2 Eylül 2020 Çarşamba

Genç Hoca Hanım Olmak | Nasıl Bir His?

  Herkese Merhaba,

  Bugün blogda sanki diğer serileri çok devam ettirmişim gibi yeni bir yazı serisi başlatıyorum: "Nasıl Bir His?" serimiz hayırlı olsun. Yazının ilk konusu ise benim de henüz 1 haftadır deneyimlediğim bir his: Yeni atanmış genç öğretmen olma durumunu.

  Şimdi ilk önce ifşa olmamak adına nereye atandığımı söylemeyeceğim ki zaten beni İnstagram'dan takip edenler hikayede paylaştığımda görmüşlerdir. Kısaca şunu söyleyeyim. Yaşadığım yer olan İstanbul'a çok yakın bir yere ama sonuç olarak ilimin dışına atandım. İlk başta evrakları tamamlama, imzaları atma, ev tutma falan derken baktım ki şaka maka değil cidden yol almış gidiyorum. İş ciddiye binip hayal perdesi aralanınca beni bir endişe aldı: Benim ruhum hala öğrenci, ben hala büyümedim ki ne yapacağım? Nasıl olacak? Eyvahlar olsun!

  Neyse zaman geldi çattı, gittim okula. Şimdi olay şu batıda bir yere atandığım için okulun kadrosunun %99'u +30 yaş. Hepsi evlenmiş ve en az 2 çocuğu var. Dolayısıyla diğer hocalar arasında şaşkınlıkla karşılandım.  Duyan " Aaa ilk atamanız mı?" diye şaşırıyor.  İliklerime kadar kuşak çatışması yaşıyorum. Kendimi hiç bu kadar genç ve bekar hissetmemiştim. 23 yaşındayım ve çok saçma ama diğer hocaları gördükçe hayata geri kalmış gibi hissediyorum.

Yaşımın 23 olduğunu öğrendiklerinde:

 " 23 mü? Ahhh gençlik... "

"İlk atamanız demek."

"Sen fosillerin arasına gelmişsin." 

"Ay benim yeğenimle aynı yaştasın resmen."

şeklinde olayı mizaha vuruyorlardı. Ben de eheheh diye gülümseyerek geçiştiriyordum.

 Bir ara biri dedi ki " İlk atamanız mı? Hııııı anladım." Sonra sanki ben orada yokmuşum da duyamıyormuşum gibi kendi arkadaş çevresine dönüp " Ama bence bir doğuyu gidip görmeli insan." Yanındakiler de " Aynen aynen." dediler.  Yüksek puan alıp ailemden uzağa gitmek istemediğim için özür dilerim? O an içimden sinir oldum, kendilerince beni eksik gördüler. Kaldı ki benim ablam doğuda öğretmen. Doğuda öğretmenliğin nasıl olduğunu biliyorum. Gittim gördüm hatta dersine de girdim. Her gün yaşadıklarını da dinliyorum. Ailem zaten parçalanmış parçalanacağı kadar. Bir de ben mi gideyim? Batıya atanmam küçümsenmeme neden olamaz. Herkesin şartları başkadır. Kimse de en az 4 sene tek başına , ailesinden uzak, bilmediği, tanımadığı yere gitmek istemez kolay kolay. Gidenlere çok ama çok saygı duyuyorum orası ayrı ama aile birliği diye bir gerçek var. Bunu herkes göz ardı edemez.

  Küçük bir öğrenciyken öğretmenler odası gözümde o kadar üst bir konumdaydı ki içeri girmeye bile çekinirdim. İçeride nasıl konuşmaların döndüğünü de hep merak ederdim. Eğer siz de merak ediyorsanız size içeriden haber vereyim. Benim gibi doğuya değil de genelde yaşını başını almış öğretmenlerin olduğu batıya atanırsanız konu başlıkları aynen şöyle: Turşu kurulumu, çay muhabbeti, civardaki kadın doğumcular, kadın hocaların doğum hikayeleri, çocukları, diğer öğretmenlerin ne yapıp ettiği ve tabiki bu döneme özel korona. 

 Kendi yaşımdan büyük insanlarla konuşacak ortak nokta bulmakta iyiyim aslında ama burada oturmuş bir kadro var. Yıllardır aynı okulda beraber çalışıyorlar. Yeni gelen genç biri olunca ortamda kabak gibi kalıyorsun haliyle. Hocalarla bir sorunum yok aslında çoğu çok şeker ama beni tanımak için çaba göstermiyorlar. :( Ben de kendimi muhabbete katmak için çabalamayı bıraktım. Akışına bıraktım. Öyle de bir dönemde atandım ki okulda öğrenci yok. Çok sıkılıyorum dostlar, öğrenciler olsa derse girer çıkar sıkılmaya da vaktim olmazdı.  Ama 2.hafta biraz daha kaynaştım zümrelerimle, inşallah zamanla ortak yaşantı biriktikçe konuşacak daha ortak noktamız olur. 

 Ayrıca alttan alta bir dikkate alınmama durumu seziyorum. Bana " Ay yazık, çocuk daha bu." gözüyle baktıklarına eminim. Benden başka bir tane daha genç hoca var. Çocuklar ona bayılıyormuş mesela. Diyorlar ki "Çocuğu olmadığı için öyle. Çocuğu olsun da ben göreyim onu." Demek ki öğrenciler beni de sevse arkamdan aynısını diyecekler. Bir çocuk bir öğretmeni sadece "anne" olmadığı zaman mı sevebilir yani? Onların tezine göre çocuğun olunca bıkıyormuş, salıyormuşsun. Yıllar geçtikçe çoğu mesleki deformasyona uğramış görünüyor. 

  Şu öğretmenler odası kısmını bırakıp başka boyutlarından bahsedeyim  Mesela öğretmenseniz alışverişe çıktığınızda bunu sakın söylemeyin. İndirim yapmazlar. Geçen ütü ve süpürge almaya gittik. Adam biraz indirim yaptı. Sonra o sırada beni telefondan aradılar. Adam konuşmadan öğretmen olduğumu anlayınca " Ee maaşın da vardır senin hoca hanım, bir de indirim istiyorsun." minvalinde bir şey söyledi. Ben de yeni ev kurduğumu çok fazla masrafa girdiğimi söyledim ki yalan da değil zaten. Çoğu yerde de duyuyorum zaten. Öğretmen olunca zaten maaşlı diye başkasına 5'e sattığını size 10'na satabiliyorlar.

  Başka bir demek istediğim nokta eğer genç, bekar bir kadın öğretmenseniz "av" haline geliyorsunuz. Avdan kastım erkek anneleri için ideal gelin adayı. Bu "av" tabirini Ekşi Sözlük'te okumuştum ve abartıyorlar ya demiştim. Akşama başıma bu olayın gelmesiyle ne kadar gerçek olduğunu anladım. Annem markete gitmiş. Orada bulunan iki kadına bir şey sormuş. Kadınlar da sen kimsin buralarda hiç görmedik ayağına benim öğretmen olmamla buraya geldiğimizi öğrenmiş. Biri diğerine demiş ki " Aha senin oğluna kız bulduk." Şaka gibi olay. Annem de " Oldu ben de hemen verdim." diye dalga geçmiş. Bunlar da yok işte çok iyi oğlandır, biz kefiliz diye bir şeyler demişler. Hey Allah'ım ya Rabbim ya!

 Şimdilik böyle işte. Online derslere ve kurslara haftaya başlıyor bizim okul. Bir de genç öğretmen olmanın öğrencilerle olan ilişkisinden bahsederim inşallah. En çok o nasıl olacak, merakla bekliyorum. 

 Görüşmek üzere!

10 yorum:

  1. Hayırlı olsun, senin adına çok sevindim. Tavsiye vermeyi sevmem ama okul ortamını çok da takmamanı öneririm. Zamanla alışırsın, bin çeşit insan var sonuçta.. Güzel deneyimlerin olsun diliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok haklısın, zamana bırakmam lazım. Çok teşekkür ederim iyi dileklerin için.

      Sil
  2. Allah kolaylık versin. İnsanlarımız malesef ki kendilerinden daha az tecrübeye sahip olanları görünce bir üstünlük rüzgarına kapılıyorlar. Halbuki beş sene önce sen de aynı durumdaydın. Bunun aksine yeni gelene destek olmak kimsenin aklına gelmiyor. :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim :)
      Aralarında birkaç kişi hariç malesef durum böyle. İleride zaman ne gösterir bilemem.

      Sil
  3. ben 29 yaşındayım ve çalıştığım okula üniversitede okurken başladım yani on yıldır ordayım ama hala öğretmenler odasında kendimi plüton gibi hissediyorum öylesine öğretmen değil :) akşam yemeği menüleri ve evlen baskısından ileri gidemeyen muhabbetler.. Yani üzme kendini hep böyle..Öğrenciler olunca herşey çok daha güzel, tenefüslerin çoğunda bile onlarla vakit geçiriyorsun..Güzel anılar biriktirirsin İnşallah öğretmenlik öğrenciyle güzel..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Plüton benzetmesi epey güldürdü, affet :) Hahahahah evet akşam yemeği menüsünü yazmayı unutmuşum, bir de o vardı di mi? Çok teşekkür ederim, bence de öğrencilerle güzel.

      Sil
  4. Ben epey heyecanla okudum nedense. :D ne bileyim yaşlarımız aynı ve hayatında yeni bir dönem açılıyor, böyle bir etkilendim. Öğretmenler odası nasıl gözümüzde büyürdü, bir de hep öğrenci de olsak bir kıyısından okul hayatında bulunduk ya hepimiz, onun diğer tarafi, öğretmenlik tarafı çok ilgimizi çekiyor haliyle. Yani benim icin öyle ben hala öğretmenler odasını merak ediyorum ve sanki ben girdim odaya. :D içten içe öğretmen olmayı dusunmuslugum de vardı önceden, belki o yuzden daha bir merak ettim, nasıl bir deneyim olacak ben de heyecanlıyım şu an. Gerçi şansımıza uzaktan eğitim dönemi ama olsun, öğrencilerin olacak... Hani öğretmenlerin hayatını da çok merak ederdim ben kucukken (saçma biliyorum jdjd) hep okulda görüyoruz ya onları, sanki sadece okuldan ibaretti. (Bir insanın uyanışı. :D Geç olsun güç olmasın diyorum kendime) arkadasim olan biri öğretmen olmuş gibi hissediyorum, bir değişik geldi. :') Umarım saçma gelmemiştir yazdıklarım... Bence idealistsin de, sevilen bir öğretmen olursun gibime geliyor. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı benim düşündüklerimi düşünüyormuşsun.Hiç saçma gelmedi, niye gelsin? Aynı zamanda benim hakkımda böyle samimi hisler beslemen kalbimi eritti. Çok teşekkürler, eksik olma. 23 yaşında biri olarak hayatımızın yarısı okulda öğretmenlerle geçtiği için böyle düşünmemiz de çok normal. Ben bile bwzen inanamıyorum. Aaaa resmen öğrermen oldum diye kendi kendime hatırlatma yapıyorum. Benim için bile çok değişik bir duygu.

      Sil
  5. Öncelikle hayırlı olsun.(Bir öğrenci olarak söylüyorum hocam:)) iyi öğretmen genç,yaşlı,evli,bekar,çocuklu,çocuksuz diye ayrım yapılmaz, yapılamaz medeni hali ile ne alaka ayrıca ben o öğretmenlerin yerinde olsam arkasından konuşacağına tavsiyeler verirdim. ne yani kendisi hiç genç olmamış mı ? sonuna kadar arkandayız :)
    (Bu arada ne öğretmeni ?)

    YanıtlaSil