30 Ekim 2016 Pazar

Akıl Çıkmazı- Michelle Hodkin | Kitap Yorumu


Noah,sonsuza kadar yaşayabilmek ve başkalarının da yaşamasına yardım edebilmek gibi bir yeteneğe sahip olmasına rağmen ölmek dışında başka bir şey istememekle lanetlenmişti. Öte yandan sen Mara, sevdiklerini koruyabilme yeteneği ile taçlandırıldın ama bunu onlara ve başkalarına zarar vermeden yapamıyorsun. İnsanları öldürebilirsin ama cezalandırman da gerekiyor.

  Merhabalar!
  Epey bir zaman geçti buralara uğramayalı. Ancak o kadar çok ucundan tutmam gereken iş vardı ki ne kitap okumaya ne de başka bir şey yapmaya zamanım yoktu. Gerçi yazacak bir yazı konum olsa yazmaya zaman bulmak da mesele. Bir yerden başlamak lazım diyerek Mara Dyer serisinin son kitabı Akıl Çıkmazı'nın yorumuyla karşınızdayım. Sonunda bir seriyi daha bitirebilmemin sevinci içerisindeyim. Darısı diğer yarım kalmış serilerimin başına diyor ve detaylı yorumuma geçiyorum.


Mara Dyer kendisine söylenen yalanların ardında daha fazlası olduğuna inanıyordu. Ve haklıydı. Gerçeğin peşinden giderken yolun sonunda ne bulacağını düşünmekten kendini alamıyordu. Ama bundan vazgeçmeliydi. İntikam için daha ne kadar ileri gitmesi gerektiğini bilmiyordu. Yakında öğrenecekti. Sadakat ihanete, suçluluk masumiyete dönüşürken Mara Dyer'ın hikâyesinin nefes kesici sonunda kader ile şans çatışıyor… Yüzleşme zamanı geldi. 

"Yazar tutkulu bir aşk hikâyesiyle doğaüstü gizemi harmanlayarak okurları sürprizden sürprize sürüklüyor."
-Booklist

"Hodkin'in zekice kurgulanmış romanı okurun zihnini zorlayarak son sayfasına kadar onu esir alıyor, kaosa ve meraka sürükleyip büyülüyor."
-Voya-

"Hodkin'in ustaca kullandığı belirsizlik teması hikâyedeki gerilimi artırıyor; buna yalnızca psikolojik olasılıklar değil, anlatımdaki muğlaklıklar da dahil. Bu bir gerçek delilik hikâyesi mi, doğaüstü bir öykü mü yoksa bir gizem mi? Okuyucular kitabın gerilim dolu sonuna kadar beklemek zorunda kalacaklar."
-Kirkus Reviews-

"Eski usul romantik sahnelerin günümüz gençliğini etkileyemeyeceğini sananlar çok yanılıyor. Kitapta hikâyesi anlatılan çocuk, okurları çok ağlatacak. Karakterler son derece gerçekçi, doğaüstü hikâyesi ise büyüleyici…"
-School Library Journal-

"Ürpertici, sürükleyici, bağımlılık yapan ve şaşırtıcı şekilde romantik bir roman... Mara'nın hikâyesi son derece güzel ve karmaşık... Hodkin gençlik romansını tamamen kendine has bir biçimde yorumlamış."
-Romantic Times-


  Mara Dyer serisinin ilk iki kitabında o kadar çok gizemli ve çözülmesi gereken olaylar vardı ki final kitabına büyük bir hevesle başladım. Mara'nın ve arkadaşlarının sahip olduğu özel güçlerin sebebini, olayların arkasındaki saklı kişileri seri boyunca hep çok merak ettim. İlk sayfalarda benim için kitabın çok da akıcı olduğu söylenemezdi. Çünkü ilk sayfalardaki bir takım tıbbi terimleri okurken kafamın içindeki cevapsız sorular tepinmeye başlamış, tahminlerimin ise boynu bükük kalmıştı. Çünkü ben bilimin açıklayamayacağı olayları beklerken kitaptaki olaylar bilimsel bir kalıba oturtulmaya çalışılıyordu. Ayrıca Mara'da gözle görülür bir değişim vardı. İçinde bulunduğun zorlu şartlara göre birini öldürürsen anlarım da gözünü oymak nedir? O satırları okurken iki üç kere daha okudum, inanmak istemedim ama bir süre sonra bunu da kabullendim.

Sen ateş gibisin, değdiğin her şeyi yakıyorsun. Eğer bunu kontrol edebilir, yönlendirebilirsen ışık olursun ama oluşacak gölgeye de engel olamazsın.''

  Kitabın düşük temposu akıl hastanesinden kaçmalarıyla ivme kazandı. Ancak yine de hep bir şeylerin eksik olduğunu hissettim. Kitabı okuyanların çoğu bu durumu Noah'ın uzun süre -bayağı uzun- bir süre ortada olmamasına bağlamıştı. Elbette bunun da etkisi vardı ama bana kalırsa bu durum yazarın ortaya çıkaracağı sırrı çok dolambaçlı yollara girerek anlatmayı tercih etmesinden kaynaklanıyordu. Şunu da belirtmeliyim ki Bıçak Sırtı'nda anlamsız gelen rüya sahneleri bu kitapta benim için anlam kazanabildi.



  Şu üç kitaptan kaptığım bir şey varsa o da yazarın tüm bombaları son 150 sayfada ardı ardına patlatmasıdır. Gerçekten de sonlara doğru kitap o kadar akıcıydı ki ne ara bitirdim anlamadım. Çaresizliğin ortasında kalmış bir aşkı, tüm belirsizliklerden arınmış heyecan ve gerilimin uç noktalarda olduğu bir şekilde okumak sıkıldığım sayfalara bir gönderme gibiydi. Yazar bana sanki ''Benim yazdıklarımı okurken sıkılan sen miydin? Al sana al oku!'' diyordu. Finalde Mara'nın, Noah'ın ve diğerlerinin neden böyle özel güçlere sahip olduğunu öğrenmek içimi rahatlatır sanmıştım. Gerçi yine rahatladım sayılır ama neden bilmiyorum bazı noktaların havada kaldığını hissetmekten alıkoyamıyorum kendimi. Mesela iki kitap boyunca Mara'nın deli olduğunu düşünen ailesinin tüm bu olaylardan sonra Mara'ya karşı nasıl bir tutum sergilediklerini okumak isterdim. Aynı şekilde Mara ve Noah'ın ilişkisinin sonu nereye varacak bunları da okumak isterdim.

  Son olarak seriyi kendi içinde karşılaştıracak olursam bana göre ilk kitap Eksik Parça en iyileriydi. Final kitabı Akıl Çıkmazı ise serinin en zayıf halkası olmasına rağmen serinin kilit taşıydı. Ancak olumsuz olarak yorumladığım tüm kısımlara rağmen Mara Dyer serisi işte... Eksiğiyle fazlasıyla yine de güzeldi. Kendisini okutturmayı çok iyi başardı. Böylece bir açık bir kitap dosyası daha kapanmış oldu. Önermesi benden okuması sizden...
  Hoşçakalın!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder