18 Nisan 2017 Salı

Sevdiğim Tüm Erkeklere – Jenny Han | Kitap Yorumu


Ya şimdiye dek âşık olduğunuz her erkek onlar hakkında ne düşündüğünüzü öğrenseydi?.. Hem de hepsi aynı anda!

Lara Jean aşk mektuplarını annesinin verdiği bir şapka kutusunda saklıyordu. Bunlar başkasından aldığı mektuplar değil, kendi yazdıklarıydı. Sevdiği her çocuk için bir; toplam beş tane. Yazarak kalbi ile ruhundakileri dışarı dökebiliyor ve gerçek hayatta asla söyleyemeyeceği duyguları mektuba aktarabiliyordu çünkü onları sadece kendisi görecekti. Tabii bu gizli mektuplar postalanınca durum değişti ve böylece Lara Jean'in hayali aşk hayatı birdenbire kontrolden çıktı...

  Young Adult türünde bu kadar sevdiğim bir kitap okumayalı ne kadar çok olmuş...  Kitapta dikkatimi çeken ilk şey konusu olmuştu. İlginç gelmişti. Tabi konu daha sonra klişe bir yola saptı ama klişeleri klişe olmaktan çıkaran bir yazım olduğu için bunu göz ardı ettim. Ayrıca bir parça klişe hoşuma bile gidebilir.

  Kısaca konusuna değinmem gerekirse Lara Jean, sevdiği 5 kişiye mektup yazmıştır ancak bu mektuplar duygularını karşı tarafla paylaşmak için değil bir nevi içini dökmek içindir. Bir gün bu mektuplar sahiplerine postalanır ve işte tam bu noktada asıl hikaye devreye girer. Kitabın devamında Lara Jean'in bu erkeklerle yüzleşirken başına gelenler anlatılıyor.

  Kitabı hep bir tebessüm eşliğinde okudum. Karakterlerin çoğunu sevdim. Mesela ben Amerika'da doğup büyüsem Lara Jean gibi bir kız falan olurdum herhalde. Kendimden o kadar çok şey buldum ki -erkekler konusu hariç- Araba sürememesi, bazı iç düşünceleri, hatta ortanca kardeş olması bile aynı bendi. Haliyle kitabı bu kadar sevmemde en etkili şeylerden biri de buydu. Bilirsiniz ki insanlar kendilerine benzeyen kişileri sever.

  Sevdiğim Tüm Erkeklere, her ne kadar adından ve konusundan bir aşk kitabı gibi görünse de aslında aile ilişkilerine de değinen bir kitaptı. Annelerini kaybeden ve babalarına binen yükü azaltmak için iş birliği yapan Song kızlarını okumak da çok hoştu. Büyük abla Margo küçük yaşta sorumluluk almaya başladığı için diğer kız kardeşlere oranla daha mantıklı olanlarıydı. Margo'ya kimi zaman sinir oldum ama onu da yine hak verdiğim de oldu. Küçük kardeş Kitty ise en favori karakterlerimden biridir. O büyümüşte küçülmüş hallerini okumak beni benden alıyordu.

  Herkesten bahsedip te Peter Kavinsky'dan bahsetmemek olmaz. Kitabın eğlencesiydi adeta. Lara Jean'le girdiği diyaloglar bana kahkaha attırdı. Onun olduğu her sayfada ağzından çıkacak cümleleri büyük bir istekle okudum. Okuyarak ne demek istediğimi anlayabilirsiniz. Sürprizi bozmak istemem
.
  Sadece küçük bir eleştirim olacak. Kitabın geçtiği dünyada karakterlerin genelde 16-17 civarında olması fazla küçük kaçmış. Çünkü yaşadıkları yaşlarına göre biraz fazla ki bu yer Amerika'da olsa.




  Kitabı tek kelimeyle anlatsam ‘tatlı'derdim. İki kelimeyle anlatsam “ çok tatlı.” Kitaba ara verdiğimde neler olacağını düşünmekten kendimi alamıyordum. Biran önce şu işimi yapayım da okumaya devam edeyim modundaydım. Belki süper olmayabilir ama beni dış dünyadan soyutladı mı soyutladı. Daha ne isterim ki bir kitaptan? 2.kitabın özellikle başlarını merak ettiğim için dayanamayıp biraz İngilizce baktım. Artık gücüm yettiğince okumaya çalışacağım. Umarım diğer devam kitapları da ilki kadar beğenimi kazanabilir.

Beni İnstagram'da da takip etmek isterseniz şuraya tıklayın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder