22 Haziran 2017 Perşembe

Kırmızı Pazartesi – Gabriel Garcia Marquez | Kitap Yorumu


  Şu an ne yazacağımı bilemiyorum. Çünkü Kırmızı Pazartesi beni resmen afallattı. Kitabın arka kapağının tamamını okumadan başlamıştım okumaya. Sanırım bir yerde bir cümleyi okumamla kafama dank etti. Yazar kitabı kendi cümleleriyle anlatıyor. Aslında anlatıcı karakter yazarından bizzat kendisi desem daha doğru olacaktır. Yazar kasabasında yaşanmış bir cinayeti kendi araştırmaları sonucu bir roman haline getirmiş. Bunu fark etmemle daha bir merakla okumaya devam ettim.
  Kitabı anlatan çok klasik ama bir o kadar öz bir cümle var: İşleneceğini herkesin bildiği bir cinayetin öyküsü. Nasıl böyle bir şey olmuş bir türlü aklım almıyor. Kurgusal bir roman olsa hadi diyeceğim ki kitap işte olur. Ancak gerçekten de böyle bir şey nasıl olmuş , okudukça insan hayrete düşüyor. Resmen bütün dünya Santiago Nasar'ın ölmesi için bir olup iş birliği yapmış gibi geliyor. İster tesadüf deyin, ister umursamamazlık, isterse basiret bağlanması... Aslında biraz da kader.  Tabiki keşke insanlar üzerlerine düşeni yerine getirselerdi. Üstelik Santiago Nasar'ın ölümüne sebep olan namus cinayetinin suçlusu olduğuna dair tek bir kanıt bile yok. Bizim oralarda “Ne şehit oldu ne gazi b.k yoluma gitti Niyazi” diye bir söz vardır bilmem bilir misiniz? Sanırım bana en çok dokunan da annesinin kapıyı katillere kapıyı kapatmak isterken bilmeden oğlunun üzerine kapatması oldu. O kapı açılsa belki Santiago içeri girecek ve hala yaşamak için bir şansı olacaktı.


   Kitabın sondan başlayıp başa dönmesi çok hoşuma gitti. Olayları böyle ters sıralamayla yazılan kitaplara bayılırım. Bana hep çok daha büyüleyici bir yazım tarzı gibi gelmiştir. Şunu da belirtmek de fayda görüyorum: Yazar bu kitap sayesinde Nobel Edebiyat ödülüne layık görülmüş. Açıkçası yazarın daha önce hiçbir kitabını okumadığım için zorlanacağımı sanıyordum ama öyle olmadı. Sadece çok fazla isim geçmesi sebebiyle bazen kişileri karıştırdım. Ancak daha sonra internetten karakterlere bakıp karışıklıkları giderdim.  Gabriel Garcia Marquez'le ilk kez bu kitap sayesinde tanışmış oldum. Diğer kitaplarını da çok merak ediyorum. Kırımızı Pazartesi'yle sadece şöyle bir kapı aralamış oldum. Bakalım kapının ardında beni neler bekliyor?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder