aklım bir diğerinde
kalıyordu. Kitabın dili tıpkı ev gibi oldukça yalın. Konuşmalarda tırnak
işareti bile kullanılmamış ve beni özellikle mi böyle bir yönteme başvuruldu
diye düşündürdü. Anlatım gerçekten çok akıcıydı ve kendimi şu bölümü de
bitireyim derken kitabı bitirmiş buldum. Yalnız bu benim için oldukça sancılı
bir süreçti. Çünkü 439 sayfa boyunca ortadaki gizemin tüm açıklığıyla ortaya
çıkmasını beklerken meraktan çatlamak üzereydim. Tabiki bir tahminim vardı ama
kafamda yanıtlanmamış tüm sorular biriktikçe birikmişti: Önceki Kız'a ne oldu?
Edward'ın karısı ve çocuğu nasıl öldü?
Jane'in de sonu öncekiler gibi mi olacak? Ve sonra ne oldu biliyor musunuz?
Ters köşe oldum. Aslına bakarsanız bu tarz gizem- gerilim kitaplarında ters
köşe olmayı beklemek çok normaldir. Normal olmayan ters köşe beklememektir.
Ancak yazar en başından sizi sanki hipnoz etmiş gibi ters köşe beklemiyorsunuz.
Bu da benim için kitabın bir başarısıdır.
Tüm bu katil kim
olayını bir kenara bırakırsak kitabın içinde geçen ev bana Black Mirror'dan bir
bölüm izliyormuşum gibi hissetti.
Gelecekte teknoloji bizim tüm kişisel bilgilerimize sahip olacak ve üreticiler
bizim hoşumuza gidecek şeyleri gözümüze sokmaya başlayacak. Bu aslında kulağa
iyi gelse de pek çok olumsuz getirisi olacağı da kesin. Bu arada yakında
kitabın filmi de çıkacakmış. Zaten tam filmi çıkacak bir konuya sahip, bana da
izlemek düşer artık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder