21 Ocak 2020 Salı

Olağanüstü Bir Gece - Stefan Zweig | Kitap Yorumu

Herhalde şu kitap kadar karşıma bu kadar çok çıktığı halde sürekli okumayı ertelediğim başka bir kitap olmamıştır. Sanırım bunun bir sebebi insanların Stefan Zweig kitapları arasında daha az beğendiğini belirtmesiydi. Ancak ben çok fazla sevdim. Öncelikle her seferinde Zweig'ın nasıl bu kadar kısa bir hikayeye böyle derin anlamlar sığdırabildiğine şaşırıp kalıyorum. Yine ele aldığı konu muazzam, bu konuyu işleme şekli muazzam, anlatım gücü muazzam!
Olağanüstü Bir Gece, istediği her şeyi elde etmiş, zengin, elit bir kesimden bir adamın aslında hayata karşı ne kadar kayıtsız, heyecansız olduğunu fark etmesiyle başlıyor. Hepimizin uğruna çabalayıp durduğu bir hayata sahip olan bu adam adeta ruhsuz bir şekilde geziniyor. İç dünyasında kendini ve insanları gözlemlemekle meşgul. - Zenginlerin derdi de böyle oluyor.- Bir pazar günü öğle vakitlerinde bir at yarışını izlemeye gidiyor ve bundan sonra gelişen altı saatte nasıl yaşama döndüğünü okuyoruz. Açıkçası Zweig'ın daha depresif bitişlerine alışık olduğum için böyle bir son beklemiyordum. İçinde geçen cümleler zaten çok güzeldi. Karakterimizin iç dünyası yine çok güzel yansıtılmıştı. Biz sıradan insanların bir sayfada açıklayabileceği bir ruh durumunu yazarın iki cümleye sığdırabilmesi beni mest etti. Alıntıları not ettim tabiki. Bu güzel kendini bulma yolculuğunu okursanız beğeneceğinizi düşünüyorum.

5 yorum:

  1. Bu kitabı okumayı erteleme hususunda aynı duyguları yaşıyorum.
    Okuyunca inşallah, ben de yanılmışım demek isterim.

    YanıtlaSil
  2. Zweig en sevdiğim yazarlardan biri ama bu kitabını ben de çok sevmemiştim :-( Belki okuduğum zamanla alakalıdır. Son cümlesi beni çok etkilemişti, hâlâ aklımdadır: "Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar."

    YanıtlaSil
  3. Evet ben de kapağına ayrı bayılıyorum.

    YanıtlaSil