26 Temmuz 2018 Perşembe

Beyaz Gemi - Cengiz Aytmatov | Kitap Yorumu




  Beyaz Gemi yıllardır rafımda bekler dururdu. Birkaç kez başlayıp sıkıcı bulup hep başında okumayı bırakmıştım. Halbuki birkaç sayfa daha okusam kitabın iç yüzünü okuyabilecekmişim. Kitabı hiç beklemediğim bir şekilde çok beğendim. 160 sayfaya derin anlamlar sığdırılmış. Kitabın ana karakteri anne babası tarafından terk edilip dedesiyle yaşayan bir çocuktur. Adını bilmeyiz kitap boyunca... Bazı kaynaklarda çocuğun aslında Cengiz Aytmatov olduğu söylenirken, bazılarında da çocuğun masum tüm insanları temsil ettiği söyleniyor. Çocuk da dahil olmak üzere aslında her karakter bir değeri temsil ediyor. Hayatın içinden karakterler var ve hayatın acımasız gerçeklerini yüzünüze yüzünüze çarpıyor. Orozkul kötüdür, çocuğu olmadığı için hırsını karısını döverek çıkarır. Güç onun elinde olduğu için insanlar onu sevmese de gıkını çıkaramaz. Yaşını başını almış, saygı görmesi gereken iyi kalpli Mümin Dede bile. Aslında bu kitap iyiyle kötünün mücadelesini anlatıyor. Peki kim kazanıyor bu mücadeleyi?  İşte bu kısmı tamamen sizin bakış açınıza bağlı. Ben kitabı bitirdiğimde kötünün iyiyi ezdiğini ve hayatta hep bu tür insanların kazandığını düşünmüştüm. Sonra yazar notunu okuduğumda Aytmatov'un tam tersini düşünerek böyle bir son hazırladığını öğrendim.  Hani derler ya kitap okumak size farklı bakış açıları kazandırır diye. İşte tam olarak bakış açınıza göre  değişebilecek türde bir son vardı. 

"İnsanlar niçin böyle yaşıyorlardı? Niçin bazıları iyi bazıları kötüydü? Niye bazıları mutlu, bazıları mutsuz? Niye başkalarından herkes korkar da bazılarından kimse korkmaz? Niye bazılarının çocukları var, bazılarının yok? Niye bazıları başkalarına maaş verdirmeyebiliyor? Besbelli, en iyi durumlarda olanlar en çok aylık alanlardı. Ama dedesinin maaşı çok azdı ve herkes onunla alay ediyordu. "

  Bir de şunu fark ettim. Mümin Dede'ye gerçekten çok üzüldüm kitap boyunca ve şunu düşündüm: İyi olmak bazen yetmiyor hayatta. Hakkını aramayı, kendisine saygı duyulmasını yeri gelince hayır sesin, yükseltmesini de bilmeli insan... Bence genel olarak dünyadaki iyi insanların sorunu bu: Pasif olmaları. Halbuki çocuk da iyiliği temsil ediyordu ama onunki pasif bir iyilik değildi. Peki bu noktada Mümin Dede'yi suçlayabilir miyiz? İnsanın sorumlulukları arttıkça, elini kolunu bağlayan nedenler oldukça içindeki iyilik pasifleşmeye başlamıyor mu?

Benim için her türlü iç burkan, çok hayatın içinden bir kitaptı. Zaten kitabın bütün etkileyiciliği de buradan geliyordu. Kitabın sonunda Cengiz Aytmatov'un "Beyaz Gemi Üzerine Gerekli Açıklamalar" başlıklı yazısını da mutlaka okuyun. Yazar çok güzel noktalara değinmiş. 

 Bunun dışında kitabın dili ise akıcıydı. Doğa betimlemeleri çoğu yerde öne çıkıyor. Kırgızların kültürel öğelerine sıkça rastlamak mümkün. Tarih dersinden hatırlayabileceğiniz pek çok kültürel öğeye kitapta rastlıyorsunuz. Aytmatov’un kaleminden etkileyici bir kitap okumak isterseniz Beyaz Gemi’ye bir şans verebilirsiniz.

1 yorum:

  1. Cengiz Aytmatov'un diğer bir çok eseri gibi "Beyaz Gemi" de daha önce beğenerek okuduğum ve tekrar okumak istediğim bir kitap. Kitap tanıtım yazınız için teşekkürler.

    YanıtlaSil