Kelebeğin Hayat Sırları - Nil Karaibrahimgil | Kitap Yorumu

İnsan nasıl yaşarsa parlar? 
Nasıl yaşarsa mutluluğu yakalar? 
Nasıl yaşarsa yaşadığına değer?

Nil'in kelebeklerde keşfettiği hayat sırları elinizde… 

17 yaşıma dönseydim, kendime şunları söylerdim: En önemli şey aşk; onu doya doya yaşa!

Birkaç kişinin elini sıkı sıkı tut. Onların dertleriyle dertlen, mutluluklarıyla uç, dediklerine kulak ver. Başkalarının kriterlerine göre seçim yapma. O zaman başkalarının gideceği yerlere gidersin. Oralarda ne işin var? Her gün oku. Her şeyi oku. Ağaç olmak nasıldır? Van Gogh olmak nasıldır? İkinci Dünya Savaşı'na katılmış olmak nasıldır? Öğren. Kendinle sosyalleş. Yoksa unutursun nasıl biri olduğunu. Her gün şükret. Karanlık günler olacak. Düşeceksin de. Yaralar da açılacak. O zamanlarda şunu unutma: Tünel bitecek. Kalkacaksın da. Kabuk da bağlayacaksın. Korkmaktan korkma. Ödün bile kopsun. Sonra kapa gözünü bas karanlığına. Belki biri taş döşemiştir; kim bilir. Böbürlenme. Kibirlenme. Köpürme. Abart. Çoğalt. Parlat. Her gün, bir yazar tarafından hayatının hikâyelendirildiğini düşün ve dinle. Böyle bir kahraman olmak ister miydin? İstiyorsan başarıyorsun. Ne mutlu sana.

  Merhabalar!

  Şu ana kadar okuduğum kitaplardan çok daha farklı tarzda bir kitapla karşınızdayım. Peşinen söyleyeyim kişisel gelişim kitapları okuyan biri değilimdir. Bugüne kadar okuduklarım bir elin beş parmağını geçmez. Çünkü bir yerden sonra sıkıcı gelmeye başlıyor bu tarz kitaplar. Nil Karaibrahimgil'in Hürriyet Kelebek'te yayınlanan yazılarından oluşan Kelebeğin Hayat Sırları eminim o kişisel gelişim tarzı kitaplardan size daha iyi gelecek bir kitap.

    Bu kitap size kendinizi iyi hissettiriyor, terk etmemiz gereken davranışlarımızı fark etmemizi sağlıyor, kendi iç sesimize tercüman oluyor. Bu örnekleri daha da uzatmam mümkün. Canınız falan sıkkınken açın rastgele bir sayfasını okumaya başlayın. Kitabın sizle dostça bir muhabbete başladığını göreceksiniz. Gevşediğinizi, rahatladığınızı hissedeceksiniz. Tatlı tatlı tebessüm ederek bazen de buruk bir gülümsemeyle devireceksiniz sayfaları. Ben bunları bizzat test ettim onayladım, güvenin bana. İçinde olaylar zinciri barındıran kitaplara o kadar kaptırmışım ki kendimi Kelebeğin Hayat Sırları bir nefes gibi geldi. Arada böyle değişiklikler yapmak iyidir. 

   Bilirsiniz, ben yorumlarımda paragraflar arasına alıntılar koymayı severim. Ancak bu kitabın tamamı başlı başına alıntı. Hangi birini koyacağımı şaşırdım. Koyamayacaklarıma ihanet edecekmişim gibi gelince de alıntı koymaktan vazgeçtim. Çünkü o seçimi yapmak gerçekten zordu.

   Nil Karaibrahimgil'in daha önce Hürriyet Kelebek'teki yazılarını takip etmiyordum. Ben sadece yaptığı işin müzik kısmıyla ilgileniyordum. Şarkılarının sözleri bana her zaman anlamlı ve güzel gelirdi. Nasıl desem Nil'de kelimeleri kullanma yeteneği fazlasıyla var. Bunu yazılarında bir kez daha kanıtlamış oldu. Bir konuyu anlatırken konuyu öyle güzel benzetmelerle ifade ediyor ki hayran kalıyorum. Vay be şu cümlenin güzelliğine bak diyorum ve bu da yazılarında vermek istediği mesajı çok daha etkili kılıyor.

   Kelebeğin Hayat Sırları Nil'in köşe yazılarının bir araya getirilmiş hali olduğundan her konuya kısa kısa değiniyor. Konuyu dallandırıp budaklandırmadan kısa ve öz bir şekilde anlatıyor. Ancak bazı konular kendini tekrar ediyor gibi oluyordu. Sadece oralarda birazcık ''Anladık yahu,yeter.'' dememe sebep oldu. Her ne kadar  Nil yazılarında güzel noktalara değinse de kendisine bazı konularda katılmadığım da oldu. Peki bundan rahatsız mıyım? Hayır, karşı görüşleri dinlemeyi seviyorum.

    Nil, İnstagram hesabında kitabının olduğu fotoğrafı paylaşıp ''Dilerim okuyan herkes okuduğunda aradığını bulsun.'' yazmış. Ben buldum. Ve herkes için aradığını bulacağı bir kitap olduğunu düşünüyorum. Bu arada Nil falan diyorum ama kadın 40 yaşına gelmiş haberim yok. Yaşı olmayan kadınlardan,ruhu her daim genç kalanlardan o. Bana sorsan 25 derim. Hayatımda böyle birisi olsa sırtım yere gelmezdi herhalde. Doğuştan psikolog olur ya bazıları işte öyle bir etkisi var insanlarda.

   Toparlayacak olursam kendi adıma kitabın bana çok şey kattığını söyleyebilirim. Mesela şu an bu yazıyı yazarken arkada kulağıma hiç de hoş gelmeyen bir Ankara havası çalıyor. Ancak kitaptan bir yazı aklıma geliyor ve sonra bu anın sinir bozuculuğunu farklı bir şekilde düşünüp geçiştirebiliyorum :) Not: Hayır hobi olarak Ankara havası dinlemiyorum. Komşulardan biri karşıda kına gecesi tertip ediyor. Bu da böyle bir anım işte.

    Kelebeğin Hayat Sırları diyorduk değil mi? Bu hayat sırlarına kulak vermenizi isterim sizden. Özellikle de gençler daha yolun başındayken dediklerini dikkate alın Nil Karaibrahimgil'in. Kitaptaki bir yazının müzikle birleştirilmesiyle oluşan bu güzel videoyu da yazımın sonuna ekleyerek veda ediyorum. Videoyu mutlaka dinleyin yoksa çok şey kaçırırsınız benden demesi. Görüşürüz!

Beni İnstagram'da da takip etmek isterseniz şuraya tıklayın.