14 Eylül 2017 Perşembe

İntikam (Blood for Blood #1) - Catherine Doyle | Kitap Yorumu


 Maskeler...Onları çıkardığımızda ne olduğuna bir bak.

  Belki de ilk defa çok saçma bir şekilde kitap yorumuna başlayacağım. Ama bunu yazmazsam içimde kalacak. Fazilet Hanım ve Kızları'nı az da olsa izlediniz mi? Hayır, sakin olun lütfen, doğru hesaptasınız. Sadece bir benzetme yapacağım. Yağız = Luca , Sinan= Nic . Yazar dua etsin ki bu bir üçleme ve ben sinirden kitabı bırakmayacağım. – Bu bir yalan çünkü hiçbir şeyi yarım bırakamam- Diğer kitaplar için Luca ve Sophie adına bir umut beslemeye devam edeceğim. Kafanız karışmış olabilir. İsterseniz baştan alayım.

  İntikam’ın ilk yüz sayfası klasik bir young adult türünde ilerledi. İşin içinde konusunu bilerek okuduğum için daha olaylı bir şeyler bekledim ama olmadı. Bence bu bir eksiklikti. Çünkü konu genç bir kızın mahallesine yeni taşınan ve çok yakışıklı oğulları olan bir aile olduğu üzerine kuruluydu. 5 erkek olması sayı olarak bir farklılık ortaya koysa da klişeydi her şey. Ama sonra gerilim tırmandı. Asıl olaylar gün yüzüne çıktı. Ve kitabı elimden bırakamadım. Özellikle son olaylar bir dizi izliyormuşum gibi hissettirdi. 



Kitabın orjinal kapağı

  Kitabı Sophie'nin bakış açısından okuyoruz. Ancak Sophie’nin nasıl bir karaktere sahip olduğu bence yeterince belirtilmemişti. Yazar Sophie'ye Falcone erkeklerinin fiziksel özelliklerini övdürmekle o kadar meşguldu ki Sophie'yi okuyucuya tanıtamadı. Kızın 17 yaşına yeni girmiş olması içinde mafya barındıran bir kurgu için küçük kaldı. Eğer 20 yaşındaysanız ve genç kurgu okuyorsanız hayat çok zor...

   İtalyan mafyasının ününü duymayan yoktur herhalde. Klasik bir mafya anlayışı yok. Biraz araştırma yaparsanız bunu görebilirsiniz. Bence böyle bir konuyu yazarın kullanması çok farklı ve güzel olmuş. Bu hikayenin işte bu yüzden potansiyeli çok yüksek, malzemesi çok bol. Ve yazarın çıkış noktası mafya olsa da bunu aşkla ve aile ilişkileriyle harmanlayıp ortaya bir hikaye sunması çok hoşuma gitti. 

   Falcone ailesi Sophie'nin yaşadığı semte adeta bomba gibi düşer. Daha önce hakkında efsaneler dolaşan bir malikaneye taşınmaları ve hakkında dolaşan iddialar Sophie'yi onlardan uzaklaştıracağına daha da yakınlaştırır. Özellikle beş erkek kardeşin en küçüğü Nic'le aralarında bir hoşlantı durumu oluşur. Ama ben büyük abi Luca'yla aralarındaki kimyayı daha çok beğendim. Nic daha sıradan, Luca'ya göre daha sönük kalan bir karakter olarak geldi. Ama dediğim gibi umudumu kesmedim, diğer kitaplara bıraktım. Açıkçası dayanamayıp Goodreads’te 2. kitabın yorumlarına baktım. Beklentim boş çıkmayacak gibi, hadi bakalım.

  Toparlamak gerekirse kitap basit bir gençlik kitabı gibi başlayıp aslında öyle olmadığını gösterdi. Konu olarak akıcı ve sürükleyiciydi.  İnsanı merakta bırakan bir yönü de var. Ortada bir aşk var ama yaşanması neredeyse imkansız. Bu arada bu kitap neden yayınevinin diğer kitapları kadar ilgi görmedi? Şaşırtıcı bir durum bence. Pek bilinmiyor ve okunmuyor. Neyse böylesi daha iyi. Güzel şeyleri az insanların bilmesi yani. Hoşçakalın.

 Beni İnstagram'da da takip etmek isterseniz şuraya tıklayın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder