22 Haziran 2017 Perşembe

Yeraltından Notlar - Dostoyevski | Kitap Yorumu



  Bundan yıllar önce Dostoyevski'nin Suç ve Ceza'sını ödev psikolojisiyle okumaya başlamıştım. Ancak o zamanlar hem yaşımın küçük oluşu hem de zorunluluk psikolojisiyle yarım bırakmıştım. Bu yüzden Yeraltından Notlar’ı Dostoyevski'den okuduğum ilk kitap olarak sayıyorum. Ayrıca  eğer hiç Dostoyevski okumadıysanız da bu kitabın iyi bir başlangıç olacağını düşünüyorum.

  Kitap 2 bölümden oluşuyor. İlk kısım olan Yeraltı'nı okumakta biraz zorlandım. Çünkü bazı cümleler virgüllerle uzadıkça uzadığı için cümlenin başını hatırlamakta zorlanıp başa dönüyordum. Dolayısıyla bu durum okuma hızımı düşürdü. Bu kısımda herhangi bir olay örgüsü yoktu, sadece isimsiz kahramanımız insana dair düşüncelerini belirtiyordu. Kendini hasta olarak tanıtan kahramanımız, hiç şüphe götürmez ki sıradan düşünen birisi değildi. Özellikle istekler, çıkarlar, özgür irade, akıl, bilinç gibi olguları farklı bir bakış açısıyla ele alsa da benim en çok hoşuma gideni insanın bile bile acı çekmeyi tercih ettiğini anlattığı satırlardı. Hepimizin bildiği ama yüzleşemediği bazı şeyler vardır ya bazen kendimize bile itiraf edemeyiz. Yeraltından Notlar bunlara ayna tutan bir yapıttı.

  2.bölümde ise kahramanın yeraltı dünyasının davranışlarına nasıl yansıdığını okuyoruz. Bu kısım ilk kısma göre daha akıcıydı. Üç tane olay üzerinden kahramanımızın ne anlatmak istediğine şahit oluyoruz. Bitirince de böyle bir kalakaldığımı hissettim. 135 sayfa ama dolu dolu geçiyor ve kesinlikle bir çırpıda okunabilecek türde bir kitap değildi. Hatta bir kere daha açıp okusam belki bambaşka anlamlar çıkartacağım derinlikte bir kitaptı. “Ben hasta bir insanım... Huysuzum.”  ifadeleriyle söze başlayan kahramanın ne demek istediğini okudukça farkına varıyorsunuz. Aslında kitabı tam olarak nasıl ifade edebileceğimi bilemiyorum. Hani yüksek bir uçurumun kenarımda durup aşağı bakmaya korkarsınız, boşluk sizi aşağı çekecek gibi hissettirir. Ama bir yandan da uçurumdan gördüğünüz manzara gözünüze çok güzel gözükür.  İşte bu kitabı okumak da böyle bir duyguydu.


Alıntılar


Hangisi daha iyi: Ucuz mutluluk mu, yoksa insanı yücelten ızdıraplar mı? Evet, hangisi daha iyi?

“İzin vermiyorlar...bırakmıyorlar...iyi bir insan olayım!” diye zorlukla konuştum. Sonra divana kadar gidebildim, yüzükoyun divana attım kendimi ve on beş dakika gerçek bir isteri krizi içinde ağladım.

Çünkü ben yeryüzündeki tüm solucanlar arasında en rezil, en zavallı, en küçük hesapçı, en ahmak, en kıskanç olanıyım, diğer solucanlar hiç de benden daha iyi değiller ama nedense onlar benim gibi çekingen ve mahcup değiller; ben ise hayatım boyunca o rezillerin tokadını enseme yiyip duracağım; işte benim karakterim bu.

Bak yine aynı yere geliyoruz Liza, insan ancak çektiği acıların hesabını tutar, mutlu günlerini ise hiç hesaba katmaz. Eğer hesaplasaydı mutluluktan da yeteri kadar payını aldığını görecekti.





1 yorum:

  1. Yeraltından Notlar; gerçek dünyadan kendini soyutlamış bir kişinin iç çatışmalarını ve hezeyanlarını konu alır.

    Yalnızlık, öfke ve aşağılanma duygusunun okuyucuya başarılı bir şekilde hissettirildiği bu eseri kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.

    Kitaptan gözüme takılan, sevdiğim alıntılar:

    ❝Ant içerim ki, her şeyi tam anlamıyla algılamak, bir hastalıktır.❞

    ❝Yüreği temiz olmayan kimsenin anlayışı da tam olamaz.❞

    Devamını bloğumda bulabilirsiniz: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/fyodor-mihaylovic-dostoyevski-yeraltindan-notlar-kitap-yorumu/

    YanıtlaSil