15 Nisan 2020 Çarşamba

Körlük- Jose Saramago | Kitap Yorumu


  Körlük, bir salgın distopyasından bahsediyor. Belki içinde bulunduğumuz şu bunaltıcı dönemde yanlış bir tercih olabilir ama elimde olduğundan okumak istedim. Bir gün aniden bir adam kör olur ve bu körlüğün bulaşıcı olduğundan bir haber olan insanlar arasında zincirleme olarak yayılır. Salgının ilk aşamasında görme duyusunu kaybeden kişileri, eski bir akıl hastanesinde karantina altına alırlar. Bina gün geçtikçe dolar ve insanlar arasında bir güç hiyerarşisi oluşur. Elinde silahı olan zorba körlerin gönderilen yemekleri zulalayıp diğer körleri ezmesi insanın eline fırsat geçtiğinde nasıl hayvanlaştığını bu kitap aracılığıyla bir kez daha gözler önüne seriyor. İnsanı dıştan denetleyen bir mekanizma olmadığı zaman ilkel dürtüleriyle nasıl hareket ettiğini de gözler önüne seriyor. Çok korkunç bir kitaptı. Günümüzde yaşadığımız şeylere benzeyen detaylar var ama yine de bizde bu kadar olmaz diyordum. Taki 10 Nisan gecesinde insanların ekmek sırasında birbirlerini dövmesi gibi felaket görüntülerini görünceye kadar. Aslında bu kitaptaki distopyanın çok benzerini yaşadığımızı fark ettim. Bunun dışında kitap 330 sayfa ama bana okurken 530 gibi geldi ne yalan söyleyeyim. Çünkü kendimi o akıl hastanesindeki körlerin yerine koydukça gerçekten okurken bunaldım.Sadece nokta ve virgül kullanılarak yazılmış bir kitap, diyalog çizgileri bile yok. Hiçbir karakterin adı yok, olayın nerede geçtiğiyle ilgili bir bilgi yok. Bu bakımdan okuduğum en farklı kitaplardan biriydi. Bir de içinde bulunduğum psikolojiden dolayı kitaba sık sık ara verme ihtiyacı hissettim. Yazarın kullandığı körlük aslında simgesel, bir mesaj vermeye çalışıyor. Zaten kitapta yer yer didaktik satırlar mevcut.  Özellikle kitabın sonuyla birlikte bu mesajı net olarak alıyorsunuz. Yazarın gerçekten insanın doğasını çok iyi çözümlediğini düşünüyorum. Zor ama gerçek anlamda bazı şeyleri düşündürmeye sevk eden bir kitaptı.

3 yorum:

  1. Ben de öyle düşünüyorum. Umarım yeni dalgayı tetiklemez bu.

    YanıtlaSil
  2. Ben önce filmini izledim, sonra kitabını okudum. Gerçekten etkileyici bir eser. Aynı oranda korkutucu. Göz insanın en önemli duyu organı bence. Konuşmasak ya da duymasak görmemek kadar etkili olmaz. Tabii hepsi önemli ama gözü en tepeye yazarım.

    YanıtlaSil