2 Mayıs 2016 Pazartesi

Bir Başka Mavi - Amy Harmon | Kitap Yorumu


TERSYÜZ'ün yazarından, hiç kimsenin "birisi" olmasının... alışılmadık bir dostluğun, umudun iyileşmeye ve kefaretin aşka dönüşmesinin hikâyesi.

Blue Echohawk kim olduğunu bilmiyordu. Gerçek adından ya da doğum gününden bihaberdi. İki yaşında terk edilmiş, bir başıboş tarafından büyütülmüş ve on yaşına kadar okul yüzü dahi görmemişti. On dokuz yaşına geldiğinde, yaşıtları üniversiteye ya da yeni hayatlarına doğru giderken, Blue hâlâ lise son sınıftaydı. Annesiz, babasız, inançsız ve geleceksiz Blue Echohawk aynı zamanda zorlu bir öğrenciydi. Sertti ve kendi bildiğini okuyordu. Ayrıca son derece çekiciydi. Yani, genç bir İngiliz olan ve sorun çıkaranları kanatları altına almaya meyilli ve Blue'yu çözmeye kararlı tarih öğretmeninin tam tersiydi.

Âşık olmak, kim olduğunuzu bilmediğinizde zor olabilir. Kim olduğunu ve sizinle neden birlikte olmaması gerektiğini tam olarak bilen birine âşık olmak ise imkânsızdır.



Merhaba!
Bugün Tersyüz kitabının yazarı Amy Harmon'ın Bir Başka Mavi adlı kitabını yorumlayacağım. Tahminimce kitabı okuyanların büyük çoğunluğu daha önce Tersyüz kitabını okumuştur. Duygusal bir kaleme sahip olan yazar kalplerimizi ilk olarak Tersyüz'le fethetmişti. Bir Başka Mavi'yi okumaya başlamadan insan ister istemez bir beklentiye kapılıyor. Peki kitap beklentileri karşılayabildi mi? Cevabımı vermeden kitabı enine boyuna konuşmak istiyorum. Soruyu cebinize attıysanız haydi başlayalım.



Blue, gerçek ailesinin kim olduğunu bilmeyen, terk edilmenin acısını kendinden ve etrafındakilerden çıkarmaya çalışan asi bir genç kız. Kaç yaşında olduğunu bile tam olarak bilemiyor. Onu yaklaşık 10 yaşına kadar büyüten babası Jimmy öldüğünde, serseri bir hayat yaşayan üvey halasının yanına taşınmak zorunda kalıyor. Okula geç başladığı için lise son sınıfta olan Blue, bir gün bütün asiliği üzerinde sınıfa girdiğinde yeni tarih öğretmeni Wilson'la karşılaşıyor. Blue bunu bilemezdi
 ancak Wilson aslında onun hayatında bir dönüm noktası olacaktı.
Şu konuyu okuyunca kafanızda oluşan bir kurgu varya hani işte o kurguyu silin. Bu bir öğretmen ve öğrenci arasındaki aşkı anlatan türde bir roman değil. Bu kitap aslında bir kendini bulma hikayesi. Aşk var, hüzün var, komiklik var, duygusal olaylar var ama hepsi tek bir kapıya çıkıyor. O kapı da Blue'nun gerçeklerine açılan bir kapı...

Seni tanıdığımdan beri keşke daha iyi, daha farklı bir hayatı olsaydı diyorum. Ama farklı bir hayat seni farklı bir Blue yapardı. Ve en büyük trajedi bu olurdu.

Her ne kadar Bir Başka Mavi Blue'yu odak noktasına alsa da ben Wilson karakterini çok sevdim. Bunda idealist bir öğretmen olmasının elbette çok fazla etkisi var. Kötü adam tiplemeleri almış başını giderken Wilson gibi tam bir centilmeni okumak açıkcası çok iyi geldi. Demek ki  neymiş kötü adam olmadan da sevilebiliyormuş karakterler. Ders işleme metotları, verdiği tavsiyeler, sergilediği davranışlar gerçekten çok hoşuma gitti. Adamsın Wilson! Bu arada demezsem olmaz. Annesi Aşk ve Gurur'u çok sevdiği için Wilson'ın ilk adını Darcy koymuş, bu da çok hoşuma giden başka bir ayrıntı. Özellikle Blue'nun eve gidip Aşk ve Gurur'un bütün versiyonlarını izlemesi çok güzeldi. Blue'yu çok fazla sevdiğimi söyleyemeyeceğim. Neden sevmediğimi söylersem çok fena spoiler olur. Sadece şunu söyleyebilirim : Blue çok büyük bir hata yaptı ve kitap bittiğinde dahi bu hatasını düzelttiğini malesef okuyamadım. Blue'nun diğer tüm davranışlarına anlam verebilirim ama o davranışı bana çok ters geliyor. Kötü bir hayat yaşamış olmak bence bazı davranışlarımıza bahane olamaz.  Bir karakterle ortak noktam ne kadar azsa o karakteri malesef o kadar az sevebiliyorum. 


Kitapta karakterlerin anlattığı kısa öyküler çok anlamlıydı. Wilson ve Blue'nun ders sırasında münazara yaparcasına konuşmaları bazen çok eğlenceli bazense oldukça felsefikti. Şaşırtan olaylar vardı ve bu olaylar tam sıkılmaya başlayacakken tekrar kitaba odaklandırıyordu. Hikayenin duygusal bir yönü de olmasına rağmen ben pek fazla duygusallaşamadım. Bence bunun altında yatan ana sebep de Blue'yla empati kurmak istemememdi. Kitabın finali bana kalırsa yetersizdi. Askıda kalan bir olay kalmamasına rağmen ''Burada bitmemeliydi.'' dedirtti. Eğer okursanız ne demek istediğimi muhtemelen anlarsınız. 
Kitap beklentilerimi karşıladı mı? Malesef ki hayır. Benim için bir Tersyüz olamadı. Aslında karşılaştırma yapmak ne kadar doğru onu da bilemiyorum. Böyle kitaplarda genellikle şunu derim: Çok güzel değil ama güzel, okunur. Bir Başka Mavi hakkında düşüncelerim genellikle bu yönde.
 Başka kitap yorumlarında görüşmek üzere. Kendinize iyi bakın. Hoşçakalın!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder