15 Kasım 2017 Çarşamba

Yağmur Sonrası - Sarah Jio | Kitap Yorumu


  Belki görmüşsünüzdür. Yakın zamanda Sarah Jio kendi İnstagram sayfasında beni paylaşmış ve altına güzel bir not düşmüştü. O andan itibaren kendisi en sevdiğim yazar olabilir. Kadın kalbimi 12'den vurdu. Ben de bu çoşkuyla yazarın bir diğer kitabı olan Yağmurdan Sonra'yı okudum. İyi, kötü bir çok şey düşünüyorum kitap için.

   Yağmur Sonrası'nda 2.Dünya Savaşı sırasında Bora Bora adasına arkadaşı Kitty ile hemşirelik yapmaya giden  Anne'in hayatına misafir oluyoruz. Anne, zengin yaşamını ve nişanlısını bırakarak arkadaşının peşinde sürüklenmiştir. Çünkü aslında istediği hayat bu değildir. Adada asker Westry bir gizemli  kulübe keşfederler ve birbirlerine aşık olurlar. Bir yandan ise devam eden savaşın hayatlarını nasıl etkilediğini okuyoruz.


Sarah Jio'dan bu kitapla birlikte iki kitap okumuş oldum. İlk okuduğum kitabı Böğürtlen Kışı'ydı ve iki kitap okumama rağmen yazarın tarzını çözdüm diyebilirim. Kitapta anlatılan hikaye sürükleyici. Aslında bir sonraki sayfada bölümde ne olacağını tahmin ederek okusanız da tuhaf bir şekilde kitap sizi çekiyor. Ama kitapta bir anlatım derinliği bulamadım. Edebi yönden beni doyurmadı. Kendimi sadece birisi bana hikaye anlatıyormuş gibi hissettim. Eğer hikaye dinlemeyi okumayı seviyorsanız bu kitap size göre. Ama benim gibi hikayenin yanında anlatıma, üsluba önem veriyorsanız kitap sizi doyurmayabilir.

  Bunun yanısıra zaman geçişlerini beğenmedim. Bir anda günler aylar geçiyor ve karakterin o süreç içerisindeki düşünceleri, hisleri çat çat geçiliyor. “Böyle yaptım ve oldu. Şuraya gittim, şunu dedim.” ya da “ Günler geçmiş ve böyle olmuştu.” gibi bir anlatım benim hoşlandığım bir tarz değil.




  Sarahcığım beni affet ama bununla da bitmiyor. Karakterlerin başına bir felaket geliyor ve yıllar sonra o kadar tesadüfler zinciri birbirini izliyor ki şu aslında buymuş, bu aslında şuymuş. Hani bu kadar tesadüf de biraz sırıtıyor. Ve o son... Fazla masalsı. Ben hayatın acı gerçeklerini tercih ederim. Üzse de tercih ederim. Çünkü gerçek hayatı elimizin tersiyle silemeyiz ya da bilmiyorum belki ben kendine acı çektirmeyi seven bir mazoşiştim. Her ne kadar bu yorumla yazara karşı bir vicdan azabı hissetsem de ne düşündüğümü gizleyemem. Umarım bu yazıyı çevirmezsin Sarahcığım. Seni seviyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder