5 Haziran 2016 Pazar

Her Şeyin Başı: Sağlık


Merhaba arkadaşlar!
Şu an şu dakika blogumda artık yeni bir akım başlatmış bulunuyorum.Aslında bir önceki yazımda böyle bir şey yapacağımın sinyallerini vermiştim. Daha önceki yazılarımın başında kendimi anlatmaktan yazının esas konusuna geçiş yapamıyordum. Baktım bu böyle olmayacak. Vakitsiz Kelimeler etiketi altında artık kişisel yazılar da yazmaya karar verdim.İlk olarak da son zamanlarda sürekli bir rahatsızlıklarla,hastalıklarla boğuştuğumdan sağlık konusu hakkında bir yazı yazmak istedim.
Günlük hayatın rüzgarına kapılıp rüzgarda sağa sola savrulup duran birer yaprak gibiyiz. Kendimize göre isteklerimiz, arzularımız var. Herkes bir şeylerin peşinde. Tek bir şeye odaklanıyoruz çoğu zaman, kapılıp gidiyoruz rüzgara. Kimi zaman da rüzgarın rotasına sinirleniyoruz. Önce rüzgarda savrulan yeşil bir yaprakken sonra rüzgar diniyor. Yere düşüyoruz ve sararıyoruz. Birden fark etmeye başlıyoruz kendimizi. Çünkü yolunda gitmeyen bir şeyler var. Ne ara yeşil renkli bir yaprakken sararan bir yaprağa döndük? Halbuki biz hep yeşil kalırdık, bize bir şey olmazdı. Aslına bakarsanız yeşil olduğumuzu da sararınca anlıyoruz. Sararmadan bir zamanlar yeşil olduğumuzu anlamıyoruz. Anlayamıyoruz malesef.



Bir kere hasta oldum ve sonra biri bitti biri başladı hastalıkların. Aslında her şeyin çıkış noktasını çok iyi hatırlıyorum. İlk başta psikolojim bozuldu. Çok üzüldüğüm şeyler oldu. Sonra kafaya taktım bazı şeyleri. Düşündüm, çok düşündüm. Gece gündüz düşündüm. Okul da çok bunalttı beni. Bir ara her okula gidişimde anneme fenalık geçirtiyordum hatta. Sinirlerim çok bozuktu, her önüme gelene bağırıp çağırıyordum. Sonra zaten zincirleme sağlık problemleri beni buldu.
Allah'ım bir hastalık bitiyor,diğeri başlıyor. Nefes alamadım doğru dürüst. Baş ağrıları, karın ağrıları, eklem rahatsızlığı, boğazımdan rahatsızlanmam, halsizlik, sürekli uyuma isteği, kulak rahatsızlığı...Ama bu dönemde en kötü yaşadığım sorun kulağımda patlak verdi. Şöyle ki normalde duymadığım sesleri duymaya başladım. Ben bu sesi şöyle tarif ediyorum: Hani kalp atışını gösteren cihazlar olur, dıt dıt sesler çıkarır. Bir de kalp durduğu zaman dıııııııııııııııııııııııtttttttttttttt diye bir ses çıkarır ya hah işte ben aralıksız bir şekilde böyle bir ses duyuyordum. Bir ara sesten delirme noktasına gelmiştim. Acaba ben hayal ürünü sesler mi duyuyorum diye. Bir de kulağımda bir dolgunluk hissi de cabasıydı. Bir de akmaya başlamasın mı? İnatla doktora gitmek istemedim. İster korkudan ister salaklıktan deyin ama şimdi düşünüyorum da hakikaten ben neyi beklemişim?
Bir gün okuldan eve geldim, kulağımda sanki eve gelmemi bekliyormuş gibi beter bir hal alıp bana işkence etmeye başladı. Yatakta cenin pozisyonunu aldım, annemin eve gelmesini bekliyorum. Ağlaya ağlaya uyumuşum. Nasıl berbat bir haldeyim anlatamam. Ablam ertesi gün'' Kızım sen salaksın ben sana kulaktan randevu alıyorum''dedi ve aldı.


Doktora gidince dış kulak iltihabı geçirdiğim anlaşıldı. Doktor önce kulağımı temizledi sonra kulak damlası verdi. 1 ay sonra kulak zarının durumuna bakmak için tekrar gelmemi söyledi. Yaklaşık 2 hafta verdiği ilaçları kullanınca kendime geldim. Ama hala arada bir çınlama sesi duyuyorum. Artık eskisi kadar yüksek sese dayanamıyorum. Dıtt sesine benzer bir şey duysam hemen kulağımdan geldiğinden şüpheleniyorum. Bazen çınlayıp çınlamadığını anlamak için boş odaya gidip kendimi dinliyorum. Bugünlerde tekrar randevu alacağım. İnşallah bir sorun çıkmaz.

Gelelim fasulyenin nimetlerine... Arkadaşlar hayatta sağlık yoksa hiçbir şeyin önemi yok. Kendi kendimizin doktoru olmamız gerekiyor. Önce ruh sağlığına dikkat edeceksiniz. Ruh sağlığınız bozulursa ve fazla sinir stres yaparsanız vücudunuz hasta oluyor. Tabi hepimiz insanız. Sonuçta işlerimiz yolunda gitmeyebiliyor, kayıplarımız oluyor, tartışmalar yaşıyoruz, kötü durumlara maruz kalabiliyoruz.'' Nasıl sağlam psikolojimiz olsun? '' diyebilirsiniz. Ancak unutmayın ki hiç kimse siz değil ve siz olamaz. Kendinizi en iyi siz bilirsiniz. Yeri gelecek kendinizi kendinizden bile koruyacaksınız. Burası kurtlar sofrası. Burada herkes kendi menfaatine bakar, siz üzüldüğünüzle kalırsınız.
Sağlık söz konusuysa iki şeyi dilinizden atacaksınız: 
1- Bana bir şey olmaz
2- Doktora gitmeme gerek yok,geçer.
Bu iki cümle adamı ipe götürür. 


Hasta olmanın iyi yönleri de var. Evet yanlış duymadınız. Bir kere insan ders alıyor bu durumdan. Sağlıklı olmanın ne büyük bir nimet olduğunun farkına varıyor. Pişiyor, olgunlaşıyor. Ne kadar aciziz aslında. Bir hastalıkla kolumuzu kıpırdatamaz hale gelebiliyoruz. Ayrıca hastalıklar günahlara birer kefarettir. Bu konuda hadisler bile var. 
Diyeceğim odur ki hasta olmamak için elimizden geleni yapmamız lazım. Hasta olursak da sabırla beklemeliyiz. Bu da gelir bu da geçer. Tıpkı şu dünyada her şeyin gelip geçici olduğu gibi. Kafanızı şişirdiysem, vaktinizden çaldıysam çok özür dilerim. Kendinize iyi bakın arkadaşlar.
Mutlu kalın, sağlıcakla kalın!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder