27 Ekim 2015 Salı

Labirent:Ölümcül Kaçış - James Dashner || Kitap Yorumu

  Herkese merhabalar!
  James Dashner'ın kaleme aldığı Labirent:Ölümcül Kaçış kitabı benim Yazılı Anlatım dersi için ödevimdi. Evet yanlış görmediniz,bu kitap benim ödevimdi. Ders için bize Goodreads'te bir kitap listesi verilmişti ve tüm kitaplar da birbirinden güzeldi,üstelik ben daha ağır kitaplar bekliyordum. Serinin filmlerine giden arkadaşlarım öve öve bitiremeyince kitabı okuma listeme almıştım zaten. Hocanın verdiği listede olduğunu da görünce hemen bu kitabı seçtim. Öncelikle kitabın konusunu hemen vereyim.

                                                                          HATIRLA. HAYATTA KAL. KOŞ
 Thomas bir asansörde uyandığında hatırlayabildiği tek şey ismidir. Ailesi,evi veya oraya nasıl geldiği hakkında  hiçbir fikri yoktur. Asansörün kapıları açıldığındaysa kendini Kayran isimli, devasa taş duvarlarla çevrili geniş bir alanda ve burada yaşayan çocukların arasında bulur. Tıpkı Thomas gibi Kayranlılarda oraya neden ve nasıl geldiklerini bilmemektedir. Tek bildikleri çevrelerini saran labirente çıkan taş kapıların her sabah açılıp her akşam kapandığı ve otuz günde bir aralarına yeni bir çocuk katıldığıdır. Kimse Kayran'da olmak istemese de kurtulmak imkansız gibi görülmektedir. Yine de Thomas'ın içinde bir his, çıkış yolu bulabileceğini söylemektedir. Ama bunun için zihninin derinlerinde yatan sırları açığa çıkararak labirentin gizemini çözmesi gerekecektir...

Labirent: Ölümcül Kaçış benim gerçekten çok beğendiğim bir kitap oldu. Artık distopya ve bilim kurgu türünde o kadar çok kitap var ki mesela ben bir yazar olsam ve distopik türde bir kitap yazmak istesem konu bulamazdım. Çünkü çoğu konu kaleme alındı bile. İşte tam da bu yüzden yazarı alkışlamak gerek. Öyle bir düzen kurgulamış ki kafasında hayran kaldım.
Kitaba ilk başladığım andan bitirdiğim ana kadar merak bir kere olsun dinmedi. O kadar kafa yordum ki acaba bu çocukları buraya kimin ve neden koyduğuna dair. Bu kitap kesinlikle kendisi okutturan türdendi. Elimden bırakmak istemedim bile. Labirentin sırrı ortaya çıktı çıkacak bir kaç sayfa daha oku diyerek bir baktım ki kitap bitmiş.
 Açıkça itiraf etmek gerekirse bu kitabı okumak istememin en önemli nedeni serinin iki filmine de gidip ayıla bayıla anlatan arkadaşlarımı dinledikçe en azından 3. filmi sinemada izlerim diyeydi.Fragmanı da izledikten sonra kitabı okumak kafamdaki mekan ve kişi tasvirlerinin oturmasını sağladı.


 Kayran'a yeni gelen Thomas tıpkı biz okuyucular gibi merak içinde buranın nasıl bir yer olduğunu merak ediyor. Zaten kitap boyunca kendimi hep Thomas'ın yerine koydum. Aynı sorular kafamız döndü dolaştı. Diğer çocuklara sorular sorduğunda cevap vermemelerini anlayamadım ve çok anlamsızcaydı. Yani hiçbir şey diyemiyorsanız bir evet ya da hayır deyin öyle değil mi?  İşte böyle anlarda sinirlenmemek elde değildi. Ne demek istediğimi kitap kurtları gayet iyi anladı:) Sadece erkeklerin bulunduğu Kayran'a bir gün Teresa adlı bir kız gelince(elinde Kız sonuncu yazan bir kağıtla) merak daha da körükleniyor. Üstelik Thomas belli belirsiz birşeyleri anımsamaya başlamıştır. Filmini de yorumlayacağım kitabın ama şuraya Dylan O'Brien'ın Thomas rolü için biçilmiş kaftan olduğunu yazmasam olmazdı. 

Kitapta Thomas ve arkadaşları bu ürkütücü yerden kurtulmaya çalışırken kimi zaman şaşıracak kimi zamanda üzüleceksiniz. Üstelik Labirentte dolaşan Izdırap Verenlerle mücadele verdikleri yerlerde heyecanlanacaksınız. Sanki bir kitap okumuyor da bir film izliyormuş gibi hissedeceksiniz.Kitap öyle bir sona bitiyor ki aklımızdaki soru işaretleri daha da fazlalaşıyor ve bir an önce diğer kitabı okumak istiyorsunuz.
Bu kitabı okuyun, devam kitaplarını da bitirin ve eğer hala okumadıysanız bir an önce başlayın. Ben severek okudum, sizlere de gönül rahatlığıyla tavsiye ederim.
Görüşmek üzere...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder