8 Mayıs 2022 Pazar

Soundtrack #1 Mini-Kdrama Yorumu

  Selam, uzun bir zaman oldu yazı yayınlamayalı.

  Kdramalara ara vermiştim, içimden izlemek gelmiyordu. Açılışı alıştırma olsun diye 4 bölümlük mini bir diziyle yapayım dedim. Çoğunu da hızlandırılmış şekilde izlediğim için dizi değil de film izlemişim gibi hissediyorum kendimi. Neyse sadede gelecek olursak bu dizinin haberlerini ilk duyduğumda ana çifti yakıştıramamıştım. Diziyi bitirdim ve hala çiftin arasında öyle aman aman bir çekim olduğunu düşünmüyorum. Ama ilk yadırgadığım kadar da değildi, bir süre sonra göz alışıyor yani. Bu arada ben başrol kızın ilk defa bir dizisini izledim sanırım. Kız son zamanlarda baya popüleritesini artırdı ama bu kızda beni iten bir şey var ama ne bilmiyorum. Yani bakıyorum aslında gayet güzel bir kız ama anlamsızca kızdan elektrik alamıyorum.

Diziyi izlemeyi neden tercih ettiğimi toparlayacak olursam:

1- İki popüler oyuncunun partner olması sebebiyle buradan iyi bir hikaye çıkabilir düşüncesi.

2- Dört bölüm ve bölüm başı ortalama 45 dk oluşu.

3- Adı. Evet bildiğiniz adı. Çünkü ben bir soundtrack bağımlısıyım. :)

  Dizinin konusu neredeyse 20 yıldır arkadaş olan çiftin sevgili olmaya giden yoldaki sancıları. Bildiğimiz "friends to lovers" yani. Benim aşk hikayelerinde izlemekten ya da okumaktan en az hoşlandığım türdür kendisi. Neden diye soracak olursanız? Abi koca 20 yıl öyle arkadaş ayağına takıldıktan sonra çok tuhaf geliyor bana. Yani düşünsenize 20 yıl boyunca o kişinin tüm eski aşklarına falan şahit oluyorsunuz, sonra en son arkadaşıyla sevgili oluyor. Güya arkadaşı bu arada. Hani ne bilim 5- 10 senelik arkilik olsa neyse diyeceğim de 20 sene. Ömrün dörtte biri de diyebiliriz. Hazır en uzak olduğum aşk temasını söylemişken en sevdiğim aşk hikayesi türüne de değinelim.

1-Enemies to lovers

2- Fake date

Ben bu türlerin enayisiyim. Bilmem kaç tane böyle senaryo tüketmişimdir, her seferinde aynı heyecanla hikayenin nasıl bağlanacağını heyecanla takip ederim. Alın bu gereksiz bilgiyi ne yapacaksanız yapın.


Bundan sonra spoiler atışı serbest şekilde yazacağım arkadaşlar, istemeyen okumasın ama çok da önemli değil bence.


  Ama friends to lovers öyle mi? 20 yıldır at içine şiş şiş. Söylersem onu kaybederim. İyi o zaman. Bir 20 yıl daha bekle. Düğününde nikah şahidi olur, çocuklarına da yeri gelince bakıcılık yaparsın. En azından hep yanında olurum düşüncesi bir süre sonra işlemez yani. 

  Dizide gözüken yan karakterlerin 3 tanesi oldukça ünlü, bilindik simalardı. Bu arada adını hala bilmediğim ama son birkaç yıl her diziden fırlayan o adamı görünce "Yine mi ya?" demeden geçemedim. ( Hani varya şu dizideki besteci adam, Google'dan görselle uğraştırmayın beni.) Bir dinlen, napıyorsun, her projeden çıkıyor adam ya inanılmaz.

  Ben Park Hyung Shik'in karakterine çok üzüldüm ya. Böyle içten içe sessizce seviyordu çocuk. Arada kıza bir kaç pas atıyordu, onu yokluyordu ama kız hep kanka ayağına yatıyordu.  Hani çocuğun bir mimiklerine dikkat etsen ayan beyan ortada seni sevdiği. Bu kadar da kör olmaz insan ama ya. Ulan benim kız kankilerim bile karda kışta kendi atkısını çıkarıp üşümeyeyim diye boynuma dolamamıştır. Bu hareket bile çocuğun sana aşık olduğunun en büyük ispatı. Bizim Yargı dizisinde Ceylin ilk bölümlerde Savcı Pars'ın ona olan ilgisini bildiğini Ilgaz'a söylediğinde Ilgaz şaşırmıştı. Ceylin de demişti ki " Her kadın fark eder." İmza kaşe mühür. Bence de illa ki fark edilir. Ha salağa yatacaksan o senin bileceğin iş ama hiçbir şey olmamış gibi davranılması bana ters. Eğer bu aşkın oluru yoksa karşı tarafın sürekli yanında olup acı çekmeye gerek yok.

  Bu dizide bir de şöyle bir şey var. Kıza yanındakiler arkadaşını kaçırmaması gerektiğini ima ediyor. Kız da çocuğun da olduğu ortamda sanki havadan sudan konuşurmuş gibi onla olur da ayrılırsak onu kaybetmiş olurum, arkadaş kalmak daha garanti demeye getiriyor. Abi böyle bir konuşmayı yaptıktan sonra zaten arkadaş kalamazsın ki. Ortaya birisi böyle bir söz atsa hep bir yedekte bekle durumu olur. Yani aramızda bir şey olabilir ama olmasın durumu. Bence çok garip bir durum yani. Ne arkadaşsın ne sevgili. Öyle askıda kalmış gibi, sallantıda, ne idüğü belirsiz bir ilişki.

  Neyse blogumuzun adetindendir: Dizinin en sevdiğim sahnesinden bahsedeyim sizlere. Çocuğun kıza veda ettiği sahne vardı ya. Orada kızın girdiği tripler, benim aile evinden ayrılırken girdiğim triplerin aynısı. İkisi ne alaka demeyin. Sevdiğin birinden ve bir yerden ayrılıyorsun. İşte böyle umurunda değilmiş, hatta mutluymuşsun gibi davranırsın ama o veda anından sonra böyle insanın içi bir burulur, böyle kalpte bir ağırlık hissi, ağlama hissi gelir böyle bir gözlerin dolar... O duyguyla nasıl başa çıkacağını bir an bilemezsin falan filan. Kız oğlanı askere yollarken hiç umurunda değilmiş gibi davranıp o gittikten sonra oturup ağlaması bence çok içten, samimi bir sahneydi. Tanıdığım bir duygunun farklı versiyonunu izlemek hoşuma gitti. Tabi sonradan oğlanın da onun ağladığını görüp umursandığı için hafif gülümsemesi ayrı bir hoştu.

  Kızın sonradan aşık olduğunu dank edip çocuğun bunca zaman nasıl hissettiğini anlaması güzeldi ama yine de çocuk kadar çekmedi. Biraz da aceleye gelmiş gibi oldu ama 4 bölüme hikayeyi sığdırmaları için mecburlardı buna biraz. Evet mini diziye böyle mini yorum yakışır. Çok da uzatmayayım lafı. Şu an o kadar çok merak uyandıran, heyecanlandıran diziler var ki yani bu bence izlemeseniz bir şey kaybetmeyeceğiniz türden, klişe, romantik, çerez bir drama olmuş. Tercih hakkı sizin. 

  Hadi görüşmek üzere inşallah, İnstagram'dan da takip etmeyi unutmayın.

 Beni İnstagram'da da takip etmek isterseniz şuraya tıklayın.


11 yorum:

  1. Bu diziyi son zamanlarda çok görüyorum ben de ama hiç
    kendine çekmemişti. Yorumunu okuyunca bu düşüncem sabit kaldı :))
    Bazen çerezlik dizi arayışlarım oluyor, öyle zamanlar için aklımda olsun. Yorumun için teşekkürler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oyuncular dışında çok da çekici bir yönü yok cidden, sakin bir dizi.

      Sil
  2. Bende dizisini izlememe rağmen beğenemiyorum kızı yani itici geliyor daha doğrusu oyunculuğu soğuk, bence

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Enerji diye bir şey var cidden, bazen enerji uyuşmayınca uyuşmuyor işte.

      Sil
  3. Bir kaç yerde adına rastlamıştım. Aslında insanın kendini çok yorgun hissettiği zamanlarda izleyebileceği sakin dizilerden biri gibi görünüyor. Yine de izlenecek öyle çok dizi var ki. :)

    YanıtlaSil
  4. merhaba.alakasız olacak ama resimlerine beyaz çerçeveyi nasıl ekliyorsun acaba?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Otomatik olarak öyle gözüküyor, özel bir şey yapmıyorum.

      Sil
  5. Eline sağlık öncelikle.. özlemişim senin yorumlarını bu diziyi izlemedim ama çok fazla yolculuk yapıyorum bu ara 40 dk falan sürüyor, tam bi bölümü izlerim. Ben our blues izliyorum önce kim woo bin için başladım ama sonra birçok duyguyu çok iyi islediklerini fark ettim. Sıradan ama tanıdık buldum bu duyguları. Ya depresyondayım ya da dizi gerçekten güzel eğer izler yorumlarsan karar verecem 🙃

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Bu arada Our Blues hakkında kafam karışıktı izlesem mi izlemesem mi diye. Çünkü bir kısım övüyor bir kısım gömüyor diziyi. Sen böyle yazınca bir aklım çelindi yine ':)

      Sil
  6. Kızın iticiliği konusunda hemfikiriz, güzel ama itici

    YanıtlaSil