İlhami Algör etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İlhami Algör etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Ocak 2017 Pazar

Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku – İlhami Algör | Kitap Yorumu


  Hikayelerimin başka hikayelere benzemesi ağırıma gidiyordu. Ne zaman bir şeye el atsam, Müzeyyen, Meksikalı ya da bilmem nereli bir yazarın ya da kitabın adını veriyor ve oralarda da benzer şeyler olduğunu söylüyordu. Her şey benden önce olmuşsa, bana olacak bir yer, durum kalmıyor muydu? Bana ait tek kişilik bir iskemle, oda yok muydu bu dünyada?

   Her yerde adını duyup merak ettiğim bir kitabı yakın bir arkadaşım nasıl yorumlayacağımı merak ettiği için bana ödünç verdi. Üstelik onun adı da kitaptaki kadınla aynı: Müzeyyen. Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku, 58 sayfadan oluşan, içinde yer yer kitabın ruhuna uygun resimler bulunan incecik bir kitap. Genelde bu kadar kısa olan kitapları bir oturuşta bitirebilme özelliğine sahibimdir. Ancak akıcı olmayan bu gibi kitaplarda bunu başaramıyorum. Okurken ruhumun bunaldığını çok net bir şekilde hissettim. Aslında kitabın da bunalımlı bir atmosferi olduğunu düşünürsek bu bir başarı sayılabilir.  Ama kim bir kitabı okurken sıkılıp, bunalmak ister ki... Adını bilmediğimiz bir adamın ağzından Müzeyyen’e olan aşkı bana oldukça hastalıklı geldi. İçinde hayata dair tam on ikiden vuran gözlemlerin olması hoşuma gitse de bu gözlemler anlam veremediğim içsel yolculuklarla kesişti. Ana karakterin Müzeyyen gittikten sonra dağılmasına yine anlam veremedim. Çünkü Müzeyyen varken de aynı bunalımlı ruh haliyle ortalıkta ‘aylak aylak’ geziyordu. Varlığının önemi yoksa yokluğunun ne önemi var ki? O zaman neden Müzeyyen? Hiç derdi yokken kendi kendine dert icat eden, durduk yere kendine bir sigara yakma bahanesi bulan karakterleri sevmiyorum, sevemiyorum.