While You Were Sleeping Dizi Yorumu

  Herkese Merhaba,
  Yine biten güzel bir dizinin ardından gecikmeli gelen bir yorumla birlikteyiz. Kore dizilerine uzun bir süre  ara vermiştim ta ki While You Were Sleeping'e kadar. Şöyle hem güncel bir dizi olsun hem de oyuncuları güzel olsun da o zaman izlerim diyordum ki şak diye bu dizinin fragmanını gördüm. Fragmanda çalan şarkı da hoşuma gitmişti, baktım Suzy ile Lee Jong Suk da başrolde. Bu dizi kaçmaz dedim. Ve ilk bölümleri yayınlandığında izlemeye başladım. Her bölüm yarım saat olunca ve haftada 2 bölüm yayınlandığından 4 bölüm izledim. Sonra baktım yeni bölümü beklerken eski bölümü unutuyorum. Bu böyle olmayacak diyerek dizinin bölümlerinin bitmesini bekleyip rahat rahat diziyi izledim.
  Şimdi kemerlerinizi bağlayın. Başlıyoruz.

Yorum Başlıkları
Konusu
Karakterler
Diziye Dair Genel Yorumum
Diziye Dair Sevdiğim 10 Şey
Hafızama Kazanan Sahnelerden Gifler
Diziye Dair Ufak Eleştiriler
Dizinin Müzikleri

 Kısaca Konusu: Nam Hong Joo (Suzy) rüyalarında insanların başına gelebilecek kazaları, kötü olayları görebilmektedir. Savcı olan Jung Jae Chan ( Lee Jong Suk) ise onun rüyalarını değiştirmeye çalışır. Dizideki tüm olaylar aslında rüyaların etrafında şekilleniyor.

Karakterler:

Jung Jae Chan - Lee Jung Suk

  Lee Jung Suk'u daha önce W'de izlemiştim. Oradaki karakterine nazaran savcı Jung Jae Chan'ı daha çok sevdim. Normalde ağır takılan erkek karakterleri daha çok severim ama  hem saf hem komik hem de bir o kadar iyi olan Jung Jae Chan kendini bana sevdirdi. Ve bundaki en büyük etken karakter olarak ulaşılmaz bir noktada olmayışıydı. Süper zeki,cesur,zengin gibi dizilerde sürekli görmeye alışık olduğumuz erkek karakterler var. Jung Jae Chan ise evde dağınıklık içinde yaşayan, başsavcıdan azar yiyen, biraz çekingen, insanların ne diyeceğinden korkan, çok fazla maaşı olmayan biriydi. Yani erişilmez değil de içimizden biri gibiydi. Kalbi çok iyi orası ayrı  ve kalbinin bu güzelliği bir savcı olarak adaletin yerine getirilmesini sağladı. İzlemekten gerçekten keyif aldığım bir roldeydi ve Lee Jung Suk'u daha çok sevmeme neden oldu.

Nam Hong Joo - Suzy

  Ne tesadüftür ki bu diziyi görmeseydim Uncontrollably Fond dizisini izleyecektim. Yani her türlü Suzy'nin başrolde olduğu bir diziyi izleyecektim. Yorumlara baktığımda herkes Suzy'nin bu dizide oyunculuğunu ne kadar geliştirdiğinden bahsediyordu. Ben kendisini ilk defa izledim ve oyunculuğunu da gayet iyi buldum. Nam Hong Joo karakterini ilk başta  Jae Chan'a alenen kendini beğendirmeye çalışır gibi davranmasıyla sevmemiştim. Ancak ilerleyen bölümlerde muhabirlik işine dönerek kendi ayakları üstünde duran, tuttuğunu koparan, başarılı bir muhabire evrildi. Ben de kendisini gayet sevmeye başladım. Böyle güçlü olan kadın rollerini izlemeyi seviyorum. İlk başta gördüğü rüyaların etkisiyle daha umutsuz takılırken hep böyle olacak sanmıştım ama Jae Chan gelince her şey değişti tabi.

Han Woo Tak - Jung Hae In

  Yine bir 2.adam vakası. Ne gerek vardı şimdi bu çocuğu üzmeye? Entrika çevirmeyip umutsuzca seven 2.adamlara cidden çok üzülüyorum. Bir aşk üçgeni olmasına rağmen üçlü bir arkadaş grubu olmaları da güzeldi. Özetlersem Han Woo Tak'da rüya görmeye başlayan, tatlı mı tatlı ama bir o kadar da işinde başarılı bir polisti. Söylemeden geçemeyeceğim Han Woo Tak'ın bizim savcıya sorgu vermeye gittiğinde giydiği bir üniformalı sahnesi var ki... Anladınız siz onu.

Lee Yoo Beom - Lee Sang Yeob

Ve gelelim dizimizin kötü adamına... Lee Yoo Beom eskiden bir savcıyken şimdilerde ücreti oldukça pahalı bir ceza avukatıdır. Gerçekten kötüydü ama ben bu karakteri çok başarılı buldum. Mesela kendine has davranışları vardı adamın. Kağıtların ucunu kesip kesip yuvarlamak gibi, para için kötü adamları savunduktan sonra ellerini yıkaması gibi imzaları vardı. Cidden bazen karizmasıyla Lee Jung Suk'u bile gölgede bıraktı. Zaten karakter iyi yazılmışken üstüne bir de Lee Sang Yeob'un muhteşem oyunculuğunu da ekleyince izlemekten keyif aldığım sahneler çıktı ortaya. Adam kötü mötü ama ezdi geçti oyunculuğuyla. Neyse bu konuya az sonra spoiler vererek daha fazla değineceğim.

Diziye Dair Genel Yorumum

  Dizinin ilk iki bölümü 1 saatlik zekice yazılmış ters köşe eden film gibiydi. Bir dizinin ilk bölümü sizi kaptı mı zaten genelde de devamı gelir. Bundan sonraki 3 4 bölüm ise biraz daha karakter tanıtma, rüyalara Jae Chan'a inandırma evresinden oluşuyordu. Bu kısımlar dizinin geneline biraz daha durgundu. Suzy ile Lee Jung Suk ilk başta o kadar da uyumlu bir çift gibi gelmemişti ama nedense ikisinin uyumunu izledikçe beğendim.

  Ancak ne zaman ki Hong Joo muhabirliğe geri döndü ve davalar işin içine girdiyse işte o zaman dizinin ivmesi gittikçe yükseldi. Ve davaları ve mahkeme salonlarını izlerken kendimden geçiyordum. İnanın avukat olasım geldi o derece. Hele bazı davaların çözüm süreci o kadar aksiyonluydu ki adrenal korteksimden adrenalin hormonları salındı. ( Finallerden yeni çıkmış kızın dramı.) 

 Ayrıca dizideki savcıların arkadaşlığı, dostluk, kardeşlik,aile gibi bağlar çok güzel yansıtılmıştı. Ve kendi adıma çok güzel 2 tavsiye kaptım. Bunun yanı sıra davalar sırasında organ nakli, bir insanı dinlemeden yargılamak, kadına şiddet, meslek hayatında karşılaşılan sorunlar olsun çok önemli noktalara parmak basıldı. Öğüt vermeden alttan alttan mesajı seziyorsunuz. Kısacası ben diziyi çok beğendim. Hatta savcılığa karşı bir ilgim artırdığını da kabul etmeliyim. Genelde Kore dizilerinin sonları insanı kanser edebiliyor. Ancak While You Were Sleeping'in finalinde hiçbir şey havada kalmadı. Hatta finali bayağı beğendim.

Dizinin bundan sonrası yüksek dozda spoiler içermektedir. Eğer diziyi izlemediyseniz aşırı doz alımından hastanelik olabilirsiniz. Kalan sağlar bizimdir diyerek yorumuma devam ediyorum.

Diziye Dair Sevdiğim 10 Şey

1. İki Tane Altın Gibi Tavsiye İçermesi

  Düşününce aslında bilinmedik bir şey demiyor ama öyle kısa ve öz cümlelerle anlatıyor ki bunu. Bundan sonra her üzüldüğüm olayda bu cümleleri kendime hatırlatıyorum ve gerçekten de daha iyi hissediyorum. Hemen o sözleri yazıyorum alta.

"Hayat seni oyuna getirse de üzülme ya da kızma. Kalbin gelecekte yaşıyor. Bulunduğun an hep üzücüdür. Her şey anlıktır, gelip geçer. Gelip geçen her şey gelecekte değerli hale gelir."

"Bu kadar çok ağlama. Kendini de suçlama. Bunun yerine tüm olanları hiçbir zaman unutma. Karşılığını ancak böyle verebilirsin.Pişman olmanın bir anlamı yok. Olmuş bitmiş şeyler için ise hiçbir faydası yok. Yapabileceğin tek şey bardağı yavaş yavaş doldurmak. Zaman geri akmıyor biliyorsun."

2. Romantizme Yeni Bir Boyut Getirmeleri

Bu hangi otobüs ya hep aynı yerde iki kişilik boş koltuk. İstanbul'da vardı da biz mi oturmadık?

  Bu dizide de diğer dizilerdeki gibi klişe romantizmler gördük mü? Evet fazlasıyla.Sevdiğinin yüzüne gelen güneş ışığını engelleme ki bunu çok saçma buluyorum. Yani beyimiz horul horul uyuyacak ben de elimi bilmem kaç saat havada tutacağım ki güneş hassas tenine gelmesin. Kol bu kopar be! Hem azıcık da D vitamini alsınlar fena mı? Bir de bunların yağmura asla şemsiyesiz çıkmama huyu var. Sanırsın bir yağmur damlası gelse eriyecekler. Aman Allah'ım öyle ki narinler!

  Neyse esas bahsedeceğim şey bunlar yerine olumlu olan romantizmlerdi. Mesela Hong Joo'nun ağlarken göz yaşlarını Jae Chan'ın kravatına silmesiydi. Ne bilim bir farklı ve hoş geldi.

Kıskançlık vol bilmem kaç

  Ancak zavallı 2.adamımız Han Woo Tak'ın yaptığı bir hareket vardı ki o da romantizmi Everest Dağı'na çıkardı. Bunun adını da "Ben senin gölgenle fotoğraf çekilme ihtimalini sevdim" romatizmi koyuyorum.

Kıyamam ya

Gülüşe bak

3.Jung Jae Chan'ın Mükemmel Olmaması

Bu aynı ben ya

  Aslında bundan daha önce de bahsetmiştim ama tekrar yazma gereği hissettim. Dizilerde, filmlerde,kitaplarda vs. hep erkek karakter mükemmel özelliklere sahip oluyor. Halbuki  hepimiz insanız yahu.

  Jae Chan çok fazla rezil oldu, onun adına yeri geldi ben utandım. Azar yedi, kamuoyunun tepkisinden korkup iş yerine gitmeye korktu,kardeşi keza tüm kötü özelliklerini bize gösterdi. Ama bunlar ona sempatimi azaltacağına artırdı. Çünkü bilirsiniz biz normal insanlar böyle durumlar yaşayabiliyor. Sonuç olarak bize kendisini parasıyla, gücüyle, cesaretiyle değil kendisi olarak sevdirdi. Yalnız şimdi yanlış anlaşılmasın Jae Chan'da gayet cool davranışlar sergiledi ama nasıl desem dıştan çaktırmazsın ama içinde fırtınalar kopar ya hani işte o da böyleydi.

4. Abi- Kardeş Çekişmeleri

  Jae Chan'ın liseli erkek kardeşiyle olan atışmalarını izlerken kopuyordum desem yalan olmaz. Özellikle kardeşinin abisinin kirli çamaşırlarını ortaya döktüğünde fiziksel bir uyarı alması çok komikti. Geri sarıp sarıp gülüyordum.

5. Kötü Adam

  Bendeki kötü adam sevgisi ayrı bir boyutta. Mesela örnek vermem gerekirse bizdeki Kara Sevda'da Emir Kozcuoğlu karakterine bayılıyordum. Bir de şunu fark ettim ki bu adamlar başrol kadar yakışıklı değil diye başrol olmuyor ama kötü adam gibi önemli bir karakteri canlandırıyorlar. Ama izleyince o kadar iyi rol kesiyorlar ki içinizden ''Acaba başrol bu mu olsaydı?'' diyorsunuz. Ama adamlar da haklı bu adam başrolde diye haber salsan kimse de merak edip izlemez. Arz talep meselesi yani. Neyse konu ta nerelere geldi. Adam oyunculuğu ağlattı.

  Bir kötü adam vardır bir de aslında içinde az da olsa insanlık barındıran ama kötülük yapmaya kendini mecbur hisseden kötü adam vardır. İşte bu avukatımız da aslında bu kadar kötü değildi. Hatırlarsanız kardeşini sigorta parası için öldüren adamla tokalaştıktan sonra ellerini kanata kanata yıkadı, aynada kanlanmış gözlerine baktı. Buna başka bir örnek de suçlu olan profesör çok özgüvenli konuşunca "Suçlu olduğunu unutma ve terbiyeni takın" diye bağırmasıydı. Başta sadece para kazanma sevdasıydı. Sonra yaptığı yanlışlar ayağına takıldı. Bataklıkta çırpınırken daha da battı çamura. Senarist aslında son anda kötü adamı en dibe çektiği için ona biraz kızgınım. Adam kara delik gibi kendini yutuverdi. O yaptığı son olaydan sonra seni affedemem Lee Yoo Beom ama seni en azından anlayabiliyorum. Ay ne yazmışım ya adamın psikoloğu olup kendimi bir maaşa bağlatmadığım kaldı.

6.Savcı Ekibi

  Aslında ilk başta bu ekibi o kadar benimsemesem de ve hatta izlerken sıkılsam da savcıların her birini daha iyi tanımamla ekibi çok sevdim. Kendi aralarında yaptığı toplantılar ciddi olsa bile ast üst ilişkisinden dolayı komik sahneler ortaya çıkıyordu. Ama içlerinden en çok Jae Chan sanılıp halk tarafından linç edilen savcıyı sevdim. Kusura bakmayın adını hatırlamıyorum ama şu an yeni bir sekme açıp bakmaya nasıl üşendim anlatamam. Sonuç olarak o savcı ekstra bir komikti.

 Bir de savcılıkta çalışan dedikoducu bir kadın tayfası ve o tayfanın başını çeken kız ayrı bir renk katıyordu diziye.

Not: Hong Joo'nun muhabirlik yaptığı yerdeki patronuyla olan ilişkisini izlemek de güzeldi ama ayrı bir başlık açmaya gerek yok. Hem zaten üşenirim ben.

7. Davalar

  Sürekli bir davanın peşinden koşulmayıp farklı farklı davalara bakılması ve her davanın ayrı bir ilgi çekici olmasına bayıldım. Bizdeki Doktorlar dizisinin Savcılar hali gibiydi. Mesela bizdeki en başarılı olmuş doktor dizisinin Doktorlar olması da bir tesadüf değil. Her bölüm farklı bir hasta olurdu. Burada da işte dava oluyor. Çok sürükleyici oluyor böylece. Başından kalkmak istemiyorsunuz dizinin. Sürekli farklı bir hikaye var ve bu sefer ki acaba nasıl diye heyecanlandırıyor sizi. Keza bu davaların belli bir teması oluyor ve size çoğu şeyi sorgulatıyordu. Hayat dersi vermeden hayat dersi veriyordu.

 Yeri gelmişken en beğendiğim davanın kadının aslında hastalığından dolayı düşüp kafasını çarpmasına rağmen yerdeki şekilli kandan dolayı cinayete kurban gittiğini düşünmeleriydi. Orada ben de çok fena ters köşe olmuştum. Adam öldürmedi gibi duruyor ama kanla çizilen resme asla açıklık getiremiyordum. Akıllı elektrik süpürgesi çıkmasın mı? Ben şok ben iptal. Bir de davanın devamında suçlu yerine konulan çocuğun psikolojisini çok güzel verdiler. Bu kadar kolay işte dedim bir insanı karalamak. Medyanın haberlerimize güvenilmez diye düzeltme yapmamaya çalışması falan kesin gerçekte de yaşanıyordur bunlar.Çamur at izi kalsın. Bilgisayarın başında beni sinirlendirttiniz. Yazıklar olsun!

8. Duruşmalar

  Duruşmalar o kadar hararetli geçiyordu ki adeta gözümü kırpmadan izliyordum. Davayı kimin kazanacağı, kötü avukatın nasıl bir savunma yapacağı, savcıların bu işin üstesinden nasıl gelecekleri hep bir merak unsuruydu. Heyecan tavan yapıyordu adeta. Bilgisayar ekranına söylenerek savcıya akıl veriyor, kötü adama lanet okuyordum. :) Peki bir duruşmada Jae Chan'ın ben bebek gibi konuşamam diyip 5 yaşındaki çocuğu konuşturmak için herkesin içinde bebek taklidi yapması asdfghjk. Her neyse bu bahsi de burada kapatalım.

9. Dedektif Choi

Sözlerime bir şiirle başlamak istiyorum.
Dedektif Choi öldü mü?
Issız acun kaldı mı?
Zaman öcünü oldu mu?
Şimdi yürek yırtılır.

