Nehir Erdem dikkatimi ilk olarak İnadına Aşk dizisinin
senaryosunu yazmasıyla çekmişti. Dizinin o kadar komik bir hikayesi vardı ki ben
de yazarın kitaplarını da merak etmeye başlamıştım. İlk olarak Huysuz ve
Ruhsuz’u okumuştum. Şimdi de Aşkın Adı Yahya'yı okudum ve bir kanıya vardım. Yazarın
yazdığı erkek karakterlerle kadın karakterler çok benzer özelliklere sahipler
ki bunu yazarın senaryosunu yazdığı dizileri de katarak söylüyorum.
Aşk kitaplarında
zengin iş adamlarını görmeye alışık olduğumuz için Yahya'nın mahalle
kültürüyle büyümüş bir adam oluşu güzel bir farklılıktı. Adı bile farklıydı. Şu
ana kadar Yahya adını kitaplarda yan karakter olarak bile okumamışken bir aşk
kitabında ana karakter olarak okumak bir ilkti. İlkleri severim. Bu arada Yahya
ağır abi dedik ama bazı yerlerde benim bildiğim mahalle kültürüne aykırı
şeylerde yapmadı da değil. Esra’ya gelecek olursak onu pek sevemedim. Yani
Yahya'nın eskiden sevdiği biri olamaz mı? Adamın başını beni ölecek kadar
sevmelisin diye yedi durdu. Adam n'apsın? Kalbini söküp eline mi versin
anlamadım ki? Bana göre çok dır dır eden ve takık bir kızdı. Allah aşkına kim
birini elde etmek için onun yaşadığı yere göre üniversite seçer ki? Pazardan
mal mı seçiyorsun? Bunun gibi birkaç şey bana çok abartılı yansıtılmış olarak
geldi.
Aslında ben bu kitabı instastorylerde komik alıntıların
paylaşılmasıyla keşfetmiştim. Okurken güldüren yerler de oluyor ama yetmedi
be... Olmadı. Beklentim çok daha iyiydi. Bu kitabı ise bir yüzdeye vuracak
olursam %50 beğenmedim, %50 sevdim. Son bir eleştirim daha olacak müsadenizle.
Kitabın sonumda aradan yıllar geçiyor ama sanki hiçbir farklılık yok. Onca
senede hiç mi bir şey değişmez. (Spoi alarmı) Senin yeni nesil çocuğun da mı
aynı eski nesil babası gibi konuşup davranıyor? Zamane gençleri denen bir şey var. Bir de
lütfen artık çok konuşan kadın karakterlerden soğudum artık. Okurken hayal ettiğimden midir nedir başım
ağrıyor ya yok böyle bir şey. Benden bu kadar. Hadi kaçtım ben!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder