14 Mart 2020 Cumartesi

Crash Landing on You Dizi Yorumu


 Merhaba,
 Dünyayı Corona virüsü sarmışken, millet market alışverişi yaparken , çekirge istilası kapıya dayanmışken dünyanın sonunu oturdum Crash Landing on You'yu yorumlayarak karşılamaya karar verdim. Bu çok uzun bir yorum olacak şimdiden söyleyeyim. Çünkü söylemek istediğim çok fazla şey var. Açıkçası ben Memories of the Alhambra'dan sonra Hyun Bin, yine uzun süre ara verir sanmıştım ama öyle olmadı. Üstelik adının sürekli aşk dedikodularına karıştığı Son Ye Jin'le başrolde olacağını duyunca çok şaşırdım. 

1 Ocak 2021'den edit: Gerçekten sevgililermiş arkadaşlar, ajansları da kendileri de onayladı. Gözümüz aydın. 

Dizi final bölümüyle Goblin'in aldığı reytingi de geçerek en çok izlenen 2.final olmuş. Anlayacağınız baya popüler bir dizi oldu. Zaten bu ikili başrol olduğu için yüksek bir reytinge sahip olmasına hiç şaşırmadım. Hyun Bin'in karşısına PSH'tan sonra yaşı yaşına uygun yanına yakışan Ye Jin'i koymaları bence de iyi olmuş. Herkes dengi dengine olsun, hah şöyle.
 Crash Landing on You,  Kuzey Koreli bir asker olan Ri Jeong Hyeok ile Güney Koreli zengin bir iş kadını Yoon Se Ri arasındaki imkansız aşkı konu alıyor. Düşman ülkelerin insanları nasıl mı biraraya geliyor?Şaka gibi ama bir paraşüt kazasıyla.


  Yoon Se Ri, kendini Kuzey Kore'de bulur ve olaylar gelişir. Şimdi paraşüt kazası diyince "Yok daha neler!" demiş olabilirsiniz. Bence de tam "yav he he" demelik bir olay. Ancak bir haberde şunu okudum. Senarist kurguyu oluştururken  yaşanmış bir kazadan esinlenmiş. 2008 yılında mı ne Jung Yang isimli birisi hava koşulları kötüleşince teknesiyle 38. paraleli geçmiş. Tabi ben o kadının gidip Kuzey Koreli bir askerle deli dolu, maceradan maceraya atlayarak bir ilişki yaşadığını hiç sanmıyorum. 😂 Crash Landing on You nasıl desem fazla üzerine düşünmemeniz gereken bir dizi. Çok fazla mantık hatası var. Çok fazla " Eh be kardeşim,bu da mı tesadüf!" dedirten sahnesi var. İnandırıcı gelmeyen çok fazla olay var. Ama işte Allah kahretmesin ki böyle aşkı özendirerek işleyen dizilerin köpeği olmuşuz bir kere. Elden ne gelir? Sırıta sırıta izledim çoğu sahneyi. Dizi eski ve yeni Kore dizilerinin karışımı gibi bir şey olmuş. Açıkçası çok da hoş olmuş. İlk karı birlikte izleme klişesinden tut sevdiği kızın saçını bağlamaya kadar bir sürü klişe var ama bir şekilde diğer dizilerin arasından sıyrılıp kalbinizde yer edinmeyi başarıyor.


  Senarist Park Ji Eun The Legend of the Blue Sea'nun da aynı zamanda senaristiymiş ve iki dizinin konusu bambaşka olsa da matematiği aynıydı. Resmen kadın tutan dizinin formülünü bulmuş. Sadece kurguyu değiştiriyor, gerisi aynı formülle işliyor. Hatta ben izlemedim ama izleyen yabancı bir blogger, bu dizinin  senaristin bir diğer dizisi olan My Love From Another Star'a benzediğini yazmış. Ben The Legend of the Blue Sea'den yola çıkarsam benzerlikleri sayıyorum:
  • Dizinin bölüm sonuna ekstradan tatlı kesitler koymaları,
  • Ana çiftin mecburen aynı evde yaşaması ki ikisinde de erkek karakter kızı korumak amaçlı evinde konuk ediyor.
  • Erkek karakterin komik bir arkadaş grubunun bulunması ve bu grubun esas kızla da arkadaş olması,
  • Aynı zamanda esas kızın da komik bir arkadaş grubunun olması,
  • Esas erkeğin esas kızı komik bir şekilde kıskanması,
  • Dizide bulunan iyi yürekli bir dolandırıcı,
  • Ana karakterlerden birinin trajik bir aile hikayesinin olması,
  • Yoon Mi Rae'nin diziye güzel bir şarkı yapması,
 Daha saymama gerek var mı arkadaşlar ben yazarken yoruldum da. Bu diziyi beğenen The Legend of the Blue Sea'yı da beğenir. O dizinin yorumunu da şöyle bırakayım. Okumak isteyen olursa şurayı tıklasın.

  Dizi romantik komedi olarak geçiyor ama içinde her şey var:Aşk, komedi, gerilim, heyecan, dostluk, aile... Dizinin en sevdiğim yönü sadece iki aşığa değil de arkadaşlığa, aile olmaya da odaklanmasıydı. İzlemekten en zevk aldığım kısım arkadaşların birarada olduğu, birbirlerini kolladıkları, beraber sohbet ettikleri, yemek yedikleri kısımlardı. Çünkü bunlar insanın içini ısıtan, tebessümle izlettiren sahnelerdi. Gerçekten şunu fark ettim içinde samimi bir şekilde arkadaşlığı barındıran kitaplara, dizi-filmlere karşı ayrı bir sempatim oluşuyor. Tıpkı bu dizide de olduğu gibi. Benim için en özel sahneler iki aşığın sahneleri değil, kalabalık arkadaş grubuyla birlikte takıldıkları eğlenceli anlardı.

  Diziden önce de Kuzey Kore hakkında fikirlerim vardı. Ancak ister istemez diziyi izleyince acaba ne kadar doğru yansıttılar diye Youtube'dan açıp özellikle Kuzey'den Güney'e kaçmış insanların röportajlarını ve Kore'nin nasıl bölündüğünü  izledim. ( O video için şurayı tıklayabilirsiniz.)Bu dizi için de yapım ekibi Kuzey'de yaşantının nasıl olduğunu yansıtabilmek için Kuzey Koreli sığınmacılarla konuşmuşlar. Çoğu şey uyuyor hatta ben biraz yumuşatılmış gerçeklerin olduğunu düşünüyorum. 10 yıl zorunlu askerlik, fakirlik, buzdolabının bile olmadığı için yer altına saklanan yiyecekler, internetin olmayışı, ülkeden çıkmanın yasak oluşu, ülkeye kaçak sokulup satılan Güney Kore ürünleri, gizlice izlenen Güney Kore dizileri, sadece süslü bir vitrin olan başkent Pyongyang, milletin biribirini ispiyonlaması falan filan Kuzey Kore'yi yansıttı. Şaka gibi bir ülke anlayacağınız. Allah'ım beni Kuzey Koreli olarak yaratmadığın için sana binlerce kez şükürler olsun. Bu arada geçen Kuzey Kore bu dizi için "Bunun bedelini ödeyecekler." diye bir söylemde bulunmuş. Şakaysa komik değilse daha da komik. Dostlar bu yazıyı yazarak canımı tehlikeye atmıyorumdur inşallah asdfghhjkk.

Not: Bu arada dizinin adını uzun uzun yazmaya üşendiğim için kısaca CLOY olarak yazacağım. Görürseniz bu ne diye şaşırmayın.
  Kaliteli bir dizinin olmazsa olmazı çok güzel parçalar vardı. Benim en sevdiğim ost ise Sigriswil oldu. Sonra Yoon Mi Rae'den Flower, Davichi'den Sunset...Bu arada şunu fark ettim. Yoon Mi Rae'nin şarkı söylediği diziler de ayrıca güzel oluyor. Yazımın aralarına bu şarkılardan serpiştireceğim sizler için. Dinleyerek okumak isteyenler olabilir.


Dizinin Karakterleri

Ri Jeong Hyeok - Hyun Bin
  Hyun Bin, ilk izlediğim Kore dizisi olan Secret Garden'dan beri radarımda bulunan bir aktör. 3 tane dizisini izledim bugüne kadar. Ama sanki buradaki rolü ezdi geçti diğerlerini. Hyun Bin'i hep havalı zengin iş adamı rollerinde izlemeye alışmışım. Burada mesela kibar, centilmen, yardımsever, işini bilen bir asker olması güzel bir farklılık olmuş. Tabi o cool duruşundan yine bir şey eksilmemiş ama zaman zaman tatlı bir hale de bürünüyordu. Ayrıca bu dizide sanatçı bir kişiliği de vardı. Çok iyi bir pianistti.

  Sizce de Hyun Bin bu dizide ekstra bir karizmatik olmamış mı? Saç kesimi falan ona en çok yakışan şekildeydi. Rolü zaten üzerine biçilmiş kaftan gibiydi. Memories of the Alhambra'da da iyiydi hoştu ama orada oyun çok ön plandaydı, PSH onun yanına çok genç kalıyordu yani bir şeyler eksikti o dizide. Bu arada Memories of The Alhambra demişken dizinin kült müziğinin Hyun Bin PC oyunu oynarken çalmasına ne diyorsunuz peki? O sahneyi görünce ağzım birkaç saniye açık kaldı ve sonra kahkaha attım.
  Ben onun böyle bir romantik diziyle geri dönmesini bekliyordum, neyseki istediğim oldu.
CLOY'da Se Ri'yi çok güzel sevdi. "Adama bak be nasıl da aşık?"dedirtiyordu. Çıta yine Everest'e yükseldi bende, napcaz bilmiyorum bu gidişle. Çıtanın neden yükseldiğini spoilerlı kısımda anlatacağım.
Se Ri- Son Ye Jin

