Bu kentin ne çatılarını ışıldatan ayları sayabilirsin,
Ne de duvarlarının gerisine gizlenen bin muhteşem güneşi...
Son zamanlarda Khaled Hosseini'ye ait Bin Muhteşem Güneş kadar beni bu denli etkileyebilen bir kitap okumamıştım. Yazarı haklı olarak büyük bir üne kavuşturan Uçurtma Avcısı'nı okuduktan sonra bu adam ne yazsa okurum demiştim. İyiki okumuşum Bin Muhteşem Güneş'i. Ufkumu genişletti, bulunduğum konum için şükretmemi sağladı, bana bir ders verdi. Önüme gelen herkesi durdurup '' Lütfen bu kitabı okur musun?'' demeyi bile düşündüm. Yani o denli etkileyici, durup bir an düşünmeni sağlayan bir kitap... Hatta bir kitaptan daha ötesi! Bilmiyorum, belki de hemcinslerimin yüz yüze kaldığı dertleri anlattığı için bu kadar beğenmiş olabilirim. Ne de duvarlarının gerisine gizlenen bin muhteşem güneşi...
Nereye giderseniz gidin, ülkeniz peşinizden gelir. Artık siz orada yaşamasanız da o içinizde yaşar. Afganistan'ın Khaled Hosseini'de yaşadığı gibi…