14 Nisan 2016 Perşembe

Yabancı Şahmeran - Öznur Yıldırım | Kitap Yorumu

Yabancı Şahmeran

Sen cennetin varlığından gurur duy, ben cehennemi istiyorum. 

Yağan kar şiddetini gitgide artırıyor, koyu renk saçlarıma tutunan kar tanelerinin sayısı çoğalıyordu. Konuşmadı, konuşmadım. Sessizlik... Aramızda her daim geçerli olan bir alfabeydi sessizlik. Ben de bu alfabeye bir kez daha boyun eğdim ve uzun, titreyen parmaklarımı avuçlarımın içine bastırdım. Elimi yanıma indirdiğimde avuçlarımda eriyen kar yere damladı...

Rengi, kan rengiydi.
Rengi, kaybın rengiydi.
Rengi, bir cinayetin rengiydi.

  Öncelikle şu an bu yorumu girdiğime inanamıyor gibiyim. Bir zamanlar Wattpad'den okuduğum Yabancı'yı şimdi  sayfalara dokunarak okumak uzun zamandır kurduğum bir hayalimdi. Bazen kitabın o güzel ve anlamlı kapağına bakıp bakıp "İnanamıyorum! Yabancı'yı kitap halinde okuyorum." demişliğim dahi var. Her ne kadar Yabancı'nın bende ayrı bir yeri olsa da objektif bir şekilde yorumlamak istiyorum. 

Acı benim içimde miydi yoksa acı içinde miydim, bilmiyordum ama bir katil, her şeyi yakacak olan o yangını benim ruhumda başlatmıştı.

  Yabancı'nın çok fazla okuyanı olmasına rağmen daha önce okumayanlar için konusundan bahsetmem gerekli. Ediz Çağıran, Türkiye'nin en başarılı avukatlarından biri olan babasının öldürülmesi üzerine intikam almaya karar vermiştir. Bu amacı doğrultusunda babasını vuran polisin kız kardeşi Doğa'yı kaçırır. Doğa, kendi ailesinin böyle bir şeyi bilerek yapmayacağını düşündüğü için kendi ailesi için en azından savaşmak adına Ediz'e yardım edebileceğini söyleyince işler başka bir boyuta taşınır. Kısaca kitabın konusu böyle diyebiliriz.

 Aslında çok güçlü görünüyorsun, yenilmezi oynuyorsun ama sen hala sevgiye muhtaç, masumiyetini kaybetmemiş bir kız çocuğundan başka bir şey değilsin.

    Bu kitapta en sevdiğim şey baş karakterlerin ikisinin de hayatta ağır şeyler yaşamasıyla belli bir olgunluğa sahip olmaları. Yaralı bir ruha sahip karakterlerin olduğu kitapları oldum olası hep sevmişimdir. Bu durumun  kitabın içinde geçen olayları okuyucuya daha derinlemesine hissettirdiğini düşünüyorum. Ediz'in veya Doğa'nın davranışlarının altında yatan ana sebebi yara aldıkları geçmişleriyle çok kolay bir şekilde bağdaştırabiliyorsunuz. Ediz, doğumda annesini kaybettiği için anne sevgisi görmeden büyümüş. Yeteri kadar zengin bir hayatı olduğu için de her istediğinin olmasına alışmış birisi. Hayran olduğu,örnek aldığı babası da haksız yere öldürülünce hayata alacağı intikamı düşünerek tutunmuş bir adam.  Doğa ise neredeyse Ediz'in tam tersi bir hayata sahip. İkisi de polis olan babası ve abisiyle arası oldukça açık olsa da annesine son derece bağlı bir genç kız. Küçük yaşında babasından gördüğü muamele insanlarla arasına buzdan duvarlar örmesine neden olmuş. Bu iki zıt insanın hikayesi bir yerde kesişince ortaya çok güzel bir hikaye çıkıyor. Hele de birbirleri hakkında yaptıkları çıkarımları okumayı ayrı bir sevdiğimi söylemeliyim. 

Yabancı Şahmeran

 Ediz'le yaşananlar da böyleydi işte, bir şekilde kabuğumu kırmış, duvarlarımı yıkmıştı. Ben o kabuğu onarırken, duvarları tekrar örerken o içeride kalmıştı ve benim dünyamda sadece ikimiz kalmıştık. Bu da gözlerime perde çekmişti çünkü benim dünyamda her şey çok güzeldi.

  Öznur'un kendine özgü böyle bir yazı tarzı olmasa Yabancı'yı sanırım bu kadar sevemezdim. Her yeni bölümün başında  çok etkileyici cümleler yer alıyor. Bölüm başlarında kullanılan bu yöntemi çok beğendim. Sayfaları çevirdikçe çeviresiniz geliyor. Kendinizi kitaba kaptırınca zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz bile. Ediz ve Doğa'nın içinde bulundukları katil ve kurban sınırlarının dışına çıkıp yaşadıkları duygusal çelişkiler okuyucuyu sürekli zinde tutuyor. Karakterleri doğrusuyla yanlışıyla sahiplenebiliyor ve seviyorsunuz.  Olaylar sürekli belli bir tempoda cereyan ettiği için kitaptan sıkılma ihtimaliniz neredeyse yok. Yer yer zekice kurgulanmış esprili diyalogların olması ayrıca çok hoşuma gitti.

  Yabancı'nın kapağı kitabın ruhuna çok uygun. Kapağın ona ilk baktığınızda bir kenarı kanlanarak parçalara ayrılan kar tanesinin ne anlama geldiğini düşündürmesini çok güzel buluyorum. Kapak düşündürüyor, içinde ne tür bir kurgu barındırdığını merak ettiriyor. Bu benim pek çok kapağa tercih edebileceğim bir durum. Düşündüren sembolik kapakları seviyorum. Hangi açıdan baktığınıza göre pek çok anlam çıkarabilirsiniz. Soğuk ve kırılgan bir kar tanesi bana Doğa'yı çağrıştırıyor. Kar tanesini sol tarafından parçalara ayırmaya başlayan kan ise Ediz'i ifade ediyor. Kapağın yanı sıra Doğa'nın çizdiği ve onun ruhunu yansıtan ağaç resminin kitaba konulması ve yazarın el yazısından oluşan teşekkür yazısı Yabancı'ya  bence ayrı bir hava katmış.



Beni böyle olmaya mecbur ettiler. Ve benim için artık geri dönüş yok. Benim ellerimde kan var. Öldürürken cennetin yasak duygularını hissettiklerimin kanı.

  Kurguyu çok güzel bulan biriyim. Yabancı'yı merak edip başlamam zaten konusunun ilgimi çekmiş olmasıydı.  Ancak kurgunun bazı yerleri bana göre yetersiz kalıyor. Mesela Ediz gibi her yerde aranan birinin her mekana rahatça girip çıkabilmesi bu kadar kolay olmasa gerek diye düşünüyorum. Ya da Ediz'in 18 yaşında birisi için uzun süre lisede duracağına da ve o ortamda 24 yaşında biri olarak sırıtmayacağına da ihtimal veremiyorum.  Yabancı'nın bu bölümleri lisede değil de üniversitede geçse çok daha iyi olabilirdi. Ayrıca bir yerde başka bir tarih veriliyorken diğer bir yerde başka bir tarih verilmesiyle gözden kaçan bir basım hatası vardı. Neyse ki bu tarih hatasının diğer baskılarda düzeltileceğini duydum.

  Benim en sevdiğim bölümlerin çoğu 1. kitapta yer almıyordu. Kitabı daha önceden okumuş biri olarak Öznur'un kalemini bölümler ilerledikçe çok daha güçlü buluyorum. Bazen hem Doğa hem de Ediz'i okurken biraz yadırgadım bunlar o karakterler mi diye? Örnek vermek gerekirse sakız gibi uzattıkları karşılıklı çocuksu hakaretler,sonu anlamsız bir yere kayan diyaloglar Ediz ve Doğa gibi olgun karakterlere biraz eğreti duruyor. Mesela kitabın ilk on bölümüyle son on bölümü arasındaki farkı yoğun bir şekilde hissedebiliyorum. İlk bölümlerden son bölümlere doğru yazarın yaş aldığını da hissedebiliyorum. Henüz kitabı Wattpad'den okurken bile arkadaşlarımla yorumlarımı paylaşırken Öznur'un eski bölümlere oranla kalemini güçlendirdiğini,olayları daha mantıklı yazdığını ve Yabancı'yı daha da güzelleştirdiğini söylerdim. Kitap olarak okumadan önce temennim bölümler arasındaki farkın iyi bir düzenlemeyle giderilmesiydi. Ancak düzenlemenin yetersiz kaldığını düşünüyorum. Üstelik birkaç yerde yazım hataları olduğunu da gördüm.Kendi adıma daha iyi bir düzenleme beklediğimi söyleyebilirim. Kısacası ben bu bölümlerden daha iyilerini okuduğum için eski bölümlerde aradığım o tadı yakalayamadım. Öznur'un 15 yaşından 19 yaşına doğru devirdiği seneleri, hem katil-kurban ilişkisinin daha mantıklı bir çerçeveden yürümeye başlamasından hem de Doğa'nın içsel çatışmalarını daha yoğun hissettirmesinden  anlıyorsunuz. Düşünüyorum da internetten ilk okuduğum zamanlarda hiç böyle düşünmezdim. Zaman geçtikçe kitaplardan beklediğim şeyler de değişti. Bayılarak okuduğum bölümlerin şu an bana aynı hissi vermediğini fark ettim. Öznur'un kimi zaman ruhsal betimlemelerinin fazla uzun olduğunu düşünürdüm ama bu kitapta gözlerim o ruhsal tahlilleri aramadı dersem yalan olur. 

Hissetmemiz gerekenlerin üzerine buz tabakası örtülmüşken içimizde, hissetmememiz gerekenler alev alev. Bu şeytanın ateşten yaratıldığının kanıtıdır.

  Yabancı Şahmeran serinin başlangıç kitabı olduğu için eksik bulduğum kısımları görmezden gelebiliyorum. 2.kitabın çok daha iyi olacağını daha önceden okuduğum  ama ilk kitapta yer almayan bölümlerden tahmin etmek zor değil. İşte bu yüzden benim için asıl Yabancı'nın bir sonraki kitapta başlayacağını düşünüyorum. Kitabı kesinlikle okumalısınız. Benim zamanında iki kişiye okutturup onları bağımlı etmişliğimi göz önüne alırsak bana kulak vermeniz gerektiğini düşünüyorum. Daha söylenecek o kadar çok şey olmasına rağmen (Konu 3 senedir ilgiyle takip ettiğim Yabancı olunca böyle oluyor.) yorumumu çok fazla uzatmak istemiyorum. Görüşürüz!
Beni İnstagram'da da takip etmek isterseniz şuraya tıklayın.

4 yorum: