İletişim Yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İletişim Yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
6 Eylül 2019 Cuma
"Zor Kişilikler"le Yaşamak | Kitap Yorumu
Hepimiz hayatımızın bir döneminde de olsa zor kişiliklerle yaşamışızdır. Bu zor kişiler başlıca ebeveynlerimiz, müdürümüz,arkadaşlarımız,akrabalarımız,komşularımız vs.olmakla beraber kişiden kişiye değişebiliyor. Bu tür kişileri bana kalırsa hayatımızdan çıkarmak en iyisi. Ama bazen bu zor kişiler öyle biri olur ki hayatınızdan çıkaramazsınız. Mecburen onla yaşamanın bir yolunu bulmanız gerekir. İşte bu kitap bize bunu nasıl yapabileceğimizi gösteriyor.
Kitabın içinde değişik zor kişilik tipleri bulunuyor. Ve her bir kişilik tipi için ayrı ayrı verilmiş hayat hikayesi örnekleri bulunuyor. Her bir kişiliğin özelliği, neden böyle davrandığını anlamamıza dair bilgiler yer alıyor. En sonda ise bu tür bir kişiyle karşılaştığınızda ne yapmanız gerektiğine dair tavsiyeler bulunuyor.
1 Aralık 2017 Cuma
Eylembilim - Oğuz Atay | Kitap Yorumu
Bence insanlar bu yüzden anlaşamıyorlardı: Herkes başka dili
konuşuyordu.
Oğuz Atay, kitaplarındaki alıntılara rastlamamla bu güzel
cümlelerin sahibi kim diye merak ettiğim bir yazardı. Hep okumak isteyip bir türlü okuyamıyordum. Eylembilim,
Oğuz Atay'ın kalemiyle buluştuğum ilk roman oldu. Aslında başlangıç için uygun
bir kitap seçip seçmediğime dair ufak tereddütüm vardı. Çünkü kitap Oğuz
Atay'ın ölümü sebebiyle yarım kalmış. Ancak kütüphanede benim almak istediğim
kitapları malesef önceden alınmıştı.
29 Ocak 2017 Pazar
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku – İlhami Algör | Kitap Yorumu
Hikayelerimin başka
hikayelere benzemesi ağırıma gidiyordu. Ne zaman bir şeye el atsam, Müzeyyen,
Meksikalı ya da bilmem nereli bir yazarın ya da kitabın adını veriyor ve
oralarda da benzer şeyler olduğunu söylüyordu. Her şey benden önce olmuşsa,
bana olacak bir yer, durum kalmıyor muydu? Bana ait tek kişilik bir iskemle,
oda yok muydu bu dünyada?
Her yerde adını duyup merak ettiğim bir kitabı
yakın bir arkadaşım nasıl yorumlayacağımı merak ettiği için bana ödünç verdi. Üstelik
onun adı da kitaptaki kadınla aynı: Müzeyyen. Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir
Tutku, 58 sayfadan oluşan, içinde yer yer kitabın ruhuna uygun resimler bulunan
incecik bir kitap. Genelde bu kadar kısa olan kitapları bir oturuşta
bitirebilme özelliğine sahibimdir. Ancak akıcı olmayan bu gibi kitaplarda bunu
başaramıyorum. Okurken ruhumun bunaldığını çok net bir şekilde hissettim. Aslında
kitabın da bunalımlı bir atmosferi olduğunu düşünürsek bu bir başarı
sayılabilir. Ama kim bir kitabı okurken
sıkılıp, bunalmak ister ki... Adını bilmediğimiz bir adamın ağzından Müzeyyen’e
olan aşkı bana oldukça hastalıklı geldi. İçinde hayata dair tam on ikiden vuran
gözlemlerin olması hoşuma gitse de bu gözlemler anlam veremediğim içsel yolculuklarla
kesişti. Ana karakterin Müzeyyen gittikten sonra dağılmasına yine anlam
veremedim. Çünkü Müzeyyen varken de aynı bunalımlı ruh haliyle ortalıkta ‘aylak
aylak’ geziyordu. Varlığının önemi yoksa yokluğunun ne önemi var ki? O zaman
neden Müzeyyen? Hiç derdi yokken kendi kendine dert icat eden, durduk yere kendine
bir sigara yakma bahanesi bulan karakterleri sevmiyorum, sevemiyorum.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)