  Bunu neden yaptınız ey senaristler! Gerçi hiç babalarının katilinin kardeşinin Dedektif Choi olabileceğini düşünmemiştim. Olmasa da olurdu şahsen. Her neyse, Dedektif Choi çok çok babacan bir karakterdi. Kötü avukatı bile son ana kadar bir abi şefkatiyle uyardı. Jae Chan'le olan bağını hiç söylemiyorum bile. Verdiği tavsiyeleri kulağıma ben bile küpe yaptım. Yüzümüzü güldüren bir karakterden bizi acılara boğan bir karaktere evrilse de ne olursa olsun izlemeyi sevdiğim bir karakterdi. Ama yine de keşke ölmeseydi ya çok üzüldüm. Yalnız saçma olan arkasında araba geliyor insan bir kenara çekilir. Sonuçta rüyaların değiştirildiğini de gördük. Neyse...😒

10. Dizinin Geçmişle Günümüz Arasında Kurduğu Köprü

En sevdiğim sahnelerden biri😢

 Secret Garden'ı aramızda izlemeyen var mı? Kore dizisi izleyen tayfanın eminim %99'u izlemiştir. Orada başrollerimiz geçmişte ortak bir travmaya sahipti. Bu dizide de aynısını görünce aklıma hemen Secret Garden geldi. İlk başta ya "Özenticiler sizi" diye söylenirken bu durum da hoşuma gitti. Son bölümdeki cenaze sahnesiyle dedim ki "Sırf bu sahnenin güzelliği için sizi affediyorum" Hele arkaya da koymuşlar o güzel müziği içim burulmuştu resmen.

Hafızama Kazınan Sahnelerden Gifler

Hayalde olsa kızın kendini evcil hayvan gibi sevdirmesine çok gülmüştüm

Dedektif Choi'nin Jae Chan'ı sakinleştirmesi

Jae Chan'ın dansı😂😂

Bu sahne efsaneydi. Jae Chan'ın yüz ifadesi peki?😂😂😂

Bu sahne hayal değil gerçek olmalıydı bence.

Çok tatlı değil mi? Devamında olanlar da ayrı bir etkileyiciydi.

En unutulmaz sahne

O yaprak yere düşmemeliydi.

Diziye Dair Ufak Eleştiriler

1.Rüya olayının nasıl olduğunu anladık: Kimin hayatını kurtardıysan minnet borcu hissettiğin için o kişinin başına gelecek kötü olayları rüyanda görüyorsun. Ancak Hong Joo herkes hakkında rüya görebiliyor. Buna ne demeli? Koreantürk sitesinde benimle aynı soru işaretini taşıyan biri yoruma yazmış. Biri de altına şey yazmış: Geçmiş hayatında ülkeyi kurtarmıştır. 😂😂😂😂

2. Yan rollerin düğünü verilirken esas çiftimizin evlendiğini bir çerçevedeki fotoğraftan anlamamıza ne demeli? Madem bir düğün verilecek o esas çiftimiz olmalıydı. Yine de hakkını yemeyeyim yan rolün düğün sahneleri de hoşuma gitti.

3. Amma da Miniso reklamı yaptınız ya. Su içerken bile Miniso reklamı yapılır mı?

Dizinin Müzikleri

  999999. kez söylüyorum bir dizinin müziği benim için çok önemlidir. Bakın fragmanda duyduğum şu şarkı çalmasa belki diziyi izlemeyecektim bile. O derece önemi bir kıstas benim için. Şarkıyı en sevdiğim sahnelerden birinde çalarken koyacağım. Öyle daha etkili oluyor.

  Keza Henry'nin It's You şarkısı da çok güzel. Suzy'nin I Love You Boy'unu başta çok beğenmemiştim ama dinledikçe sevdim. Lee Jung Suk da dizi için bir şarkı seslendirmiş. Onu da başta beğenmeyip dinledikçe beğendim. Yeppuda sağ olsun zaten dizi ostları indirmek için vazgeçilmez adresimdir. Yalnız Ost albümünün içinde dizide çalan bir tema müziği yoktu. Halbuki çok etkileyici bir tema müziğiydi. Bu beni üzdü.😓

  Genel olarak beğendiğim, bana pek çok duyguyu yaşatan sevimli bir dizi oldu. Eğer bu tarz bir dizi izlemek istiyorsanız alternatifleriniz arasında yer alabilir.

  Benden bu kadardı arkadaşlar. Görüşmek üzere!

Beni İnstagram'da da takip etmek isterseniz şuraya tıklayın.