5 Kasım 2015 Perşembe

Labirent:Ölümcül Kaçış Film Yorumu

Merhabalar,
Uzun zamandır kitap okuyunca film izlemeye vaktim kalmıyordu,dolayısıyla çoğunlukla kitap yorumu yapıyordum blogda. Bana kalsa yine film izlemeyecektim ama okuduğum kitap filme uyarlanınca bana da filmi izlemek kaldı.
Serinin sinemaya aktarılması çok iyi bir şey olmuş. Hani bazı kitaplar vardır tam da beyaz perdeye aktarılacak türden, gerek kurgusu gerek yazılış biçimiyle. Labirent Ölümcül Kaçış da işte tam da böyle bir kitaptı.
 Film her ne kadar ana olaylar dışında kitapla çok fazla benzerlik taşımamasına rağmen yine de çok güzeldi.
Aslında ben genel olarak kitaba bağlı kalmayıp onu çok fazla değişime uğratırlarsa filmi beğenmeyen bir insanım. Çünkü kitaba bir çeşit ihanet gibi geliyor bana açıkcası. Ancak dediğim gibi Labirent'te böyle bir düşünceye kapılmadım. Hatta tam tersi bazen "Acaba şurası kitapta da böyle olsaydı daha mı güzel olurdu?'' dediğim zamanlar bile oldu. Tabi yine de keşke bazı yerlerde kitaba sadık kalsalarmış.




Oyunculuklara gelirsek başroldeki Dylan O'Brien rolünün hakkı verdi. Özellikle Kayran'a ilk geldiğindeki şaşkınlıkları, merakını yansıtması falan gayet başarılıydı. Kaya Scodelario Teresa rolü için o kadar uyumlu ki. Kitaptaki fiziksel betimlemeler adeta Scodelario için düşünülüp yazılmış gibi. Keza Chuck rolündeki Blake Cooper hakkında da böyle düşünüyorum.

Gelelim kitapla film arasındaki farklılıklara... Öncelikle bu paragraf ağır spoiler içerir.Eğer kitabı okumadıysanız ya da filmi izlemediyseniz bu paragrafı okumadan geçin. 
Labirentin haritası,çözümü bir kere tamamen farklıydı. Filmde labirentten bir çıkış yolu olmadığını Minho keşfetmişken kitapta bunu Thomas öğrenmişti. Bence yine Thomas bulmalıydı. Alby'nin pat diye kendini feda etmesi çok aceleye getirilmişti. Kitapta Alby önce bir bunalım ve kararsız haldeydi ve daha sonrasında kendini feda etmişti.Ayrıca Thomas'ın Minho ve Alby'ye yardım için labirenntte olduğunda Minho oradan uzaklaşıp Thomas'ı tek başına bırakmıştı. Dediğim gibi çok fazla farklılık vardı bu bazen rahatsız etse de çok da kötü değildi. 
Ben kitabı bitirir bitirmez bilgisayar başına oturup hemen filmi izleyince farklılıklar beynimde karmaşık bir problemi çözer gibi oldu. Siz öyle yapmayın bence, benim durumuma düşebilirsiniz.
Veee en sevdiğim sahneden bahsetmek istiyorum sizlere.


İşte yukarıdaki gifte olduğu gibi tam kapılar kapanırken Thomas'ın kendini ileriye atması ve devamında  Izdırap Verenlerle olan mücadelesine kadar olan kısım. Ah o nasıl bir aksiyon, heyecan, gerilim yaşatan bir sahnedir. Oraya gittim geldim adeta. Bu arada hayalimdeki Izdırap Verenler filmdekiyle aynıydı resmen.  Tabi bir de o son sahne :(((((( Ah o son sahne der susarım.


2.kitabı okuyup devam filmini de izlemek için sabırsızlanıyorum ama malesef vize haftası buna engel oluyor. Fragmandan göründüğü kadarıyla ikinci film çok daha müthiş olacağa benziyor. Malesef ki sinemada izleyemedim ancak 3. filme kesinlikle gitmeyi düşünüyorum. Zaten kafamda cevaplanmayan sorular rahat bırakmıyor beni. Bir an önce okursam sizlerle de yorumumu paylaşacağım.
Güzel günlerde güzel paylaşımlarda buluşuruz.( Alttaki fragmana bir göz atmalısınız bence.)

1 yorum:

  1. en sevdiğim serilerden,, Dylan Obrian kesinlikle oyunculuğunu konuşturmuştu *-* yorumunu okuyunca özlediğimi fark ettim :')

    YanıtlaSil