  Geçenlerde bir film izledim. Çocuk zengin kıza diyordu ki "Siz zenginler aptal olduğunuz için mutlu olmayı bilmiyorsunuz." Haklı mı? Haklı bence. Se Ri'de zengin bir iş kadını ama ailesi tarafından sevgi görmediği için mutsuz. Gerçi ona da hak vermek lazım: Ölürsem arkamdan ağlayan olur mu diye düşünecek kadar yalnız hissediyor kendisini. Se Ri'ye bunu yapan hayat bize neler yapmaz.
 Ve ne tuhaftır ki ailesinden görmediği sevgiyi Kuzey Kore'deki insanlardan görüyor. Hatta oradaki Ri jeong Yeok ve onun askerleriyle, köydeki kadınlarla aralarında çok özel bir bağ oluşuyor. 
 Se Ri'yi ilk başlarda klasik Güney Kore dizilerindeki kadınlar gibi konuştuğu için itici bulmuştum ama bölümler ilerledikçe işler ciddileştiği için o da daha ciddi konuşup davrandı neyse ki.
  Ayrıca dizi boyunca çok güzel kıyafetler giydi. Tabiki hepsi bizim bilmem kaç aylık maaşımızın toplamı kadar kıyafetlerdi. Kuzey Kore'de güya pazardan alıp giydiği bize göre basma etek olan çiçekli eteği bile dünyanın parasıydı. O şık olmasın da biz mi olalım şimdi. Ha gözümüz kaldı mı kaldı. Şahsen ben en çok şu trençkotunu beğendim. Neyse hayal kurmayalım şimdi.
 Ya bir de biliyorum  çok alakasız ve saçma ama bir şey diyeceğim. Son Ye Jin iyi hoş güzel de nolursun şu kaşlarını aşağı doğru taramasınlar. Bu görüntü uzaktan belli olmuyor ama aşağı inik duran kaş sinirimi bozuyor benim. Elimle düzeltesim geliyor. Takıntı gibi bir şey. Çevremde de kaşı düşmüş birini görsem müdahale etmeden duramıyorum. Sizin de dizide bu dikkatinizi dağıttı mı? Lütfen yalnız olmadığımı söyleyin bana.
Seo Dan- Seo Ji Hye
  Seo Dan'ı açıkçası ilk bölümler bayağı sinir olarak izledim. Sonuç olarak şu köpeğe bile korkudan altına yaptıran kızdan bahsediyoruz.
  O kadar buzdolabı gibi bir kızdı ki sinir olmamak elde değildi. Yalnız yine ilerleyen bölümlerle birlikte bu kıza da hak vermeye başladım. Kaç senedir Ri Jeong Hyeok'la nişanlı ve bir gün sevileceğini umarak senelerce beklemiş. Sonra elin kızı paraşütle girsin aralarına... Neyse Seo Dan'ı da zamanla sevdim yani.
  Peki Se Ri'nin Seo Dan'a karşı yaptığı şu yorum? Efsane kahkaha attım.


Seung Joon- Kim Jung Hyuk

  Seung Joon, Se Ri'nin abisini dolandırdığı için peşindeki adamlardan kurtulmak için Kuzey Kore'ye kaçan bir karakter. Tabiki bu süreçte yolları bizimkilerle kesişiyor. Açıkçası bu karakteri başlarda benimseyemedim ancak ilerleyen bölümlerle birlikte oldukça sempatik bulmaya başladım. Özellikle biraz daha iç dünyasına konuk olup kimsesizliğin onda oluşturduğu zaafiyeti fark edince göründüğünden daha farklı bir karakter olduğunu anladım. Seo Dan'la dizinin ikinci çifti olarak yer aldılar. İzlemek güzeldi diyeyim daha fazla spoiler vermeyeyim.
Beni İnstagram'da da takip etmek isterseniz şuraya tıklayın.
Diğer karakterlere ve daha fazlasına spoiler vererek değineceğim. Diziyi izlemeyenlerle burada vedaşalım.
Bundan sonrası spoilerlı yorum arkadaşlar.

Crash Landing on You Spoilerlı Yorum
  Se Ri ile Ri Jeong Hyeok arasındaki aşkı izlemek benim için çok keyifliydi. Özellikle Ri Jeong Hyeok'un Se Ri'ye olan davranışları hepimizi Se Ri gibi eritti bence. Koskoca NIS ajanları, uzman psikologlar bile bu aşka karşı duramadı, haklılar. Birbirleriyle uyumlu bir çiftlerdi. Gerçekten sevgililer mi değiller mi bilemem ama 100 kez yalanladılar, değilse değildir.

 1 Ocak 2021'den edit: Gerçekten sevgililermiş sekiz aydır. Onların söylediğine göre " Crash Landing on You'nun sonundan beri birbirlerine karşı iyi hisler besleyen aşıklar haline gelmişler."  Song Ye Jin instagram hesabından yaptığı açıklamada  özel hayatıyla gündeme gelmekten utandığını, iyi bir insanla tanıştığı için minnettar olduğunu, ilişkisini korumak için çok çalışacağını söylemiş. Şimdi rahatça bir nefes alabiliriz. 

 Dizide zamanla aşka düşüşleri bence çok güzel gösterildi. Zaten düşünsenize düşmüşsünüz Kuzey Kore'ye adamın biri sizi alıyor, saklıyor, nazik davranıyor, yeri geliyor canını tehlikeye atıyor. Üstüne bir de karizmatik bir adam. Ee zaten aşık olmazsan bir sıkıntı vardır derim hahahshhshsj.
 Mesela Ri Jeong Hyeok'un tatlı küçük kıskançlıkları ve o sıradaki tatlı mimikleri,
Se Ri'yi Güney Kore'ye götürürken yolu bulamamış gibi davranıp beraber geçirdikleri süreyi artırmaya çalışması,

Aşkını itiraf edemediği zamanlar gizlice onu takip edip korumaya çalışması ve hatta bu sırada vurulması,
Se Ri,verdiği fidana her gün 10 tane güzel söz söyle dedi diye çömelip cidden söylemesi,
 Se Ri nerede olursa olsun tehlikede olduğunda ya da yardıma ihtiyaç duyduğunda mutlaka yanında olması,
Farkında bile olmadan refleks olarak Se Ri'yi koruması,
Ve Se Ri'ye olan bakışları tabiki,
Kendi kendine gidip çift yüzüğü alması ve utana sıkıla vermesi,
Birlikte fotoğraf çekilmeyi red edip gizlice fotoğrafçıdan hatıra kalsın diye Se Ri'nin vesikalık fotoğrafını istemesi,
Se Ri'nin psikolojik sorunlarını anlayıp ona destek olmaya çalışması, gittiğinde bile zamanlaması ayarlanmış mesajlar atması,
Daha sayamayacağım kadar bir sürü kalp eriten davranış daha var. Ama saysam bu listenin sonu gelmez.İşte tüm bunlar beni aynen şu aşağı gifteki gibi bir ifadeye büründürdü.
 Şu tatlı asker ekibinden bahsetmek istiyorum. Sanki esas çiftimizin çocukları gibiydiler. Se Ri onların anası Ri Jeong Hyeok da babaları gibiydi. Özellikle askerlerin Güney Kore'de çiftimizi bulması ailesini kaybeden çocukların ailesini bulması gibi değil miydi sizce de?

  Hiçbirinin adı aklımda değil şu an. Gidip bakıp da uzun uzun yazmaya nasıl üşendim anlatamam. Baştan söylemeliyim ki gerçekte asla Kuzey Koreli askerlerin böyle olduklarını düşünmüyorum. Se Ri'nin yerinde ben olsam en canisi beni bulurdu herhalde. Bir de Allah herkese Se Ri gibi arkadaşlarının tüm hayallerini gerçekleştirmeye gücü yeten, kredi kartını sınırsız harcamasına izin veren bir arkadaş versin. Ben benim arkadaşlarıma da hep diyorum :" Kızlar gözünüzü seveyim biriniz zengin olun da en azından diğerlerimiz etinden sütünden yararlansın."
  Hele şu en gençleri bayağı çocuk gibiydi. Yazık zavallı daha 10 sene askerlik yapacak ama ailesini şimdiden çok özlemiş. 10 sene askerlik olur mu be kardeşim? El insaf.

 Diğer K-Drama izleyen asker de çok hayal ürünü bir asker olmasına rağmen beni çok güldürdü ne yalan söyleyeyim. Kore dizisi izleyen çoğu kişinin kendini bu karakterde bulduğuna yemin edebilirim ama kanıtlayamam.

  Özellikle yaptığı dizi yorumları, 10 sene önceki bir diziyi deli gibi izlemesi (napsın zavallı), içinde bulundukları durumu Kore dizisinden öğrendiği bilgilerle yorumlayıp akıl yürütmesi beni benden aldı. Hele Se Ri'nin ona Kuzey Kore'de ödül verdikten sonra Güney Kore'de vaadini gerçekleştirmesi çok iyiydi. Valla biz bu Kore dizilerini izliyoz da noluyo kuru kuru izliyoz. Gökten paraşütle zengin Güney Koreli düşecek de bizim her dileğimizi yerine getirecek de peh peh...Hadi o efsane sahneyi hep birlikte hatırlayalım ve gülelim.



  Yakışıklı coolluğuyla öne çıkan asker çok az konuşmasına rağmen onu da ayrı bir sevdim. Güney Kore'ye düşünce herkesin yakışıklılığından dolayı ajans kartını uzatması falan aklımda falan komik olaylardandı. Ya bir de ekibin şu yırtık kotu gömüp bu çocuk deneyince beğenmeleri de çok güldüğüm bir sahneydi.
  Ve Se Ri'yi sevmesine rağmen sürekli ona gıcık oluyormuş gibi davranıp onunla atışan asker de çok komikti bence. Şahsen ben kendime benzettim bu yapısını, sevdiğim insanlara karşı benim de duruşum bu şekilde çünkü hahahaha. Onu ancak benim gibiler anlar.
  Mahalledeki Kuzey Koreli kadınları ilk başta izlemeyi çok can sıkıcı buluyordum ama zaman ilerledikçe onları da tatlış bulmaya ve Se Ri ile aralarındaki olayları gülerek izlemeye başladım. Ya bir de finalde Se Ri'nin onlar için ürün çıkarıp onların yüzlerini ürünlerin ambalajına koyması 10/10 hareket değil miydi ya? Bir daha görüşemeyecek olmaları üzdü ne yalan söyleyeyim.
  Yine her şeyi dinleyen adam Man Bok'un hikayesi çok güzel ilerledi. Ri Jeong Hyeok'un evindeki olayları dinlerken istemeden onlarla bağ kurması, kendi kendine onların sohbetlerine katılması ve daha sonra Güney Kore'ye gidip orda da bir yerleri dinlemesi güldüğüm kısımlardı. Onları dinlerken anlamadığı konuları aralarında gizli şifrelerle konuşuyor sanması, istemeden onların oyunlarını dinlerken oyuna katılması, Se Ri'nin hastane odasında duyduklarını tiyatro şeklinde sergilemesi gerçekten komik kısımlardı.
Ancak bu adamın hikayesinin hüzünlü bir yanı da vardı. Zamanında Jeong Hyeok'un abisini dinleyip ölümüne sessiz kalışının getirdiği vicdan azabı ve görevinden nefret edişi içimi burktu. En sonda bu adamın yeni görevini görünce 32 diş gülümsemeden edemedim. Senaristin bu detayı eklemesi çok hoşuma gitti. Bu arada bu adama My Mister'daki rolü nedeniyle uyuz olurdum. Ancak buradaki rolüyle gözüme o kadar sevimli geldi ki bunu fark etmedim bile. Dizinin ortalarında falan " Aaa bu My Mister'daki bizim ajushinin karısının kocasını aldattığı adam." şeklinde bir aydınlanma yaşadım.
 Bir de bu ekibin Se Ri'nin evinde yaşayıp adeta bir aile gibi olup doğum günü sürprizi yapmak için saklandıkları sırada, Se Ri'nin onların gittiklerini sanıp yere çöküp ağladığı sahne çok duygusaldı. Aklıma kazınan sahnelerden biri oldu. Çünkü Se Ri'nin onları ne kadar çok ailesi gibi gördüğünün bir işaretiydi bu sahne.
Sevmediğim Birkaç Şey
Diziyi genel olarak sevdim ama elbette rahatsız eden birkaç yanı vardı. İşte onlardan bazıları:
  • Bölümler bazen bir buçuk saati bulabiliyordu. Bazı sahnelerin gereksiz olduğunu düşünüyorum. O sahneleri 2x hızında sarıp izledim ne yalan söyleyeyim. Mesela Seo Dan'ın annesiyle dayısının sahneleri beni sıkıyordu izlerken. Aaa hazır konusu açılmışken Seo Dan'ın annesiyle dayısının Parazit'te de birlikte oynaması peki? Artık tanımadığım Koreli oyuncu kalmadı galiba. Nerdeyse her oyuncuyu başka bir rolde izlediğimi fark ettim bu diziyle birlikte.
  •  Çok fazla tesadüf var. Bu da dizide işlenen aşkın gerçekçiliğine bazen gölge düşürüyordu. Ya hadi tamam İsviçre'de karşılaştın yetmedi paraşüt kazasıyla Kuzey Kore'de adamın üstüne düştün yetmedi tesadüfen Güney Kore'de kalabalığının içinde adamla rastgeldin. Bu nedir ya? Sonra yetmedi İsviçre'de yine bir paraşüt yaparken karşılaştınız. Üç ülkede de tamamen tesadüfi olarak karşılaşmak da biraz şov bence.



  •  Diğer bir bahsedeceğim şey dizi dramla komediyi gayet dengeli bir şekilde yürütürken sonlara doğru biraz fazla drama boğdu sanki. Vurulmalar, hastane sahneleri, ölmeler, ölümün eşiğinden dönmeler, vedalar, ayrılıklar...
  •   Bir de dizideki şu kötü adamın olayı çok fazla sakız gibi uzadı. Eh artık ölsün şu manyak da kurtulak moduna girdim. Yine Se Ri'nin küçük abisi de çok yüzeysel bir kötüydü. Se Ri'nin ailesindeki bu çürümüş yapı bu hale neden ve nasıl geldi keşke biraz daha detaylı gösterilseydi.

Crash Landing on You Final Yorumu
 Seung Joon'un ölümü beni üzmekten çok sinirlendirdi ne yalan söyleyeyim. Senaristin bu şekilde ikinci çifti harcadığını düşünüyorum. Abi sen zaten romantik komedi gibi bir şeysin iki çifte de mutlu son yaz, bitsin gitsin. Ya bir de Seung Joon'un Seo Dan'ı kurtarırken bir an fazla gaza geldiğini sanki çok fazla cesurca davrandığını düşünen bir tek ben miyim? Adamları pat pat tüfekle indirirken,15 bölümdür korka korka peşindeki adamlardan kaçan kimdi diye sorgulamadan edemedim. Tamam aşk da bu kadar gözü kara dolu dizgin bir aşk olarak yansıtılmadı bize. Yanlış anlaşılmasın yani burada ikilinin arasındaki aşkın hoşlantı durumundan kara sevdaya geçiş aşamasının çok hızlı gerçekleştiğini kast ediyorum. Aman neyse, yine de yazık oldu çocuğa.😓

  Beni üzen asıl şey kendini kimsesiz olduğu için ölünce kimsenin arkasından üzülmeyeceği için kendini kötü hissetmesiydi. Özellikle hatırlayın yetim bir çocuğun bu minvalde söylediği şarkı ve onun duygulanması çok üzücü bir sahneydi.


  Zavallı Seo Dan, kaç senedir kendisine aşık olmayan Ri Jeong Hyeok'un peşinden sürüklendi. Tam aşkı buldu kızın elinden aldınız. Kızcağızı dizide bir kere gülerken gördük. Kendisini güldüren kişiyi de senarist harcadı, yazık oldu. Bu arada kızın gözünden 16 bölümdür o muntazam çekilmiş eyeliner eksik olmadı. Tamam iyi hoş da gözünüzü seveyim bari sevdiği adam öldü diye depresyona girdiği zaman çekmeseydiniz şu eyelinerı. Biraz gerçekçi olsun. Yastayken eyeliner sürmek insanın nasıl aklına gelir?


  Diziyi izlediğimden beri aklımda bir soru vardı. Çiftimiz nasıl olacak da birbirine kavuşacak? Evet kavuşacaklarını biliyordum. Çünkü senaristin senaryo matematiğini diğer dizisinden çözdüğüm için bu dizinin mutlu son olacağını biliyordum.

  Esas çiftimize gelecek olursak da önce askerlerin ve tabiki Ri Jeong Hyeok'un ülkesine döndüğü sahneyle başlayalım. Çok güzel ve duygularımızı harekete geçiren bir sahneydi. Özellikle şu çizgi olayı olayın ne kadar dramatik olduğunu göstermiyor muydu? Düşününce çok saçma, bir çizgi var. Onu geçince bambaşka bir Kore'ye geçiyorsun. Dünya üzerinde böyle bir başka ülke yok sanırım. Cidden çok üzücü bir durum. Se Ri'nin ağlaya ağlaya Ri Jeong Hyeok'a koşması çizgiyi geçtikleri için iki tarafında askerlerinin silahlarını çıkarması falan o sırada birbirlerinden ayrılmakta zorlanan aşıklar, gözyaşları... Dırırırıııııımmm.

  Ve çiftimiz sancılı geçen birkaç zaman ardından kavuşur.  Ama senede sadece 2 hafta mı? Doğu görevindeki ablamı bile daha çok görüyoruz biz. Tamam mutlu son ama cidden mutlu son mu diye insan düşünmeden edemiyor. Ne kadar doğru bilmiyorum ama daha tatmin edecek bir son yazılmış ama siyasi sebepler nedeniyle değiştirilmiş.


Of yaşadıkları eve bakın. Efsane güzel değil mi?

  Evet işte böyle. Bir dizi yorumunun daha sonuna geldik arkadaşlar. Ben beğendim izlemesi güzeldi. Hayal kırıklığına falan uğramadım yani. Bu senaristin de dizilerinin takipçisiyim artık. Kadın güzel dizi yazıyor. Bu arada aklıma gelmişken diziden öğrendiğim bir ana fikri sizlerle paylaşmak istiyorum. Büyük konuşun arkadaşlar, büyük konuşun ki başınıza gelsin böylesi bir aşk. 


Hadi bu iyiliğimi de unutmayın, kalın sağlıcakla, kendinizi iyi bakın!
Koronadan ölmezsem görüşürüz!
Beni İnstagram'da da takip etmek isterseniz şuraya tıklayın.

46 yorum:

  1. İlkay'a katıldım ben de giriş cümleni çok beğendim :)) Bu diziyi merak ediyorum Hyun Bin için, klişelerin çok olması beni şaşırtmadı, seviyorum aşk klişelerini :D

    YanıtlaSil
  2. Ahahha teşekkürler. Tanıdık gelmesi çok normal. Çünkü bütün afişler birbirine benzemeye başladı artık :)

    YanıtlaSil
  3. Nasıl bir emek var bu yazıda. Çok takdir ediyorum seni. Kalemine sağlık. Madem sosyal hayatı kısıtladık en güzeli blog yazmak, blog okumak :-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tüm içtenliğimle teşekkür ederim. Gerçekten kafamdaki her detayı yazıya dökmek,gifleri bulmak, hazırlamak, araştırma yapmak çok zamanımı alıyor. Bunu fark eden birinin olmasına sevindim.

      Sil
  4. diziyi izlemiş, bütün mantık hatalarına rağmen duygusuna kapılmış hala etkisinden çıkamamış biri olarak çok keyif aldım yazıdan, elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  5. Tüm samimiyetimle söylüyorum, en çok senin dizi yorumlarını seviyorum<3 Karşılıklı konuşuyormuşuz gibi hissediyorum hep :D

    Se-Ri'nin kaşları benim hiç dikkatimi çekmemişti, sanırım düşük kaşa karşı çok takıntım olmadığından :D

    Fidana 10 kelime söylediği sahne çok tatlıydııı, bir de kelimelerden biri Yoon Se-Ri olunca eridik bittik valla :D

    Çok tatlı bir aptaldi Ri Jeong Hyuk yaa, çift yüzüğü almış diyor ki çok da anlam yükleme jfdjk Buna da çok anlam yüklenmeyecekse yani :D

    Ya ben şeyi hala anlamadım, Se-Rinin annesi Se-Riyi neden terk etmişti? O konuya değindiler de ben mi kaçırdım ileri sararken acaba :D

    Eline sağlık, çok çok tatlı anlara değinmişsin, bir kere daha hatırlayıp mutlu oldum :')

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaaaa giriş cümlen kalbimi eritti resmen. O karşılıklı konuşma hissi senin yazılarını okurken bende de oluyor.
      Se Ri'nin annesi neden ben de öyle pek anlamadım. Tek geçerli sebep üvey kızı olduğu için otomatik olarak nefret hissi ile dolması olabilir. Üstü kapalı geçtiler ailesi kısmını resmen.
      Çok teşekkür ederim :))

      Sil
    2. Yaa<3 Hislerimizin karşılıklı olduğuna sevindim :')))))

      Aa üvey miydi? Atladım mı acaba ben o kısmı sıkılıp? :D Şimdi anlaşılır oldu benim için.

      Bu arada kore dizisi blogumda bir keşif etkinliği var, ilgini çekerse beklerim^^

      Sil
    3. Evet üveydi, görünüşe göre atlamışsın:)
      Hemen bakıyorum etkinliğe!

      Sil
  6. Yazının sonu ayrıca güzel olmuş, tesadüfler arasında Seul'de karşılaşma en fazla durandı galiba.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen, bana da en çok Seul'da olan karşılaşma "Yok artık" dedirtti.

      Sil
    2. Seulde ne zaman karsilasmislardi. Se'ri döndükten sonraki karsilasmayi mi kastettiniz acaba, goksa baska bi karsilasma oldu da ben mi kacirdim diye dusundum. Eger dondukten sonrakiyse o tesaduf degildi . Bak simdi bu takildi aklima gece gece.�� diziyi bugün bitrdim bu arada . Aşırı sahane bir yorum olmus. Baslamadan öncede okumaya baslamstm ama tamamlamadan bırakmıştım, diziyi bitirip tekrar okumak istedim. Hyun bin icin kelimelerin her zaman yetersiz oldugunu düşünüyorum, mimikleri bir de seri ile konuşurken bazen dudaklarini one toplaması, şivesi derken muhtesem bi sekilde karsimzda duruyor. Daha da o kdr eklemek istedigim seyler var ama sanırm ucunu bulduramayiz. En cok su yoruma güldüm *biz dogu görevinde olan ablami daha cok görüyoruz:D ahahha kaleminize saglik��

      Sil
    3. *duzeltme:en basta adresinin ilk iki kismini söylemişti.o yuzden direk biliyr tesaduf degl diye dusundum ama bence yari tesaduf:D adresin yarisini biliyrdu nerede arayacagini ama tam olark bilmiyordu, zaten asla bikmadan ve usanmadan aradigi icin orda karsilasmalari tam tesaduf degil gibi.. acaba oyle mi, tam çıkamadım icinden:/ amaaan neyse bulustular . Ama beni cok geren bir sey oldu dizide. Her bolum de kotu tarafin eline koz gecmesi her bolumde atakta olmalari beni bir bolum.bari onlari gormeyelim diye dusundurdu. Cok cik az daha ciftimizin sahneleri arttirilabilrdi bence:D

      Sil
    4. Ne bilim yolda yürürken karşılaşmak bana aşırı tesadüf geldi. :) Evet o kötü adam bir süre sonra beni de baydı. Teşekkür ederim bu arada, yorumu beğenmene sevindim.

      Sil
  7. Ben yeni keşfettim diziyi şimdi 2.sezon olamayak mı?

    YanıtlaSil
  8. Tepkilerimiz aynı olmuş diziyi izlerken:)Çok güldüm,sürekli 'ayy ben deeee' dedim okurken.Sürekli karşılaşmaları da sen benim kaderimsin mantığına bağlanmış sanırım.Benim de en sevdiğim şarkı sigriswill oldu ve giysi olarak en beğendiğim de trençkot.Kardeş zoruyla izledim ama güzeldi..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya ne güzel böyle aynı düşündüğümüz, aynı tepki verdiğimiz birini bulmak. Blogumu açmamın temel sebebi de bu zaten.
      Kadere ben de inanırım da bu dizide biraz gerçek hayatla çelişmişler :)

      Sil
  9. Asya dizilerini izlemeye yeni başladım ve ilk izlediğim dizi oldu dizinin ilk bölümlerinde biraz sıkılmıştım ama genel olarak çok beğendiğim bir dizi olduuu.
    Senin yorumlarına bayıldım. Kalbimden, aklımdan geçenleri yazmışsın resmeen
    Kaş yorumlarına o kadar hak verdim ki içimden sürekli olarak kaşlarını düzeltme isteği geldi onu yapamadıkça bende kendi kaşlarımı yukarı doğru taradım :D
    Artık dizileri izledikten sonra hep burada olacağım hddhsgjhsdgsj

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aaaa inanmıyorum düşük kaş takıntısı olan birini buldum sonunda. Hoşgeldin!
      Yalnız Asya dizi batağına yeni düşmüşsün, ne diyeyim Allah kurtarsın! :))) Diğer yorumlarda görüşmek üzere o halde.

      Sil
    2. Bende yalnız olmadığıma sevindim dhjddhskjdhskdh
      Peki bu tarz bi dizi daha izlemek istiyorum ne izleyebilirim bir öneri alsamm:)

      Sil
    3. Öneri vermeye çok çekimser yaklaşıyorum açıkçası. Ancak yazıda da belirttiğim gibi aynı senaristin The Legend ofthe Blue Sea adlı dizisi kurgu olarak bambaşka olsa da benzer esintiler içeriyor.

      Sil
  10. dizilere başlamadan önce genellikle yorumları okuyarak kısa bir fikir sahibi oluyorum.Genel anlamda kore dizilerinde gözlemlediğim.. Başlarda başroldeki kadınların neşeli, iyimser, şaşkın komik felan olması. Daha sonra genellikle 10.bölümden sonra nedense sürekli depresif mutsuz hal takılmalar. Full drama bağlıyorlar son bölümlerde de genelde zorlama mutlu son yazdıklarından hızlıca bir geçiştirme ve mantık hatası ile bitiyor.Kaadin oyuncuları bir kac istisna hariç çok donuk buluyorum erkekler oyuncular sanki rollerini daha iyi yaşatıyor.The Heirs dizisinde resmen kıza içim şişti zorla izledim Ama her şeye rağmen iyi ki kore dizlerine başlamışım güzel..Kendi kültürümüzde çok şeyler bulduğumuzdan belki de. Özellikle tarihi dizileri çok başarılıydı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru bir tespit bence de. Kadın karakterlerdeki bu olaya ben de sinir oluyorum bazen. Ancak yeni nesil dizilerde kadınlar biraz daha farklı olmaya başladı. The Heirs dizisi de eskilerden ki herkes orada aynı dertten muzdarip:))

      Sil
    2. diziye dün akşam başladım sabah 4e kadar 10 bölüm bitirdim.Birbirlerine cok yakışmıslar enerjileri tutmuş dizi akıp gitti tebessüm edemeden duramadım.Yuzbasimizin diğer dizilerini de izleyecegim. oyunculuğunu çok beğendim. İlk defa denk geldi.Favori aktörlerimin arasına girdi :)

      Sil
    3. Zaten yüzbaşını tanıyıp da daha favorilerine girmeyeni görmedim :) Ama frenle biraz gözlerine yazık :D

      Sil
    4. diziyi dün bitirdim. Öncesinde sizin yorumlari okuduğum için sonu malumumdu.Güzel bir diziydi. Kızın içindeki aile özlemi ve yalnızlığı güzel yansıtılmış.O askerlerden bizim mehmetciklerimiz gibi bir saflık gördüm insanın bağrına basasi geliyor. Her biri aslında anakuzusu. Rahatsiz eden taraflarda size kesinlikle katılıyorum. Kore dizilerinde zorlama tesadüf zinciri biraz abartıya kaçıyor ve her ne hikmetse bir kac sene önce isvicrede yine kendi irklarindan olan bir kadınla bu kadar karşılaşmalarında rağmen hiç tanımlamaları sadece ben bu yüzü bir yerden hatırlıyorum gibi geçistirmeleri ve finalde yine paraşüt tesadüfü (!) Genel olarak senaristi beğeniyorum The Legend of the Blue Sea dizisi de çok harikaydı ama mantık hataları çok yapıyor Diğer çiftimiz de mutlu olsaydı keşke içine gereksiz dram sokuldu her şeyi son 2 bölüme hızlıca sığdırmaya çalıştılar gibi geldi bana.Basrolumuzun diğer dizilerine bakmayacağım yine uyuz olduğum aktrislerle çevrilmiş dizi :)

      Sil
    5. Kuzey Kore askerlerinin gerçek hayatta böyle olduğunu pek sanmıyorum ama illaki içlerinde ana kuzusu vardır. :D Aynen yurt dışında kendi ırkından birini görüyor, tanımaması biraz değişik. İsviçre'de kaç tane çekik gözlü görebilirsin ki yani? Hadi onu da o anki psikolojisine verelim. Senariste gelince evet sonlara doğru biraz senaryosu tökezliyor ama genel olarak iyi yazıyor.
      Yorum için teşekkürler :D

      Sil
  11. Sizce son ye jin ve hyun bin gerçekten sevgililer mı? Bu arada çok güzel yorumlamışsın eline ağzına sağlık.

    YanıtlaSil
  12. Bir Hyun bin fanı olarak diyorum ki en iyi dizisiydi ve bir sürü ödül alır diye bekledim hele ki izlenme raitinglerinden sonra ama en populer tiktok sanatçısı ödülü nedir :) hiç yoktan iyidir diyerek diziyi biraz yorumlayayım
    kuzey- güney karşılaştırmaları hoştu, keşke kuzeyi biz de bilseydik de böyle mi acaba diyebilseydik. tam bir romantik komediydi, çok fazla anlam yüklemeden izledim. çok fazla tesadüfler vardı, bunun yanında askerlerin riri couple aramalarında bir türlü bulamamalarına sinir oldum. Ri Jeong Hyeok'un se ri aşkı şahaneydi, keşke biri beni öyle sevse dedim :))) dizide çiftimiz o kadar yakıştırıldı ki hher yerde çıkıyorlar mı dedikodusuna sebep oldu. adamlar neredeyse çıkmadıkları için bildiri yayınlayacaklardı. Ne diyeyim müthiş bir kimya :) Hyun bin dizilerinden memories of alhambra çok yavandı o diziden sonra bunu izlemek müthiş eğlenceli ve keyifliydi. Romantik komedi severlere kesinlikle ve şiddetle tavsiye ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayy evet, o TikTok ödülü nedir ya? Ben o ödülü eve götürmeye utanırdım ahahahhaha.

      Sil
  13. diziyi bitirdikten sonra kardeşim ya o 2 haftada kız hamile kalır da öbür sene kucağında çocukla gelirse demişti aırı gülmüştüm bu yorumuna ama gerçekler jdfhkjds

    YanıtlaSil
  14. 1.bolume başlamıştım. 30.dklardaydim. sonra aklıma bişey geldi.acaba mutlu son mu. Yazınızı okuyunca bu sonu gerçekten izlemek istemediğimi farkettim ve diziyi bıraktım.bir ara izlerim ama su an bu tür sonu net olmayanlar ilgimi çekmiyor.diziyi çok güzel özetlemiş siniz.wlinize sağlık

    YanıtlaSil
  15. İntihar etmek üzere ve depresyonun dibindeyken eline verilen makineyle fotoğraf çekmek zorunda kalıp tam çekecekken adama bakıp yorumu "Adama yazık olmuş." oluyor.
    Dikkatimi çekti, not edeyim dedim :)

    YanıtlaSil
  16. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  17. Yılda iki hafta bir araya gelmeyle aşk mı olur ya, günah günah :(
    Unutmayalım Out sight, out of mind (gözden ırak, gönülden ırak) durumu var bir de. Ama dizi öyle bir vermiş ki "evet lan, neden olmasın, olur tabi" dedirtip bitiriyor sonun da :)

    YanıtlaSil
  18. Bişi soracam yılda 2 haftaydi ilk başta ama son sahnede eve çıkmışlardı artık beraber ömür boyu yaşayacaklarını düşünmüştüm açıkçası siz ne düşünüyorsunuz

    YanıtlaSil
  19. İlk defa bir Kore yapımı izliyorum çok beğendim sanırım zirvede birakmaliyim

    YanıtlaSil
  20. Bloğunuzu ilk My Mister dizisi ile ilgili bir şeyler araştırırken keşfetmiştim ve duygularımın daha iyi ifade edilemeyeceğini düşünmüştüm :) Yorum cimriliği yaptığım için çok üzgünüm. Çünkü ikinci izlediğim Kore dizisi olan Crash Landing de aklıma direkt bu blog geldi ve hemen analizlerinize koştum. Ve bingo!! Yine mi aynı hisler :) Kaşların düşük taranmasındaki rahatsızlığa kadar 😂😂

    Yorumlarınızın ve gönül buluşturan incelemelerinizin devam etmesi dileğiyle, sayenizde biz de yalnız hissetmiyoruz 😍

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim bu güzel yorum için ama lütfen yorum cimriliği yapmayalım :)

      Sil
  21. Harika bir yazı olmuş emeğinize sağlık yalnız iki sorum olacaktı neden yılda sadece iki hafta bulusabiliyorlar madem askerliği bitti neden güney kore ye gitmedi iki hafta ne ki ya..
    İkinci sorumda yüzbaşı o mesajları nasıl attı Kuzeyde internet yok yazınizda ileri tarihli mesaj demişsin öyle birşeymi var.😆😆sanırım ben kuzeyde kaldım
    Valla bu iki şey kafamı karıştırdı ama genel olarak ikilinin kimyası o kadar güzel ki izlenir keyifle

    YanıtlaSil