11 Eylül 2017 Pazartesi

Sarai - J. A Redmerski | Kitap Yorumu



Güzeldi ama yenilmiş ve hırpalanmıştı. Ömrünün geri kalanını da hep böyle hırpalanmış halde sürdürecek ve hiçbir duygusal kopuş ona masumiyetini geri vermeyecekti.

  Her yerde Katiller Çetesi'ni görünce ister istemez bu seriyi okumam lazım diye düşündüm. Çünkü insanda böyle bir psikolojik baskı oluşuyor. Sarai, Katiller Çetesi serisinin ilk kitabı. Ben çoğunlukla gece yatmadan önce Wattpad kitabı okur gibi okudum. Uykum gelince de uyuduğum için kitabı bitirmem zaman aldı. Aslında akıcı bir kitap ama sürükleyici değil. 



  Kitapta yaşananlar sıradan olaylar değil ama ben de heyecan uyandırmıyordu. Okurken kafamda sürekli şu vardı: “ Bu bir kitap ve her şey kurgu.” Sanırım konu üzerinden gidersem daha rahat anlatabilirim. Sarai, 14 yaşında bir uyuşturucu baronu tarafından kaçırılmış ve dokuz senedir esir hayatı yaşamaktadır. Kaçıran adam Javier’ın aynı zamanda gözdesidir. Peki neden Sarai? Ne farkı var? Açıkçası bunu sorguladım. Victor ise soğukkanlı bir katil. Birlik adını verdikleri bir çeteleri var ve bu Birlik için  Victor  9 yaşından beri eğiltilmiştir. Sarai, Victor'un arabasına kaçak olarak binerek esaretten kurtulmaya çalışıyor ve ikilinin yolları bu şekilde kesişiyor.

  Victor başlarda o kadar buzdolabı gibiydi ki sonlara doğru Sarai'ye karşı nasıl yumuşadı anlayamadım. O yumuşamaya geçiş evresi o kadar ani oldu ki hiç hoşlanmadım bu durumdan. Ayrıca Sarai ve Victor'un arasında bir kimya göremedim. Sanki yazar bu karakterleri birbirine yamamış gibiydi. Çünkü yazım stilinde ben bir duygu yoğunluğu göremedim. 


  Kitabı daha çok Sarai'nin ağzından okuyoruz. Bunun yanı sıra Victor’a da yer verilmiş. Ama Victor’un iç sesi bana robot gibi geldi. Bunu yaptım, telefonda şunu konuştuk. Anladık illa Sarai hakkında ne düşündüğü gizemli kalsın istenmiş. Ama bu da üstte de dediğim gibi  Sarai'ye değer verme aşamasının daldan düşer gibi olmasına sebep oldu.

  Kitabın malzemesi bol. Neler neler çıkar bu hikayeden... Sonlara doğru biraz kitap hareketlendi, hoşuma gitti. Ama yazar çoğu sayfada bana o heyecanı geçiremedi. Okuyorum, okuyorum. Diyorum ki “Hah, tamam. Şimdi öyle bir şey olacak ki ağzım açık kalacak.” Ama yüz ifadem hep aynı kalıyor. Ne olacağını tahmin edebiliyorum. Mesela dünyanın en klişe olayıdır : Kız bir tehlike anındadır. Ama erkek son anda her zaman gelir ve tam kız ölecekken onu kurtarır. Burada da öyle. Sarai tehlike altında ama ben hiç heyecanlanamıyorum. Çünkü biliyorum ki Victor gelip kurtaracak. 

  Kitabı çok gömmüş gibi olmak da istemem. Çünkü o kadar kötü de değil. Benim beklentim yapılan yorumlardan ötürü çok yüksekti. Ama beklediğim gibi çıkmadı, daha normal bir tempoda ilerledi. Kitabın en büyük artısı karanlık yer altı dünyasını anlatırken aşkı da bir yandan ele almasıydı. Bu ikisi her zaman tutar. Seriye devam edeceğim. Çünkü hiçbir şeyi yarıda  bırakamam ve diğer kitapların daha iyi olduğunu çoğu yerde okudum. Ancak araya başka kitaplarda sokacağım. Şu anda başka kitaplar beni daha çok cezbediyor. 
  Not: Kitabın dizisi çıkacak diye gördüm. Eğer doğruysa dizisi kitabından daha güzel olur bence.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder