17 Kasım 2015 Salı

Kocan Kadar Konuş Diriliş- Şebnem Burcuoğlu || Kitap Yorumu

Herkese merhabalar!
Çok yoğun geçen bir vize haftasından sonra nihayet kitaplara ve bloguma kavuşabilmenin sevinci içindeyim, sizler nasılsınız? 1.5 haftadır adam akıllı kitap okuyamıyordum ve açılışı da şöyle kafa dağıtan, güldüren, okunması akıcı, güzel bir kitapla yapmak istedim. Blogumun kökenleri çok geçmişe dayanmadığından birinci kitabı okuduğum halde yorumum malesef  blogda yok. İlk kitabı da çok beğenmiş, filmine bayılmış biri olarak gecikmeli de olsa Kocan Kadar Konuş Diriliş'i okudum ve lafı daha fazla dolandırmadan hemen geçiyorum yorumuma.


"Dişi olan karadul örümceği, erkeğiyle çiftleştikten sonra onu bir güzel yermiş. Yediği erkek sayısı günde yirmiyi bulabilirmiş. Denilen odur ki erkek, sadece yavruları olsun diye kendini kurban edermiş. Bir günde yirmi erkek!Ben bir tanesini bulmaya çalışırken maymun oldum, Allah'ın örümceği günde yirmi erkeği bulduğu gibi bir de mideye indiriyor!"

Çok sevgili Türk kızı, Bir önceki kitapta mevcudiyetimizin ve istikbalimizin yegâne temelinin bir koca bulmak olmadığını anlatmaya çalışmıştım hatırlarsan. O kitapta bana verilen tavsiyeleri hiç uyguladın mı bilmiyorum ama sonunda başıma neler geldiğini gördün. Şunu hiç unutma: sen belli bir yaşa gelene kadar kimileri evlen diye baskı yaparken kimileri de evlenmeni engellemek için elinden geleni ardına koymayacak!Nikâh masasına oturana kadar atlatman gereken çok badire, dahili ve harici çok bedhahların olacak.

Tüm bunlara rağmen akıl sağlığını koruyabildiysen seni gönülden tebrik ediyorum; yüce bir insan, eşsiz bir varlıksın sen Türk kızı! 
(Tanıtım Bülteninden)


   Kitap su gibi akıcı desem yeridir. Ben bu kitabı ilkinden daha fazla sevdim. İlk kitapta Efsun'un ailesinin evde kalma baskısıyla beynini yıkayıp Sinan'a istemeyerek yaptığı olayları okurken Diriliş'te ise Sinan'la Efsun'un evlenmeye giden yolda karşılaştıkları zorlukları okuyoruz. Üstelik bu sefer kitaba Efsun'un ailesine rakip olarak Sinan'ın babaannesi de katılınca işler iyice karışıyor.
  Karakterlere hepimiz çevremizden aşinayız, zaten kitabı sevdiren de bu. Öyle çok heyecanlı bir kitap okuduktan sonra kendi sıkıcı hayatına dönme durumu yok. Seni, beni, Ayşe Teyze'yi anlatıyor kitap hem de öyle güzel anlatıyor ki. Gerçi Efsun'un ailesi bu konularda bayağı abartılıydı bazen o kadar da değil demedim desem yeridir. Henüz 18 yaşında olarak daha 30'uma gelmedim ama daha şimdiden çevremdeki çoğu kızın kafasının karşı cinse kodlanmış vaziyette olduğunu söyleyebilirim. Efsun aynı benim düşüncelerimi taşıyan biriydi, o yüzden Efsun'u çok sevdim ben. 
  Bir de kitabın şöyle bir tarafı da var. Neredeyse her yeni bölümün başı bilmediğim bir bilgiyi okuyordum ve gerçekten orada öğrendiğim şeyleri daha sonra kullanacak bir durumla karşılaştım. Genel kültüre de katkısı yok değildi.Sabahattin Ali'yle olan hayali konuşmalar çok hoşuma gitti tıpkı ilk kitapta olduğu gibi. Ayrıca kitaptaki esprilerin de çok zekice olduğunu düşünüyorum.
   İlk kitabın filmini o kadar çok beğendim ki anlatamam bu arada. Kitaba çok sadık kalınarak çekilmişti. O yüzden de ikinci filmden de çok umutluyum, eminim ki ilk filmi aratmayacaktır. Bir an önce çıkmasını ve izleyebilmeyi umuyorum.
 Kocan Kadar Konuş  serisini herkese öneririm.
 Yeni kitaplarda görüşmek üzere...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder