12 Ocak 2016 Salı

On Küçük Nefes - K.A Tucker || Kitap Yorumu


SADECE NEFES AL KACEY.ON KÜÇÜK NEFES. İÇİNDE TUT.HİSSET.SEV.
Dört sene önce sarhoş bir sürücünün neden olduğu trafik kazasında annesiyle babasını,erkek arkadaşını ve en yakın kız arkadaşını kaybeden Kacey Cleary'nin hayatı yerle bir olmuştu. Hâlâ kazadan sonra arabanın içinde sıkıştığını anı ve annesinin son kez aldığı nefesi hatırlayan Kacey,geçmişini geride bırakmak istiyordu. İki otobüs bileti alan Kacey ve on beş yaşındaki kız kardeşi Livie,hayatlarına yeniden başlamak üzere Michigan'dan kaçıp, Miami'ye gelmişlerdi.İlk başlarda,geçim sıkıntısı çektikleri halde, Kacey endişeli değildi. Her şeyin üstesinden gelebileceğini düşünüyordu.Tek istisna, 1D dairesindeki gizemli komşularıydı.

Alev alev yanan mavi gözleri, derin gamzeleri ve kusursuz bedeniyle Trent Emerson,iyi çocuk ve kötü adam arasındaki karşı koyulmaz çizgiyi temsil ediyordu. Trajik geçmişinden sonra katı bir mizaç geliştiren Kacey, herkesi kendinden uzak tutmaya kararlı olsa da ikisi arasındaki karşılıklı çekime dayanmak çok güçtü.Trent ise Kacey'nin herkese kapattığı  kalbine girmek için her şeyi yapabilirdi…Her ikisinin dünyasını paramparça edecek müthiş bir sırrı açıklaması gerekse bile.


Dumanı tüten bir romantizm…
-Kirkus Reviews-
GoodreadsChoice Nominee for Best Romance(2013)
(Tanıtım Bülteninden)


Bu aralar hazır boş zamanım var, ben de kendime vakit ayırarak geçiriyorum. Uzun bir final haftasından sonra nihayet kendim için bir şeyler yapabilme fırsatı bulduğum için şükrediyorum . Blog için farklı planlarım var ve bir yandan da blogumu nasıl geliştirebilirim bunun üzerinde araştırmalar yapıyorum. Çenem düştü yine hemen yazıyı yazma amacıma döneyim. On Küçük Nefes adıyla, kapağıyla ve konusuyla bana hitap ediyordu ve bundan dolayı başladım okumaya.
Baş karakter Kacey gerçekten çok zor bir trajedi yaşamış. Bir kazada annesini babasını,en yakın kız arkadaşını ve erkek arkadaşını kaybetmiş. Kendisi bu kazadan kurtulmuş ama ruhu derin yaralar almış durumda. Hayata kız kardeşi Livie için tutunmaya çalışıyor. Teyzesinin evinde kalmaya başlıyorlar ama oradan da pedofili enişteleri yüzünden ayrılmak zorunda kalıyorlar. Yeni bir evde yeni bir yaşama başlıyorlar.

Sadece aptal tek bir hata, bazen insanların hayatları boyunca unutamayacakları  korkunç olaylara neden olur.

Ve Trent... 4-5 yıl önce bu kitabı okusaydım Trent'i aşırı derecede beğenebilirdim ama artık bazı karakterlerini sevmem için yakışıklı bir surattan daha çok karakter derinliği arıyorum. Artık bazen Trent'in yakışıklı olduğuyla ilgili betimlemeleri okurken sıkıldım. Sonradan Trent'in iç dünyasını yazar değindi değinmesine  ama keşke daha çok okuma fırsatı bulabilseydim.
Yan karakterleri sevdim bu kitapta. Zaten araştırdığımda fark ettim ki yan karakterlerin de kitabı varmış. Yani bu kitap bir serinin ilk kitabıymış. Malesef devam kitapları ülkemizde çıkmış değil. Ben ne yalan söyleyeyim Kacey'in kız kardeşi Livie'yi daha çok sevdim. Çünkü karakter olarak bana daha çok yakın buldum. Livie'nin hikayesi ülkemizde çıksaydı onu da okurdum ama nerdeeee...


On Küçük Nefes hakkında aslında tam olarak düşündüğümü kendim de kestiremiyorum. Çünkü beklentim yüksek olarak kitaba başlamıştım. Şu aralar biraz duygusal kitap okuma modundaydım açıkçası. On Küçük Nefes'in konusuna bakınca bana istediğim o duygu yoğunluğunu hissettirebilir diye düşünmüştüm. Çünkü konuya bakınca kitap yaşadığı trajediyi hala üzerinden atamamış, güçlü durmaya çalışan bir kızı ele alıyordu. Ancak bana göre kitap ana konusundan orta kısımlarda bayağı bir uzaklaştı. Kitabın başları ve sonlarında ana konuya değinildi daha çok. Bu bağlamda yazar bana iki tür arasında kalmış ve ikisinden birini tercih edemediği için iki türü birden harmanlamış gibi geldi. Tabi bu benim kendi düşüncem, başka bloglarda kitaba bayılanlar fazla sayıdaydı. Belki siz okuduğunuzda benim tam tersimi düşüneceksiniz. Ancak bunca zaman farklı türlerde çok kitap okudum ve tecrübelerime dayanarak yazarın bu konuyu çok daha yoğun şekilde işleseydi çok daha tadından yenmez bir kitap ortaya sereceğini düşünüyorum. Mesela bu kitaptakine çok benzer bir konu Colleen Hoover, Çarpılma adlı kitabında işlemişti. Bu iki kitaptan ben Çarpılma'yı daha başarılı buldum. Çarpılma başroldeki kızın kayıplarının üzüntüsünü çok daha başarılı bir şekilde anlatıyordu. Nasıl desem, daha çok  o duygu aktarımını geçirdi bana. Umarım anlatmak istediğimi anlatabilmişimdir.
Peki kitabı beğenmedim mi? Beğendim. Çünkü tüm bu eleştirime rağmen bir şekilde kendisini okutturmayı da başardı. Son 50 sayfada kitap şaha kalktı. Son 50 sayfada On Küçük Nefes'in ne anlama geldiğini de anlamış olduk. 



Kitabın güzel bir yönü içinde komedi unsurunun da bulunmasıydı. Yan karakterleri de okuyucuya sevdirmesi de güzeldi. Sonlara doğru benden bir kaç damla akıtması da hanesine artı puan kazandıran yönlerindendi. Yazarın teşekkür yazısındaki son paragraf da anlamlı bir mesaj vermesini çok düşünceli bir hareket olarak buluyorum. Aslında On Küçük Nefes'in konusunu oluşturan durum üzerine sayfalar dolusu kitap yazılacak kadar derin bir felsefe... Hatta bu konu derin bir çıkmaz...

Güzel kitap yorumlarında görüşürüz.

-Sonsuzluk uzun bir zaman.
-Sonsuzluk seninle birlikte yeteri kadar uzun bir zaman değil.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder