Ek Villain Film Yorumu

Ek Villain, meğer aradığım taze kanmış da haberim yokmuş. Bol kafa yormalı,derin düşünmeye iten filmlerden sonra böylesi güzel bir aşk hikayesi izlemek istedim.Hani insan bazen alıştığından şaşmamak ister ya işte o hesap anlayacağınız. Açıkçası Hollywood'daki fazla mezhebi geniş aşk filmlerinden aradığımı bulamayınca Bollywood'a yöneldim ve en iyisini yapmışım. Ek Villain beklediğimin aksine romantizmi aksiyon ve dramla birlikte ele almıştı ve bu benim için beklediğimden de fazlası oldu. Filmin konusuna geçmeden önce Ek Villain'in anlamının 'kötü adam'a karşılık geldiğini hemen belirteyim.

Filmin Konusu: 

Guru, Aisha'yla tanışmadan önce karanlık işlere bulaşan, kötü işler yapan -buna insan öldürmek de dahil- biridir. Neredeyse tüm kötü adamlar gibi çocukken yaşadığı bir travma onu bu hale getirmiştir. Aisha,bir gün Guru'yu karakolda görür ve adeta adama musallat olur. Guru kızı başından def etmeye çalışır ama işler öyle bir noktaya gelir ki Aisha, Guru'nun içindeki yaralı çocuğu görür ve onu aydınlığa çıkarmada yardımcı olur. Söylememe gerek var mı bilmem ama birbirlerine aşık olurlar. Tam zor engelleri aşıp mutluluğa kavuşmuşlarken kötü bir olay olur. Spoiler olmasın diye söylemek istemiyorum o yüzden yazmayacağım. Bu olaydan sonra Guru intikam almak ister ve bu süreçte tekrar karanlık bir adama mı dönüşecek diye merak edip olacakları filmde izliyoruz.

Filmin Oyuncuları:

Aisha rolünü oynayan Shraddha Kapoor'ı daha önce Aashiqui 2 filminde izlemiştim. Ne yalan söyleyeyim oyunculuğundan çok güzelliği dikkatimi çekmişti. Gerçekten çok güzel bir kız. Oyunculuğunu da beğendim. Bence bu filmdeki partneriyle çok güzel bir uyum da yakalamışlar. Benim için partner uyumu önemli bir durum. Filmin en güzel şarkısı olan Galliyan'ın bir versiyonunda şarkıyı kendisi  söylemiş ve gayet de güzel bir sesi olduğunu fark etmiş oldum. Ayrıca rol gereği de olsa benim de adım olan Ayşe'ye karşılık gelen Aisha adına sahip olması sempatimi artıran başka bir etken oldu.

Guru'yu canlandıran  Sidharth Malhotra'yı bu film sayesinde ilk defa izledim. İzlemeyi bırak adını bile duymuş değildim. Adamı izlerken aklıma sürekli şu geldi: Hintliler de böyle adamlar vardı da ben mi bilmiyordum? Yanlış anlaşılmasın kimseyi dış görünüşüne göre değerlendirmem. Ama izleyen herkesin benimle aynı fikirde olduğuna eminim. Adam tipik bir Hintli görünüşünden uzaktı. Karizmatik ve yakışıklı olduğunu kabul etmek zorundayım. Yalnız oyunculuğunu öyle ahım şahım bulamadım.Bazen şapşik şapşik bakmakla donuk bakmak arasındaki çizgiyi iyi ayarlayamıyordu. Bunu çok fazla projede yer almamasına veriyorum. Zamanla kendini daha da geliştirirse önü bayağı açık görünüyor.

Not: Adam aşırı derecede Ekin Mert Daymaz'a- benim için her zaman Çilek Kokusu'nun Volkan'ı- benzemiyor mu? Hatta hala iddia ediyorum kayıp ikizi bile olabilir.

Not 2: Adımı sayıklamana da gerek yoktu ama bu kadar güzel Ayşe demeyi nereden öğrendin? :)

Film Hakkında Düşüncelerim:

''Karanlık karanlıkta son bulmaz. Sadece aydınlık onu yok edebilir. Nefret nefreti yok edemez. Sadece aşk onu yok edebilir.''

Çok fazla Bollywood filmi izlemesem de bu filmlere karşı bazı genel düşüncelerim var. Ek Villain'in diğer Hint filmlerinden biraz daha sıyrıldığını düşünüyorum. Mesela her ne kadar güzel ve eğlenceli olsa da filmin akışını kesen dans sahneleri burada yoktu. Sadece bir tane vardı ama bence o danstan ziyade şarkı söyleme gibiydi.Üstelik şarkıyı başroller bile söylemiyordu. Kötü karakterleri dans ettirseler zaten çok saçma olurdu. Düşünsenize adam katil ama kalçasını sallaya sallaya dans ediyor. Olacak iş değil. Zamanında Fanaa'da böyle bir durumla karşılaştığımdan beklemedim de diyemem. Görüyorum ki Hint sineması kendini geliştiriyor.

Filmin senaryosunu ve senaryonun işleniş tarzını çok beğendim. Evet bazı yerler klişe olabilir ama bu klişeleri gözümüze daha güzel gösteren olaylarda vardı. Romantizm,aksiyon ve dramı bir araya getiren senaryonun güzelliği özellikle film ilerledikçe filmi iyice sevmeme sebep oldu. Ek Villain'de sondan başlayıp flashbacklerle geçmişi gösteren ve daha sonrasında neler olduğunu anlatan bir konu işlenişi vardı. Ben bunun filmleri daha etkileyici hale getirdiğini düşünüyorum. Sevmeyeni de çok bu tarzın saygı duyuyorum. Açıkçası ben sondaki bir olayı önceden biliyorum diye üzülmek yerine '' Aaaa demek bu bu yüzden böyle olmuş'' diye şaşırmayı tercih edebilirim.

Film bitirdikten sonra bana içimde buruk bir his ve güzel şarkılar kaldı. Psikopat gibi aralıksız müziklerini dinliyorum. Kendimi durduramıyorum, n'apim? Bir de o kadar akılda kalan türde ezgileri var ki bu Hint şarkılarının sen dinlemesen de kafanda çalmaya devam ediyor. İşin tuhaf tarafıysa anlamını bilmediğin bir şarkının seni etkiliyor olması. Şarkıyı söyleyenlerin de sesi ayrı bir hoş oluyor. Ben en çok Galliyan ve Zaroorat şarkılarını beğendim. Önermesi benden izlemesi ve dizlemesi sizden.. Yeni bir yazıma kadar hoşçakalın!

Not 3: Kafamda filmle ilgili ''Beni yaz, beni yaz..'' diye zıplayıp duran düşünceleri sıraya sokup zorda olsa düzenli bir kompozisyon yazabildiğim için kendimi alkışlıyorum.

Beni İnstagram'da da takip etmek isterseniz şuraya tıklayın.