15 Şubat 2018 Perşembe

Ya Hiç Gelmeseydin - Colleen Hoover | Kitap Yorumu


  Colleen Hoover'ı genel olarak sevdiğim için genelde kitaplarını okumaya çalışırım. Ya Hiç Gelmeseydin, aslında Çarpılma serisinin 2. kitabı. Yazarın kitaplarının çevrilmesinden ümidi kestiğim bir ara bir baktım ki 2.kitap çoktan çıkmış bile. Ancak gelin görün ki ilk kitabı ana olayı dışında belli belirsiz hatırlıyordum. O yüzden bir süre cesaret edememiştim başlamaya. Bu kitapta ara sıra okuyucunun unutmuş olma ihtimaline karşı eskiye dönük hatırlatmalar mevcuttu ki bu benim çok işime geldi. Ve bu sefer erkek karakterimiz Will'in ağzından dinliyoruz yeni olayları.
  Diğer kitaptaki gibi yine hoşuma giden şiirler vardı. Yalnız sanırım şiirler orijinal dilde olmadığı için çevirince biraz düz yazı haline gelmişlerdi. Artık ona da yapacak bir şey yok. Çünkü her dilin kendi yapısı var. 2.kitaptaki yeni karakterleri sevdim. Layken ve Will'in birlikte oluşturduğu aile ortamını okumak güzeldi. Ancak bunun dışında kitabı hiçbir heyecan duymadan okudum. Yani okuyorum ama nasıl desem bir seriye başlamışım devamını da okuyayım da bitsin bari havasındaydım. Normalde Colleen hep klişe yazar ama klişeleri klişelikten çıkaran yazım tarzıyla yazardı. Ama burada onu da göremedim. Sürekli diyalog diyalog... Zaten bir sürü karakter var kitapta ve kimin ne dediğinin ucunu bazen kaçırıp bunu kim dedi diye kontrol etme ihtiyacı duyuyordum. Özellikle ayrılma klişesi ve hastane klişeleri beni çok baydı. İlk kitabın duygu yoğunluğu daha yüksekti. Bu kitapta ise çok klişe bir çift hikayesi okuduk. Ve kitap bittiğinde aynen şu şekildeydim : “ Ben bu kitabı niye okudum ki?” Bir de daha bunun 3.kitabı var. Ne gerek var? Ve şunu fark ettim ki zaman geçtikçe Colleen Hoover kendini geliştirmiş. İlk kitaplarıyla son kitapları arasında bariz bir fark var. Kısa zamanda diğer kitaplarını da okumak dileğiyle...

Beni İnstagram'da da takip etmek isterseniz şuraya tıklayın.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder