29 Eylül 2015 Salı

Çirkin Aşk-Colleen Hoover || Kitap Yorumu


Merhabalar!
Uzun bir aradan sonra yeni bir kitap önerisiyle geri döndüm:ÇİRKİN AŞK. Uzun zamandır çeviriden çıkmasını beklemiştim, kitabın filminin falan da çıkacağını öğrenince daha da merak etmiştim. Ve nihayet okuyanlar kervanına ben de katılmış bulunmaktayım. Çıtamı çok yüksek tutarak okuyunca ilk başlarda biraz hayal kırıklığına uğradığımı itiraf etmek zorundayım ama sonraları okudukça bazı klişelerin altı öyle güzel dolduruldu ki beklentilerimi boşa çıkarmadı diyebilirim.
 Kitapta iki ayrı hikaye var ve bu ayrı hikayeler bir noktada birbirine bağlanacak. Bu bağlantıda altı sene önce yaşadıklarının Miles'ın gizemli taraflarını aydınlatmasıyla sağlanıyor.


Hayatındaki kimse sen olmanın nasıl bir şey olduğunu bilmiyor.

Miles ve Rachel aşkı kitaptaki zaman diliminden altı sene öncesinde Miles'ın ağzından anlatılırken günümüz hikayesi de Tate'in ağzından anlatılıyor. Geçmişte yaşananları hep bir merakla okumama sebep olan şey Miles'ın yüzeysel ilişkilerinde Tate'e iki tane önemli kural koyması oldu. Geçmişimi sorgulama ve benden bir gelecek bekleme. Tate başta bunu kabul ediyor çünkü zamanla Miles'ın bunu aşacağını düşünüyor ama daha sonraları bu ilişkiden daha fazla beklentileri olan Tate  bir yerde artık dayanamıyor diyebiliriz. Aaaa az kalsın yazmayı unutuyordum Miles bir pilot. Evet bence de çok havalı:) Tate'in abisi Corbin'le de arkadaşlar ve o da bir pilot. Aynı apartmanda yaşadıklarını da şuraya iliştireyim.

Aşk her zaman güzel değildir, Tate.Bazen bütün vaktini eninde sonunda farklı olmasını umarak geçirirsin. Bazen daha iyi. Sonra bir bakmışsın, başladığın yere dönmüşsün ve yolun ortasında bir de kalbini kaybetmişsin.

Kitabı okumak aslında bir bulmacayı çözmek gibi hissettirdi bana. Geçmişle ilgili hep bir tahminlerde bulundum ama hiç birini tutturamadım ki malesef bir blogdan azcık da olsa spoiler yememe rağmen. İyiki de tahmin edememişim beni dumura uğratan kitaplara hayranımdır zaten.
Rachel aslında kitabın kilit ismiydi diyebiliriz. Geçmişin bittiği yerlerde hep bir merak duygusuyla günümüzü okumaya başladım. Altı sene önce ne olduğu kafamda hep bir soru işareti oluşturdu. Öğrendiğimdeyse vay be dedim. Sonlara doğru bayağı ağladım ki bu kitapta ağlayacağımı düşünmemiştim açıkçası. Bu da bir sürpriz oldu benim adıma.

Tanrı hayattaki güzel şeylerin kıymetini bilmemiz için bize çirkin şeyler veriyor.

Kapağın bizdeki halinin orjinal olması da çok iyi olmuş. Kapak aslında çok anlamlıymış bunu da sonradan anladım. Ve kitabın adına gelirsek o da çok mantıklıymış. Acaba adı neden Çirkin Aşk diyordum sağolsun Miles onun cevabını çok şiirsel bir şekilde açıklıyor kitapta. O sözlere aşık oldum ama buraya yazarsam spoilera girer o yüzden yazmayacağım. Hatta çoğu cümle var aşık olunacak ama spoiler işte el mahkum yazamam.

Birinden hoşlanmaya başlayan biri için durum böyleydi. Hiçbir yerdeydi, sonra birden her yerdeydi.


Ve gelelim kitabın filminde kimin oynadığına Nick Bateman. Kendisi genç kızların beyaz atlı prensi, Türk erkeklerinin korkulu rüyası:) Film çıkmadan önce kendisini tanıyordum zaten ve kitabın filminde oynayacağını öğrendiğimde küçük çaplı bir şok geçirmiş ve mutlu olmuştum. Yalnız kitapta Miles buz mavisi gözlere ve kahverengi sarı karışımı saçlara sahipti ama olsun yapacak bir şey yok Nick de olabilir yani.





Uçarken evrenin kurallarını esnetiyorsunuz. Bu etkileyici. Yer çekimine meydan okumak? Doğa ananın izlemenizi planlamadığı yerlerden gün doğumunu ve gün batımını izlemek? Aslına bakarsanız,gerçekten de süper kahramanlarsınız.

Son olarak kitaba özel çok güzel bir şarkı yapılmış. Çok güzel düşünülmüş hatta keşke her güzel kitabın sadece kendisine özel şarkıları olsa.



Çirkin Aşk gibi güzel kitaplarla tekrar buluşmak üzere.....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder