28 Eylül 2018 Cuma

Semerkant - Amin Maalouf | Kitap Yorumu


  En son ne zaman tarihi öğeleri içinde barındıran bir kitap okuduğumu hatırlamıyorum ama Semerkant'ı gerçekten beğendim. Bu sene  KPSS'ye çalıştığım için Selçuklu döneminde yaşanan gelişmeleri biliyordum. Hasan Sabbah konusunu dinleyince adamı aşırı merak etmiştim. Sonra bir de ne göreyim çoğu kez adına rastladığım Semerkant kitabı da Selçukludaki bu olayları anlatmıyor mu? Kitabı hemen edinip okumaya başladım. Özellikle kitabın Ömer Hayyam, Nizamülmülk ve Hasan Sabbah'ı anlattığı kısımları okumaktan çok zevk aldım. Tarihin ne kadar çok arka yüzü var, okudukça şok oldum. Mesela derste bize anlatılan şudur: Hasan Sabbah, Nizamülmülk'ü öldürmüştür. Melikşah, en büyük destekçisi vezirinin ölümü için uzun süre yas tutmuştur. Semerkant ise tam tersini ortaya koyuyor mesela. Melikşah'la Vezir Nizamülmülk'ün arasının aslında arasının çok da iyi olmadığını anlatıyor. Sonra durdum düşündüm. Acaba tarihte bize öğretilenler ne kadar doğru? Gerçi kitabın içindekilerden de şüphe duyuyorum biraz.Çünkü her ne kadar tarihi olsa da kurgusal da bir kitap. Bu yüzden bu konu hakkında biraz araştırma yapmayı düşünüyorum. Ancak her ne olursa olsun gerçekten kitabın bu kısımları insanda merak duygusu oluşturuyor ve çok akıcı bir şekilde okunuyor.Bence tarihi anlatmak bir sanattır. Birisi anlatır uykun gelir; birisi de çıkar anlatır, gözünü kırpmadan dinlersin. Tıpkı bu kitapta olduğu gibi. Nedense ben hep Osmanlı tarihini ilgi çekici bulurdum ama fark ettim ki Selçuklu tarihi de çok ilgi çekiciymiş.

"Kitaplarda yer almış bir öyküdür. Üç arkadaştan söz eder. Derler ki: Binli yılların başlarında çağı etkilemiş üç İranlı vardır: Dünyayı gözlemlemiş olan Ömer Hayyam, dünyaya hükmetmiş olan Nizamülmülk ve dünyayı titretmiş olan Hasan Sabbah."

  Tabi şimdi siz kitabın tamamen Selçuklu döneminde geçtiğini sanmayın. Dört kısımdan son ikisi Ömer Hayyam hayranı bir Amerikalı'nın ağzından anlatılıyor ve Hayyam'ın Rubaiyat adlı kitabına ulaşmak için geçirdiği maceraları anlatıyor. Açıkçası kitabın bu kısımları sıkıcıydı. İlk kısımlardan aldığım tadı buradan alamadım. İran Devrimi hakkında az çok bilgi veriliyordu ama bu konuya pek de ilgili olmadığım için beni sarmadı. Sonlara doğru Titanic olayı da işin içine girdi. Geçmişten günümüze uzanan bir yolculuk gibiydi. Kitap sadece ilk iki kısım için bile okunur. Keşke KPSS'de sorsalar bu konuyu hatta. Kitap aynı zamanda çok öğretici ki aslında kitabı okuma amacım bir şeyler öğrenmek de değildi. Sadece merak ediyordum bazı olayları. Aralara serpiştirilen bilgiler ufkunuzu açıcı, şaşırtıcı ve öğreticiydi. Semerkant şehrini ise gidip göresim geldi, o kadar güzel anlatılmış ki. 
İyiki okumuşum dediğim kitaplardan oldu. Eğer okumadıysanız bence kitaba bir şans vermelisiniz.

1 yorum:

  1. Yıllar önce beğenerek okuduğum bir kitaptı. Muhtemelen ikinci defa okuyacağım. Kitap tanıtım yazısı için teşekkürler.

    YanıtlaSil